Arama
Fransa’da Müslüman karşıtlığının tezahürü: Kurumsal İslamofobi
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, İslam'a ve Müslümanlara yönelik söylemleri ile Müslümanları hedef göstermeye devam ediyor. Tüm Müslümanlara "potansiyel suçlu" muamelesi yapılarak geliştirilen politikalar, camiler dahil Müslümanlara ait kuruluşların kapatılması, "laiklik" adı altında Hz. Muhammed'e hakaret içerikli karikatürlerin yayımlanabileceğinin ve okul derslerinde gösterilebileceğinin savunulması, Macron'un İslamofobi'yi kurumsallaştırma çabasının bir parçası. Tüm bu faşist girişimlere karşın Fransa'da Müslüman nüfus her geçen gün artıyor.
Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo, ülkedeki ilkokul, kolej ve liselerin tamamında "laiklik haftası" düzenlenmesini önerdi. Hidalgo, "Bölünmez, laik, demokratik ve sosyal cumhuriyetimizi savunmak zorundayız" ifadeleriyle Macron'un politikasına destek verdi.
📌 Fransa'da daha önce de "Okul gezileri sırasında velilerin başörtüsü kullanmalarına izin verilmemesi gerektiği" gündeme gelmişti.
Saldırıda iki kadının, Eyfel Kulesi'nde Cezayir kökenli iki başörtülü Müslüman kadına "Pislik Araplar" diye bağırdığı ve defalarca bıçakladıkları belirtildi. Saldırganlar polis tarafından tutuklandı.
Diğer yandan, yakın zamanda başı kesilerek öldürülen öğretmen için seferber olan Fransız medyasının bu olayda sessiz kalması "ikiyüzlülük" olarak nitelendirildi.
Ülke genelinde Müslümanları ve İslami kuruluşları hedef alan Fransız polisi, eve gittiğinde kadının kocasının "tutucu Katolik" olduğunu, evdeki silahların da yasal şekilde bulundurulduğunu tespit etti.
"İslam bugün dünyanın her yerinde krizde" ve "Planladığımız stratejinin dördüncü ekseni, Fransa'da aydın/aydınlatılmış bir İslam inşa etmektir; dış etkilere bağlı İslam'a ihtiyacımız yok" açıklamalarında bulunan Macron ayrıca "Türkiye, Fas ve Cezayir'in imamlarını eğitmesine son vereceğiz" demişti.
📌 "İslam'ın yapılandırılmasını" kendisine misyon edinen Macron, attığı adımlarla Fransa'da Müslümanları tamamen sindirip asimile etme amacı taşıyor.
Denize burkini ile giren Müslüman kadınlara "Adaba ve sekülerizme uymayacak biçimde giyinmek" suçlamasıyla ceza kesilmişti.
Müslümanlara "adaba aykırılık" gerekçe gösterilerek kesilen cezalar, burkini ile girmenin yasak olduğu Fransa'da kıyafetleri ile denize giren rahibeler söz konusu olduğunda ise işlememişti.