Irak'ın kayıp milyonları ve süper soyguncu güç ABD!
Irak işgalinin ilk yıllarında ABD'li yöneticilerin Irak'ta yaptığı yolsuzluklar gündemin ilk sıralarını oldukça meşgul etmişti. Amerikalı denetçiler, Irak'ta savaş sonrası koalisyonca kurulan petrol fonunun hesaplarına baktıklarında, ilginç bir durumla karşılaştı. Fon gelirlerinin yaklaşık 8 milyar 800 milyon doları eksikti. Sonuçları endişe yaratan bu gelişme, Iraklılardan gizlendi. Dönemin ABD Başkanı Bush ile iyi ilişkileri olduğu bilinen Dick Cheney, BBC Radyosu'nun File on 4 programında, ABD'nin işgal ve soygun düzenini anlatmıştı. İşte süper soyguncu güç ABD'nin, demokrasi bahanesi ardındaki yolsuzlukları...
Giriş Tarihi: 22.09.2019
15:40
Güncelleme Tarihi: 22.09.2019
16:46
Rapor, 2003 yılı Ağustos ayında, Pentagon'a da gönderilmiş. Geçen yıl sonunda da, Amerikan Kongresi'nin 'Hükümet Reformu' Komisyonu'na sunuldu. Demokrat kongre üyelerinden Henry Waxman, suçlamalar hakkında yeni bir oturum yapılmasını istedi. İktidardaki Cumhuriyetçi Parti'nin muhalefeti yüzünden bu oturum yapılmadı. Henry Waxman ise bu durumdan hiç de memnun değil:
"Bunun doğru olup olmadığını, iddialar hakkında bir soruşturma yürütülüp yürütülmediğini, yürütülse bile sonuç alınıp alınmayacağını bilmiyoruz. Ancak sorular sormaya devam ediyor, harekete geçilmesinde ısrar ediyoruz. Halliburton'ın kabul ettiği bir başka yolsuzluk daha var. Şirketin iki çalışanı, Amerikan hükümetinden ihalesini aldıkları işleri, Irak'ta yaptıracak şirket seçerken, rüşvet aldıklarını açıkça kabul ettiler. Halliburton da bu kişileri kovdu ve bunu açıkladı. Ancak konuyla ilgili tüm bilgileri edinemedik. Rüşvet alan kişilerin adlarını bile öğrenemedik. Söz konusu olayda, Amerikan vergi mükelleflerinin parasının çarçur edildiğini görüyoruz. Halliburton'ın Irak'taki tüm faaliyetlerinden anladığım, Amerikan vergi mükelleflerinin aldatıldığı, Irak'ın petrol gelirinin uygunsuz şekilde alındığı ve şirketten hesap sorulmadığı. Hükümet hesap sormadığı için de, cezasız kalıyor."
Irak'taki sözleşmelerde, rüşvet iddiaları, sadece Halliburton'la sınırlı değil. Koalisyon Geçici Yönetimi yetkililerinin de rüşvet aldıkları öne sürülüyor. Irak Geçici Yönetim Konseyi'nin İngiliz danışmanlarından Claude Henkes-Drielsma, kulağına gelen bilgilerden kaygılı:
"Iraklılar olanları şöyle algılıyor: Koalisyon Geçici Yönetimi bünyesindeki çok sayıda kişi; hükümet yetkilileri, bürokratlar ve sıradan Iraklılar yolsuzluk yaptılar. İhaleler, mutlaka Irak halkına yarar sağlayacak şekilde yapılmadı. Hatta Irak halkının sırtından kazanç sağlandı. Uzun yıllardır tanıdığım bazı kişiler, Koalisyon Geçici Yönetimi yetkililerinin, ihale sürecinde önemli miktarda rüşvet istediklerini söylediler. 300 bin dolar kadar nakit ödeme yapıldığını duydum. Koalisyon güçlerinin Irak'ı özgürleştirmesi, büyük bir başarıydı ve Irak halkı da bunu kabul ediyor. Ancak bu noktada en talihsiz olan, daha sonra olayların idaresinin, 'felaket' olması."
Claude Henkes-Drielsma, rüşvet iddialarının koalisyon hiyerarşisinin, çok üstüne dayandığını söylüyor. Drielsma'ya göre iddialar, kapalı kapılar ardında soruşturuluyor. Koalisyon Geçici Yönetimi, Irak'ın petrol gelirlerinden 20 milyar dolar, Amerikalıların vergilerinden de 3 milyar dolar harcamıştı. Şimdi bunların yaklaşık 8 milyar 800 milyon dolarının kayıp olduğu anlaşılıyor. Bu sonuca varan Amerikan hükümetinin denetçilerinin başkanı Ginger Cruz, 'eksik kontrol mekanizmalarına' dikkat çekiyor.
Koalisyon Geçici Yönetimi'nin Başkanı Paul Bremer ise Amerikan denetçilere sert bir mektup gönderdi. Bremer, denetçilerin, hangi koşullar altında çalıştıklarını anlayamadıklarını, savaş ortasında Batının mali denetim standartlarına sahip olamayacaklarını söyledi. Demokratlar, konuyu gündemde tutmaya çalışıyor. Demokrat kongre üyelerinden Henry Waxman, Koalisyon Geçici Yönetimi'nin tüm harcamalarının, denetlenmesi konusunda, henüz ümidini yitirmiş değil:
"Kongre, vergi mükelleflerinin paralarının ve Irak petrolünden elde edilen gelirlerin nasıl harcandığı konusunda hükümetçe bilgilendirilmezse, buna üzülürüz. Duyduklarımızın, belki sadece çok büyük bir buzdağının görülen kısmı olduğunu, belki de paraların kullanımı sırasında yolsuzluk yapıldığını düşünürüz. Şunu kabul etmeliyiz: bu paraları, çok da önemli olmayan yerlerde harcayarak, büyük kötülük yaptık. Bahsedilen paranın, Iraklılara yardımda kullanılması gerekiyordu. Ancak eğer Irak halkının elektrik ve suyu yoksa ülkede altyapı yeninden inşa edilmemişse; Iraklıların acısını sürdürüyor, isyancılara militan toplamaları konusunda koz veriyoruz demektir. Çünkü isyancılar şunu söyleyebilirler: "Bakın, Irak'ın petrolü Amerikalılarca, Iraklılara yardım için değil, başka amaçlar için kullanıldı."
Birleşmiş Milletler bünyesindeki 'gıda karşılığı petrol' programıyla ilgili skandal, örgüt bünyesinde soruşturulmuştu. Savaş öncesi Irak'ın petrol gelirlerinin kullanımıyla ilgili skandal, Genel Sekreter Kofi Annan'ı görevden alınması gerektiği yolundaki iddiaları da beraberinde getirmişti. Annan, yönetim kademesince eleştirilmiş, olay Amerikan Kongresi'nde soruşturulmuştu. Peki ya, Amerika öncülüğündeki koalisyonun Irak'ta kaybettiği paralar? Uluslararası Saydamlık Örgütü'ne göre, Irak'ın yeniden yapılanması, insanlık tarihinin en büyük yolsuzluk skandalına dönüşebilir. Washington'da, Amerika'nın Irak'taki kendi mali skandalı konusunda ise bu günlerde tam bir sessizlik hâkim...