Arama

10 maddede Edip Cansever hakkında her şey

Sonsuz bir düşünce gücüne sahip, İkinci Yeni'nin kuyumcu şairi, yalnızlığın ve imgenin insanı Edip Cansever'in şiirlerinde Orta Doğu ve Afrika'yı kendi kişisel intibaları, hatıra ve hayalleriyle bu coğrafyalar arasında imgesel bağlar kurarak ele aldığını biliyor muydunuz? Sizler için satırlarıyla ruhumuza dokunan Edip Cansever'in doğum yıl dönümünde hakkındaki tüm detayları derledik.

Düz yazının olanaklarından sınırsız biçimde yararlanan Cansever, dizeye işlev kazandırarak, diyalog ve iç monolog gibi tekniklerle kendine özgü ses, imge ve anlam düzenine ulaştı. Böylece insanı toplum içinde bir birim olarak ele aldı. Yalnız, sıkıntılı ve çaresiz bireyi ön plana çıkaran Cansever, "çağının şairi" olma konusunda önemli bir yer edindi.

  • 5
  • 15
HAYATINI ETKİLEYEN BÜYÜK OLAY
HAYATINI ETKİLEYEN BÜYÜK OLAY

Hayatının en önemli olayının 1954 yılında çıkan Büyük Kapalıçarşı Yangını olduğunu söyleyen Cansever, dokuz kitabını Kapalıçarşı'da, Sandal Bedesteni'ndeki küçük dükkânın asma katında bulunan çalışma masasında yazdı. Cansever bununla ilgili şöyle bir yorumda bulunur: "Bugün düşünüyorum da ya o yangın olmasaydı?"

  • 6
  • 15
ŞİİRLERİNİ İLK ÖNCE KARISI OKUDU
ŞİİRLERİNİ İLK ÖNCE KARISI OKUDU

Edip Cansever, 1957'de yayımlanan "Yerçekimli Karanfil" adlı kitabıyla 1958 Yeditepe Şiir Armağanı'nı aldı. 1976'da yayımlanan "Ben Ruhi Bey Nasılım" adlı kitabıyla 1977 Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü'nü alırken, 1981'de bütün şiirlerini bir araya getiren "Yeniden" adlı kitabıyla da 1982 Sedat Simavi Edebiyat Ödülü'nü aldı. Usta şairin 19 yaşındayken evlendiği karısı Mefharet Cansever, 39 yıl süren evlilikleri boyunca her daim ilk okuru oldu.

  • 7
  • 15
İSMET ÖZEL ŞİİRLERİNİ OKUMASI İÇİN CANSEVER'E GÖNDERDİ
İSMET ÖZEL ŞİİRLERİNİ OKUMASI İÇİN CANSEVER’E GÖNDERDİ

İsmet Özel, 2006 yılında şiir serüveniyle ilgili Gerçek Hayat Dergisi'ne röportaj verirken, Edip Cansever'den de bahseder. Şiirlerini okuması için Cansever'e gönderdiğini ve sonucunda aldığı övgü dolu mektubu sürekli yanında taşıdığını anlatır:

"...ben Edip Cansever'e, 'Size şiirlerimi göndereceğim' dedim. Dediğimi de yaptım. Edip Cansever'den heyecan ve övgü dolu bir mektup aldım. Mektupta diyordu ki "Bize şiirlerini gönderen çok olur, sanma ki herkese böyle sözlerle cevap veririm.' O mektup çok hoşuma gitmişti, hep yanımda taşıyor, çıkarıp okuyordum. Böylece, Edip Cansever'le yazışmamız başladı."

Edip Cansever, İsmet Özel'e yazdığı bir mektubun girişine "Merhaba Reis" ithamıyla başlar. Mektubunda, Özel'in anlatım biçiminden tutarak Alman yazarlara, Orhan Veli'ye, Eliot'a, Dostoyevski'ye ve son olarak da İkinci Yeni akımının eleştirisine değinir.

  • 8
  • 15
EDİP CANSEVER'İN İMGELERİNDE ORTA DOĞU
EDİP CANSEVER’İN İMGELERİNDE ORTA DOĞU

Edip Cansever de diğer şairler kadar yoğun ve ayrıntılı olmamakla birlikte şiirlerinde Orta Doğu ve Afrika'yı bazen bir imge bazen de bir bağdaştırma aracı olarak kullanır. Cansever, 1959 yılında yayımlanan Petrol adlı şiir kitabındaki "Tah Tah Tah" adlı şiirde askerlik ve askerlikle ilgili anılarına örtük bir biçimde yer verirken, yaşadığı bunalım ve sıkıntıyı anlatır. Şiirdeki özne, "ben zorlu bir askerim olaylar tankında" mısraıyla askerlik ve sıkıntılı ruh hali arasında bir ilişki kurar. Alışılmış ve sıradan askerlik ritüelleri bu bunalım ve sıkıntıyı daha da arttırır. Şiirin üçüncü biriminde doğrudan bu sıkıntının yansımasını görmek mümkündür:

Hadi gelelim mi, biz bizde savaş olanız
Hadi gidelim mi, biz kapıdan girmek için biraz da
Desene duralım mı, biz durmak olanız tah tah tah

Edip Cansever'in, "Nerde Antigone" isimli kitabında yer alan "Bedevi" şiirinde de develerin durmadan ve dinlenmeden süren yürüyüşleri ile sıkıntı hali sembolize edilmek istenmiştir. Bedeviler Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da yaşamlarını çölde geçiren göçebe bir topluluk olarak, sıradanlığın ve tek düze yaşamın içindedirler. Şair de kendi ruh haliyle Bedeviler arasında bir eşitlik ve benzerlik ilgisi kurmuştur.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN