Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Mahur Beste romanı hakkında 10 bilgi
Türk edebiyatının usta kalemlerinden biri olan Ahmet Hamdi Tanpınar'ın ilk romanı Mahur Beste, aynı zamanda yazarın en kısa romanı olma özelliğini de taşımaktadır. Yapı bakımından da pek çok farklılığa sahip olan romanda, giriş, gelişme ve sonuç bölümleri bulunmaz. Ana kahraman Behçet Bey'in yaşam öyküsü üzerinden imparatorluk topraklarındaki farklı insanların hayatlarına da temas edilir. Eserde medeniyetimizin geçirdiği bütün değişimleri yakından gözlemleyebiliriz. Tanpınar'ın tamamlayamadığı ilk eseri Mahur Beste hakkında en ilgi çekici 10 detayı derledik.
Giriş Tarihi: 22.10.2020
16:32
Güncelleme Tarihi: 23.10.2021
14:00
Sesli dinlemek için tıklayınız.
📌Roman hakim/ilahi bakış açısıyla yazılmıştır. Bu teknik yazara pek çok imkan sağlamıştır. Hakim bakış açısı dışarıdan bir gözle tüm detayları bilen ve ona göre kurguyu oluşturan bakış açısı türüdür. Kahramanın duygu ve düşünceleri, aklından geçenler ise roman içerisinde iç monolog tekniğiyle aktarılmıştır.
"Hayır. Burada her şeye bu kadar basit bir gözle bakan insanların arasında yaşamak bana güç gelecek. Bunlar için ölüm, hayat, günün her hadisesi, saadetler ve felaketler o kadar tabii şeylerdi ki… Hâlbuki ben, bir masalı olan adamdım.''
Ahmet Hamdi Tanpınar romanlarının gizli kahramanı: Zaman
TANPINAR'IN "NEHİR ROMAN"LARINDAN
📌Ahmet Hamdi Tanpınar'ın yazdığı dört romandan üçü, kendi içlerinde bir "nehir roman" olarak değerlendirilir.
Nehir roman: Tek başlarına okunabilecek, ama belli başlı özellikleriyle birbirlerine bağlanan romanları ifade etmek için kullanılan bir kavramdır.
📌Tanpınar'ın Mahur Beste, Huzur ve Sahnenin Dışındakiler romanları arasında da böyle bir ilişki vardır. Bu üç eser, kendi içlerinde okunup anlaşılabilecek kitaplar olsa da her üç romanda da karşımıza çıkan bazı ortak karakterler, temalar ve motifler bulunur.
"Istırap insanoğlu için gündelik ekmek, ölümse sadece bir kaderdi, ikisinden de kaçınılmazdı. Asıl dava, derin bir şekilde yaşamak ve kendi kendisini gerçekleştirmek, ölümlü hayata şahsi bir çeşni vermekti."
Sahnenin Dışındakiler romanı hakkında 10 soru 10 cevap
ANA KARAKTERİN HAYATI ÜZERİNDEN ANLATILAN KOCA BİR MEDENİYET
📌Mahur Beste romanına bakıldığında ilk etapta anlatılan Behçet Bey'in hayatıdır. Fakat romana yalnızca Behçet Bey'in hayatını anlatıyor demek oldukça yetersiz bir değerlendirme olacaktır.
📌Behçet Bey çerçevesinden imparatorluk topraklarında yer alan çeşitli insan profilleri roman içerisindeki rollerini almıştır. Tanpınar, Mahur Beste'de modernleşme tarihimizde geleneksel kimlikleri parçalayan ilmiye sınıfına ait üç kişiyi karşımıza çıkarır: İsmail Molla, Ata Molla ve Sabri Hoca … Bu üç karakter Tanzimat sonrası Osmanlı toplumunun bir portresi niteliğindedir. Dini eğitim almış üç aydının medeniyete dair düşünceleri romanda önemli bir bölümü içermektedir.
📌Bu şahısların varlığı romanı, Behçet Bey'in yaşam öyküsü olmaktan çıkararak medeniyet değişiminde yaşanan sorunlara, daha geniş bir perspektifle bakabilmeye olanak sağlamıştır.
"Kendi eliyle çalışmak ruhu tasfiye eder, insanı Allah'a yaklaştırır. Dikkatini elindeki işe verirsen temiz kalırsın."
📌Tanpınar'ın birçok eserinde olduğu gibi Mahur Beste de klasik musikimize ait unsurlarla örülüdür. Bireyin özünü keşfetmesini sağlayan musiki romanın bel kemiğini oluşturur. Tanpınar romanında genel olarak musikinin farklı kültürleri birbirlerine bağlayan yönüne atıfta bulunmuştur.
📌Ayrıca Doğu musikisi üzerinden, medeniyetimizin duyuş ve düşünüş tarzına da değinmiştir. Tanpınar musikiyi kültürü ve değerleri tamamlayan bir unsur olarak görmüştür.
"Herkes gibi maddesiyle gezinen bir insan olduğunuz halde bir rüyaya benziyorsunuz. Belki de hayatınızı doğru dürüst yaşamadığınız için bu tesiri yapıyorsunuz."
ROMANDAKİ MUHAYYEL MAHUR BESTE
"Bu romanı büyük bestekarımız Eyyübi Bekir Ağa' nın ruhuna ithaf ediyorum."
📌Roman Lâle Devri'nin ünlü hânende ve bestekârlarından Eyyübi Ebubekir Ağa'ya ithaf olunmuştur. Eyyübi Bekir Ağa'nın da Mahur makamında bir bestesi bulunmaktadır. Bu nedenle ilk bakışta Ahmet Hamdi'nin bu besteden etkilenmiş olduğu düşünülmektedir.
"Gittin emma ki kodun hasret ile canı bile İstemem sensiz geçen sohbet-i yâranı bile"
📌Neşati'nin bu beyiti roman boyunca ve hatta üçlemenin diğer romanı olan Huzur'da da sıkça tekrarlanmaktadır.
"Her şeyden vazgeçmek, her şeyden pişman olmaktı."