Abdurrahim Karakoç'un hafızalara kazınan 10 şiiri
Abdurrahim Karakoç, bu toprakların yetiştirdiği en büyük şair ve ozanlardan biriydi. Şiirleri marş gibi okunan, özü ve sözü bir olan şair, kalemiyle yüzlerce insanı etkiledi. Vatan ve millet sevdası, gönül titreten dizeleri ile hemen herkesin dağarcığında yer edindi. Sizler için Abdurrahim Karakoç'un hafızalardan silinmeyen şiirlerini derledik.
Giriş Tarihi: 15.03.2020
09:14
Güncelleme Tarihi: 05.03.2021
10:22
📌 Kör dünyanın göbeğine Hak yol İslam yazacağız. Kuşların göz bebeğine Hak yol İslam yazacağız.
Yola, ağaca, pınara Esen yele, yağan kara Yağmur yüklü bulutlara Hak yol İslam yazacağız.
Koç burcuna, yay burcuna Bebeklerin avucuna Minarelerin ucuna Hak yol İslam yazacağız.
Bucak bucak, köşe köşe Kara taşa, kor-ateşe Yıldıza, aya, güneşe Hak yol İslam yazacağız.
Askerlerin miğferine Kağnıların tekerine Buda'nın tunç heykeline Hak yol İslam yazacağız.
Her kapının eşiğine Her sofranın kaşığına Balaların beşiğine Hak yol İslam yazacağız.
Herkes duyacak, bilecek Saklanmaz gayrı bu gerçek Yaprak yaprak, çiçek çiçek Hak yol İslam yazacağız.
🔍 EDEBİYATIN DERİNLİKLERİNDEN GELEN 1 ŞİİR 1 ŞARKI LİSTESİ
📌 Sular aşka gelir, coşar Hak diye Başın taşa vurur vurur hû çeker. Rüzgâr dağdan dağa koşar Hak diye Arada bir durur durur hû çeker.
Otlar bile Hak diyerek bitermiş Yağmur Hak'tan gelir, Hakk'a gidermiş Hak âşığı âmâ gözlü bir derviş Hak yolunda yürür yürür hû çeker.
Ağaç dal dal, Hakk'a açar kucağı Acı vermez Hak emrinin bıçağı Gökte güneş Hakk'ın sönmez ocağı Dağdaki kar erir erir hû çeker
Gökgüvercin Hak der uçar seherde Balık suda Hakk'ı içer seherde Kırmızı gül Hak der açar seherde Kokusunu verir verir hû çeker.
Hakk'ın yolcuları Hak'ta buluşur Varlık zerre, zerre Hakk'ı bölüşür Kalp bedende Hak Hak diye çalışır Kan damara varır varır hû çeker.
Hak mührü var ceylanların gözünde Hak yazılı kâinatın yüzünde Hak Resulü Muhammed'in(s.a.v.) izinde Gönül Hakk'ı görür görür hû çeker.
📌 Savaştayım elli yıldır Ömrüm geçti boşalt, doldur Anlamadım bu ne hâldir Bir gün silah çatamadım
Suları ıslatamadım.
Ekin ektim başak yılan Kuşandığım kuşak yılan Yorgan akrep, döşek yılan Bir gün rahat yatamadım
Suları ıslatamadım.
Ne payem oldu, ne sayem En doğruya varmak gayem Düşüncemdir tek sermayem Alan yoktur satamadım
Suları ıslatamadım.
Yolum yokuş, izim ayrı Dilim yağsız, sözüm ayrı Bedenimden özüm ayrı Biri bire katamadım
Suları ıslatamadım.
Talipli yoktur sevgiye Anlamadım, neden? Niye? Canlar gücenmesin diye Can attım, gül atamadım
Suları ıslatamadım.
📌 Sarı saçlarına deli gönlümü Bağlamışlar, çözülmüyor Mihriban! Ayrılıktan zor belleme ölümü Görmeyince sezilmiyor Mihriban!
Yâr deyince kalem elden düşüyor Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor Lâmbamda titreyen alev üşüyor Aşk kağıda yazılmıyor Mihriban!
Önce naz sonra söz ve sonra hile Sevilen seveni düşürür dile Seneler asırlar değişse bile Eski töre bozulmuyor Mihriban!
Tabiplerde ilaç yoktur yarama Aşk değince ötesini arama Her nesnenin bir bitimi var ama Aşka hudut çizilmiyor Mihriban!
Boşa bağlanmamış bülbül gülüne Kar koysan köz olur aşkın külüne Şaştım kara bahtın tahammülüne Taşa çalsam ezilmiyor Mihriban!
Tarife sığmıyor aşkın anlamı Ancak çeken bilir bu derdi, gamı Bir kördüğüm baştan sona tamamı Çözemedim çözülmüyor Mihriban!
🔍 ABDURRAHİM KARAKOÇ'UN MİHRİBAN ŞİİRİNİN "GERÇEK" ÖYKÜSÜ
📌 Ormanlarda yuvasını yitiren Bir kuş görsem sen gelirsin aklıma. Beni alıp uzaklara götüren Bir düş görsem sen gelirsin aklıma.
Gönlüm viranedir, yakılmış, yanmış Hayal mermerinde hatıram donmuş. Asırlar öncesi duvara konmuş Bir taş görsem sen gelirsin aklıma.
Toprak, ağacın her hali güzel Gölgesi, meyvesi hem dalı güzel Nerede, ne zaman faydalı, güzel Bir iş görsem sen gelirsin aklıma.
Acılmış bir çiçektir her gülen dudak Kılıfta tomurcuk zor gülen dudak Bir dostluk bakış ı, bir gülen dudak Bir diş görsem sen gelirsin aklıma.
Yüreğinde deli taylar eş ınan Gam ilinden dert iline taş ınan Altmış yıl yaş ayıp bin yıl düş ünen Bir baş görsem sen gelirsin aklıma.