Ruslar Türk dünyasını nasıl ayrıştırdı?
Türk soylu devletlerin ve lehçelerin geleceğinin en büyük tehdidi Ruslaştırma politikasıdır. Uzun yıllar Rusya, işgal ettiği Türkistan topraklarındaki halkı asimile ederek onlara geçmişini unutturmaya çalışmıştır. Amaç ise bölgedeki halkı ayrıştırmak ve iletişim kurmalarını engellemektir. İşte, Ruslaştırma politikasına dair tüm detayları sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 12.09.2022
07:56
Güncelleme Tarihi: 12.02.2024
11:44
🔹 İlk dalga modernleşme ile beraber, Türk topraklarının Rus Çarlığına bağlanması için kullanılan araçlar olarak karşımıza çıkar.
🔹 Bölgenin ikinci Ruslaştırma politikası ile tanışması ise Orta Asya ve Türkistan'a Rus yerleşimcilerin iskân politikasıyla gerçekleşir. Bölgeye yerleştirilmeye başlanan Rus göçmenler doğrudan Rusya'nın bölgedeki bağlantıları olur ve Ruslaştırma siyasetine hizmet eder.
🔹 Rusya'nın kendisine bağladığı ve sonrasında ayrıştırdığı Türki Cumhuriyetlerin başındaki kişi halkın içinden biri olurken, yardımcısı ve sekreteri olan kişi muhakkak bir Rus olur. O halkı yöneten birinci değil ikinci kişidir. Halk tarafından da bilinen ve yazılı olmayan bir yasadır.
Tatarların Mehmet Akif'i: Abdullah Tukay
Farklı bir yöntem 'sürgün'
🔹 Ruslaştırma "Russification" siyaseti Kafkasya'da kendini daha farklı bir biçimde gösterir . Çarlık bu bölgede acımasız yüzünü göstererek on binlerce Kafkas halkını sürgün eder.
🔹 Çarlık Rusya, Kafkasya'da 19. yüzyılın ilk yarısından itibaren yayılmaya başlar. ve Kafkaslardaki Müslüman topluluklardan büyük direnç görür. Rus kuvvetleri bölgeye nüfuz etmekte zorlanır ve şiddetli bir savaş meydana gelir.
🔹 Rusların bölgeyi askeri yolla işgali sonucu pek çok topluluk Osmanlı topraklarına sığınır, başarılı olamayanlar ise Çarlık güçleri tarafından Sibirya'ya sürgüne gönderilir.
Eski Türkçeden Anadolu ağızlarına geçen kelimeler
🔹 1863 yılından başlayarak 500 bine yakın Adige, Karaçay Çerkez, Çeçen, İnguş ve Dağıstanlı kavimlerin sürgün edildiği bilinir.
🔹 Sürgün metodu bu tarihlerden itibaren Rusların yayılma siyasetinde sıklıkla başvurdukları ve Rus siyaseti ile özdeşleşen bir politika olarak karşımıza çıkacaktır.
Rusya'nın ne ilk ne de son sürgün oyunudur bu.
Tatar Türklerinin sürgün hikayesi: Korkunç Yıllar
🔹 Rus dili, Sovyetler Birliği çapında ulus inşası, devlet inşası ve Sovyetleri oluşturan devletlerin kimlik inşalarında temel araç olarak görülür. Sovyetler, Rus dilini komünist ideolojinin uluslararası resmi dili olarak görür ve hâkimiyeti altındaki birliği oluşturan diğer uluslara zorunlu kılar.
🔹 Sovyetlerin dağılmasından sonra da dil meselesi bağımsızlığını kazanan yeni ulusların kimlik, devlet ve ulus inşalarında ana konulardan biri haline gelir.
🔹 Türki devletler, 1991 sonrasında kendi ulusal dillerini anayasalarında tanımlayarak, ana dilin zorunlu hale getirilmesini parlamentolarda aldıkları kararları ve eğitimden devlet kurumlarındaki resmi yazışmalara kadar ulusal dillerin kullanımını yasalaştırır.
Türk dünyası fikir ve kültür birliği
🔹 Fakat Rusya'nın baskılarından ve tacizlerinden kurtulamazlar. Eski Sovyet cumhuriyetleri SSCB döneminde diglossia "asimetrik iki dilliğe" maruz kalırlar.
Asimetrik iki dillilik bir dilin diğerlerine dominasyonu anlamına gelir.
🔹 Sovyet rejimi hâkimiyeti altında yaşayan diğer ulusların dilleri üzerinde asimetrik iki dillilik politikası Rusçanın dayatılması ile uygulanır. İşte Rusya iki dillilik ile kirli emellerine ulaşacaktır. Bu politika gereği devlet dairelerinde, ulaşım, sanayi, kamu, askeriye ve eğitim alanlarında yalnızca Rus dilinin konuşulması mevzu bahistir.
Tatarların günlük hayattaki tezahürleri: Maniler