Ahmet Hamdi Tanpınar'ın derslerinde işlediği konular
"Zaman" şairi olarak adlandırılan Ahmet Hamdi Tanpınar, ömrünün uzun bir döneminde öğretmenlik yaptı. Yazdıkları ile okuyucularına, anlattıkları ile öğrencilerine yol gösterdi. Bir programa bağlı kalmadan işlediği derslerini şiir, tarih, musiki, mimari gibi geniş yelpazede sundu. Sizler için Ahmet Hamdi Tanpınar'ın derslerinde işlediği konuları derledik.
Giriş Tarihi: 24.01.2021
13:30
Güncelleme Tarihi: 23.06.2023
13:53
Sesli dinlemek için tıklayınız.
➡ Şiir, hislerin sanatı zannedilmiştir ve bu yüzden hisler de öğretilemez denmiştir. Mallerme, Gauguin; bunlar şiir ve resim yaptıkları halde devirde birleşirler. Ressamın birçok model olarak tanıdığı kadınlar var ve dolayısıyla sefahat fazla, hürmet yok. Şairde ise hürmet var kadına karşı; Mallerme karısından ve bir aktristen başka kadın tanımamıştır. Baudelaire "Ben şiirimi meydana getirmek için, içimdeki isteriyi bir gül ağacı gibi büyüttüm." der. Fuzuli bir minyatürcü olsaydı içindeki aşkını sevgilinin yüzünde görecektik; o yüzde bir fedakârlık bir kendinden feragat olacaktı.
➡ Şiir, hisler üzerinde doğrudan doğruya konuşan sanat olduğu için öğretilemez. (Edebiyat Dersleri, Ahmet Hamdi Tanpınar)
📌 Edebiyat dönemin şartlarına göre çehre değiştiren sanattır. Bazı devirlerde ağır bir dille ele aldığı konuları belirli kitleye sunmuş bazı devirlerde ise bütün kuralları yıkarak insanları büsbütün şaşırtmıştır. Tanpınar, tam da bu konuyu Batı ile kendi edebiyatımızı mukayese ederek anlatır:
➡ Evvelce sanat, sanatkarane, ciddi bir tavır alırdı. Evvelce şiir cami etrafında doğar, saraylara, münevverlere, halka geçerdi. Şiir, edebiyat bugün mihverini değiştirmiştir. Bugün inkişaflara ehemmiyet verilmiyor. Bugünkü vaziyet şiirsiz şiir, edebiyatsız edebiyat, resimsiz resim, müziksiz müzik yapılma yolundadır. Bugün iki türlü edebiyat var:
1. Köklere inen geniş edebiyat: Henry Miller, Virgina Wolfi Faulker, Aldoux Huxleyi Kafka. Avrupa kültürü bugün kendini muhafaza ediyor.
2. İşin şaka tarafından olanlar: Orhan Veli.
Zamanı aşan yazar Ahmet Hamdi Tanpınar
➡ Bugünkü şiirimizin manzarası dışarıyı takip ve taklittir. Yalnız filozofisini yapamıyoruz, eksiğimiz budur. Avrupa'da edebiyat felsefe ile beraber yürür. Bizde felsefi buhran yok. Bu nereden geliyor? Örnekler karşımızda hazır yalnız bir seferde felsefeyi alamıyoruz. Felsefeyi yalnız filozoflar kurar zannediyoruz; felsefeyi filozoflar kurar ama hayat taşır.
➡ Artaud, son zaman Fransız şairlerindendir. Bu adam deliydi, tımarhaneden öldü; bunu taklit ediyoruz. Bu adam akıldan bıkmıştı, halbuki biz aklın dairesine bile giremedik, rasyonel düşünce yok.
➡ Biz kaynağımızla olan münasebeti kaybettik; tarihimizin zarureti icabı bunu beş defa kestik: Orhun, Yunus Emre ve Ahmed Paşa, Tanzimat, yeni harf. Demek edebiyatımız kendiyle beslenemiyor. Geriye halk edebiyatımız kalır, bu bir tutamdır, kafi değildir.
➡ Bugün bir buhran var insanın içinde. Bugün eskiye, kısa bir zaman evveline kadar dönülemez. Bugünün insanı her şeyi değiştirmiştir. Bugünün insanı sadece ezilme değildir, zaferi var, sevinci, düğümleri, meseleleri vardır.
➡ Asıl mesele, içimizdeki durgunluğu yıkmaktır. Nereden insana başlayacağız? Bizde buhran yok hazır kaynaklardan istifade ediyoruz, kolaya kaçıyoruz, değerlerimizi bilmiyoruz.
➡ Edebiyata güzeli bulmak meseledir. Edebiyatımızda gazel çok, fakat Yahya Kemal'in Mehtap Gazeli ve Neşati'nin bazı gazelleri daha güzeldir . (Edebiyat Dersleri, Ahmet Hamdi Tanpınar)
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın kullandığı Fransızca kelimeler
📌 Edebiyatta, hiçbir durumdan memnun olmayan, kâinata ve kendine yabancı olan "yalnız adam tipi" olarak adlandırılan karakter çeşidi vardır. Fransız edebiyatında dönemin şartlarına uygun olarak meydan gelen bu tipi, Ahmet Hamdi Tanpınar, kendi yazarlarımızın eserleri ile mukayese eder.
➡ Yalnız adam Sartre'nin Bulantı romanındaki tiple başlar: Bu adam kâinatı beğenmez, kainattaki yerini bulamaz. 1936 sırasında yazılmıştır. Albert Camus'un 'Yabancı'sı da böyledir: Bu adan her şeye, kendi ıztırabına da yabancıdır. Sait Faik'teki "yalnız adam" biraz bunlarla ilgilidir. Yalnız adam tipi, modern Fransız edebiyatının bulduğu bir tiptir.
➡ Sait Faik'in hikâyelerinde hayat sevgisi, biraz da kaçış vardır. Orhan Kemal daha ziyade bir sınıfı, rençber takımını ele alır; ondan bohem yoktur. Sait Faik'te en aşağı tabakada bile bir bohem taraf vardır. İkisinin yetiştiği muhitler başka başkadır; biri Adana diğeri İstanbul'dur. Sait Faik, hayatı angaje etmemiş bir insandır. Sait Faik daha çok estetik tarafa kaçar; Orhan Kemal daha realisttir, röportaj hâkimdir.
➡ Sait'te yosun kokusu, deniz hep güzeldir; bu güzelliği daha çok şehre açılmış hayatın tabiatın içinde arar. Sait köksüzün içindedir, onun peşindedir. Orhan köklünün, davanın peşindedir ve insanı tabii ızdıraplarıyla verir. Sait'te daha ziyade hikâye yok, bir anın genişletilmiş şekli ve ekleme tedaileri var. Çoğu kahraman odur veya müşahit vaziyetindedir. Dışarıda gördüğünü kendi içinde arayan adamdır. Ahlak kanunlarının dışında kendini görmekten hoşlanan bir adam hali var. Bu bazen azap şeklinde tecelli eder. İlk hikâyeleri daha realisttir; sonra şiire kaçar, vaka azalır. Onda, dağınık bir şiir malzemesi var. Beslenmeyen bir sürrealizm var son hikayelerinde. (Edebiyat Dersleri, Ahmet Hamdi Tanpınar)
Kitabı satın almak ve incelemek için tıklayın