Arama

10 soruda Edgar Allan Poe

"Kuzgun" ve "Annabel Lee" şiirleriyle tanıdığımız Edgar Allan Poe, gerek yaşam öyküsü gerekse edebi anlayışıyla dünya edebiyatındaki en dikkat çekici isimler arasında yer alır. Gotik edebiyat türünün en önemli temsilcilerinden biri olan Poe, dönemindeki baskın edebiyat anlayışından sıyrılarak özgün duruşuyla ayakta kalmaya çalıştı. Peki, ünlü edebiyatçının çetrefilli hayatı ve sanatı hakkında yeterince bilgiye sahip olmadığınızı mı düşünüyorsunuz, o halde Poe hakkında pek çok şey öğrenebileceğiniz 10 soruyu ve cevabı siz Fikriyat okurları için derledik.

  • 3
  • 13
3. En güzel şiirlerinden olan ‘Annabel Lee’nin arkasında yatan hikaye nedir?
3. En güzel şiirlerinden olan ‘Annabel Lee’nin arkasında yatan hikaye nedir?

'Annabel Lee'nin hikayesi, melankolik Poe'nun acıklı bir ayrılık hikayesinden doğduğu düşünülmüştür.

Virginia Clemm, Poe'nun kuzenidir. Virginia ile henüz 13 yaşındayken hayatını birleştiren Poe, çocuk yaşta sayılabilecek eşini çok sevmiştir fakat ne yazık ki genç yaşında eşinin ölümünü tatmıştır. Bu ölüm henüz kendisi de çok genç olan Poe'yu derinden etkilemiştir. İşte masalsı Annabel Lee şiirinin de şairin çok sevdiği eşinin ölümü ardından yazıldığı düşünülmüştür.

"Senelerce senelerce evveldi
Bir deniz ülkesinde
Yaşayan bir kız vardı bileceksiniz
İsmi; Annabel Lee
Hiç birşey düşünmezdi sevilmekten
Sevmekten başka beni
O çocuk ben çocuk, memleketimiz
O deniz ülkesiydi
Sevdalı değil karasevdalıydık
Ben ve Annabel Lee
Göklerde uçan melekler
Kıskanırlardı bizi
Bir gün işte bu yüzden göze geldi
O deniz ülkesinde
Üşüdü bir rüzgarından bulutun
Güzelim Annabel Lee
Götürdüler el üstünde
Koyup gittiler beni
Mezarı oradadır şimdi
O deniz ülkesinde"

  • 4
  • 13
4.Edebiyatın en çok hangi türünde adını duyurmuştur?
4.Edebiyatın en çok hangi türünde adını duyurmuştur?

Kısa öykünün bugünkü şeklini almasında önemli bir kilometre taşı niteliği taşıyan Poe, polisiye ve bilimkurgu türü bakımından da dikkate değer bir role sahiptir. Özellikle Morgue Sokağı Cinayeti ilk modern dedektif öyküsüdür. Poe'nun 'muhakeme' öyküleri olarak adlandırdığı üç öyküsü (Morgue Sokağı Cinayeti, Marie Rogêt'nin Esrarı ve Çalınan Mektup) yenilikler sayesinde oldukça önemli başarılar elde etmiştir.

  • 5
  • 13
5.Eserlerinin ana temaları nelerdi?
5.Eserlerinin ana temaları nelerdi?

Poe, eserlerinde insanların bilinç altında yaşadığı ruh hallerini, korkularını ya da endişelerini başarıyla anlatıp, aynı duygu, korku ya da endişeleri okuyucuda tekrar tekrar canlandırmaya çalışmıştır. Eserlerinin çoğu transandantalizme karşı çıkan kara romantizm türüyle anılmaktadır. Transdantalizm yani deney üstücülük olarak adlandırılan akım, on dokuzuncu yüzyıl başlarından itibaren Amerika'da edebiyat, din, kültür ve felsefe alanında ortaya çıkan yeni fikirler toplamıdır. Eserlerinde zaman zaman ironiye de başvuran Poe, en çok kullandığı ölüm konusu ile ilgili olarak ölümün fiziksel belirtileri, cesedin çürümesinin etkileri, canlı mezara gömme, ölülerin canlanması ve matem duygusu üzerine yazmıştır. Eserlerinin çoğu, Poe'nun özellikle hiç hoşlanmadığı transandantalizm akımına karşı edebi bir tepki olarak oluşmuş kara romantizm tarzının bir parçası olarak kabul edilir.

  • 6
  • 13
6.Sherlock Holmes’a esin kaynağı olan kahramanı kimdir?
6.Sherlock Holmes’a esin kaynağı olan kahramanı kimdir?

İlk kez 1841'de yayımlanan "Morgue Sokağı Cinayeti"nde C. Auguste Dupin, Sherlock Holmes'a rehber olduğu söylenen akılcı çözümleme tekniklerini ince ince anlatır. Dünyaca tanınan dedektif ise 1887 yılında ilk yayımlanan hikâyesiyle Sherlock Holmes olur.

Edgar Allan Poe ve Öyküleri Üzerine isimli çalışmada Poe'nun kahramanından etkilenerek Sherlock'u oluşturan Dupin'in şu sözlerine yer verilmiştir.

  • 7
  • 13
"Edgar Allan Poe dedektif öykülerinin babasıydı"
Edgar Allan Poe dedektif öykülerinin babasıydı

"Dikkatsizce bol bol etrafa saçtığı tohumlardan bugünkü edebiyat formlarımızın çoğunun çıktığı Edgar Allan Poe dedektif öykülerinin babasıydı ve dedektif öykülerinin sınırlarını öylesine kapsamıştı ki takipçilerinin nasıl olup da kendilerine ait olduğunu iddia ettikleri yeni alanlar bulduğunu anlamakta zorluk çekiyorum. Dedektif öyküsünün kısalığına karşın yoğunluğu bir tek niteliğe, yazarın kahramanına verdiği zekâ keskinliğine bağlıdır. Bunun dışındaki her şey etkiyi azaltır. Sorun ve çözümü, izleği oluşturmalı, yaratılan karakterler buna bağlı olmalıdır. Bu dar yolda ilerlemesi gereken yazar her zaman önünde Poe'nun ayak izlerini bulur. Bu yolun dışına çıkabilir ve kendisine ait bir yan yol bulabilirse yazar kendini mutlu saymalıdır."

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN