7 güzel adam 7 güzel şiir
Yedi güzel adamdan birisi kan görür; birisi aşk görür; biri yar, biri bela, biri dağ; biri de sofra görür. Görüler be gereğini bellerler. Peki "Bu insanlar dev midir, Yatak görmemiş gövde midir?" Cahit Zarifoğlu'nun anlattığı 'Yedi Güzel Adam'ı en güzel şiirleriyle birlikte yeniden hatırlıyoruz.
Giriş Tarihi: 22.09.2018
12:51
Güncelleme Tarihi: 22.09.2018
15:18
Türk Edebiyatı'nın önde gelen hikâyecilerinden Rasim Özdenören'in ikizi olarak 20 Mayıs 1940'ta Kahramanmaraş'ta dünyaya gelen Alâeddin Özdenören, çağının tanığı olmayı seçen şairlerden biridir. Şiirin dili onu salt gözlemci olma konumundan çekip çıkartmıştır.
Lise yıllarında ikiz kardeşi Rasim Özdenören, Cahit Zarifoğlu ve Erdem Bayazıt ile Maraş'ta çıkardıkları Hamle dergisi ile edebiyata başlayan Alâeddin Özdenören, daha sonraları Yeni İstiklal, Diriliş ve Edebiyat dergileri ile, 1976'da kurucuları arasında yer aldığı Mavera dergisinde yazmaya devam etti.
Yavrum
Yalnızlığı şu son kıyısını da atla
Ve anla ki hayat
En özgür biçimini sende denemiştir
Onun içindir ki ölüm
Denizin doğurduğu eşsiz dalga
Sende dokumaktadır güzelliğini.
Varsın açıklamasın kendini hiçbirşey
Değil mi ki gökyüzü toprağı kucaklamaktadır
Değil mi ki mavilikler yolmaktayım göğsünden
Değil mi ki bileklerimize kaynayan çelik
Bir nehir gibi akan şu bulvar
Gövdemizi dolaşan güneş
Her gece üstümüze devrilen yıldızlar
Senin doğurganlığından birer parçadır
Ve elbet senin için söylenmiş türküler vardır
Uzak dağlarında ülkemin...
HAKİKİ BİR DAVA ADAMI: MEHMET ÂKİF İNAN
Cumhuriyet dönemi Türk şairi, yazar ve araştırmacı Mehmet Akif İnan, 1940 yılında Şanlıurfa'da dünyaya geldi. İlk ve yazı şiirleri 1957'den itibaren mahalli gazetelerde çıktı. 1959'da Derya adlı bir gazete yayımladı. 1969 yılında Nuri Pakdil, Rasim Özdenören ve Erdem Bayazıt'la birlikte Edebiyat dergisinin, 1976'da Cahit Zarifoğlu, Rasim Özdenören, Erdem Bayazıt, Alaeddin Özdenören ve Ersin Gürdoğan grubu ile Mavera dergisinin kurucuları arasında yer aldı.
1998'de Divan ve halk şiiri geleneğinden yararlandığı şiirleriyle kendi kuşağının usta şairleri arasında gösterildi.
Mescid-i Aksa'yı gördüm düşümde
Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu
Varıp eşiğine alnımı koydum
Sanki bir yer altı nehr çağlıyordu
Gözlerim yollarda bekler dururum
Nerde kardeşlerim diyordu bir ses
İlk Kıblesi benim ulu Nebi'nin
Unuttu mu bunu acaba herkes
Burak dolanırdı yörelerimde
Mi'raca yol veren hız üssü idim
Bellidir kutsallığım şehir ismimden
Her yana nur saçan bir kürsü idim
Hani o günler ki binlerce mü'min
Tek yürek halinde bana koşardı
Hemşehrim nebi'ler yüzü hürmetine
Cevaba erişen dualar vardı
Şimdi kimsecikler varmaz yanıma
Mü'minde yoksunum tek ve tenhayım
Rüzgarlar silemez gözyaşlarımı
Çöllerde kayıp bir yetim vâhayım
Mescid-i Aksa'yı gördüm düşümde
Götür müslümana selam diyordu
Dayanamıyorum bu ayrılığa
Kucaklasın beni İslâm diyordu...
1934 senesinde Kahramanmaraş'ta doğan, Nuri Pakdil, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Şiir ve deneme türündeki ilk çalışmalarını Maraş'ta Demokrasiye Hizmet gazetesinde yayımladı.