Ahmet Hamdi Tanpınar'ın şiir estetiği
Edebiyatımızın çınarı Ahmet Hamdi Tanpınar deyince akla ilk olarak romanları gelse de o, Cumhuriyet devri şiirimize damga vurmuş isimlerdendi. Nitekim ünlü şair, adını ilk kez "Musul Akşamları" şiiriyle duyurdu. Dillere pelesenk olan "Ne içindeyim zamanın" dizeleri ve daha birçoklarıyla estetiğin zirvesine ulaştı. Peki, çok yönlü bir şahsiyet olan Tanpınar'ın sözün en zarif hali şiir hakkındaki görüşleri nelerdi? İşte Tanpınar'ın şiir estetiğine dair detaylar…
Giriş Tarihi: 23.06.2020
16:07
Güncelleme Tarihi: 23.06.2020
16:43
Ünlü şairin şiirlerinin çoğunda müzik, rüya, zaman, sonsuzluk temaları etrafında ve bunlara bağlı olarak tabiat, ışık, aşk, ölüm, korku gibi motifler yer aldı. Kendi şiirleri için "dilde rüya halini kurmak" gibi bir formülden bahseder. Şairi Yahya Kemal'den ziyade Ahmet Haşim'e yaklaştıran nokta da şiirlerinde işlediği bu temalardı.
Tanpınar'ın mükemmeliyetçilik düşüncesi, şiirin şekli ve muhtevası için de geçerliydi. 1930'lu yıllarda cereyan eden şiirde vezin ve kafiyenin atılmasına dair görüşlerin karşısında durdu. Nitekim şaire göre vezin ve kafiye şiirin mükemmeliyet unsurları arasında yer alıyordu. Mehmet Kaplan'ın da ifade ettiği gibi Tanpınar yaşamının son yıllarında serbest tarzda şiirler kaleme almış olsa da bunların mükemmeliyetinden her zaman kuşku duymuştu.
Hafıza ve hatıranın kıyısında 'Tanpınar'
ŞİİRDEKİ GAYESİ MÜKEMMELE ULAŞMAKTI
Tanpınar'ın mükemmeliyetçilik düşüncesi, şiirin şekli ve muhtevası için de geçerliydi. 1930'lu yıllarda cereyan eden şiirde vezin ve kafiyenin atılmasına dair görüşlerin karşısında durdu. Nitekim şaire göre vezin ve kafiye şiirin mükemmeliyet unsurları arasında yer alıyordu. Mehmet Kaplan'ın da ifade ettiği gibi Tanpınar yaşamının son yıllarında serbest tarzda şiirler kaleme almış olsa da bunların mükemmeliyetinden her zaman kuşku duymuştu.
Tanpınar, Edebiyat Üzerine Makaleler isimli eserinde şiirde gayesinin ne olduğunu sıklıkla dile getirmişti. Şairin şiirde ulaşmak istediği gaye; mükemmellikti. Bu mükemmellik duygusu, yalnızca şiirin kendisinden elde edilmeliydi, şiir dışında herhangi bir ideoloji veya fikirden beslenmemeliydi. Nitekim şair belli ideolojilerin emrinde olan şiirlerin geleceğe taşınamayacağını, ebedi olamayacağını düşünür. Şiirin asıl asaleti kendisinde başlayıp kendisinde bitmesidir. Bu sebeple şair her daim "saf şiir" i aramıştır.
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın hayatı…
Tanpınar şiirde mana üzerinde de düşüncelerini dile getirmişti. O, şiirin kapalı olması gerektiğini düşünen ve okuyucuya yer açan şairlerdendi. Şiirde mana olduğunu savunur fakat bu manada düz yazılardan çok uzaktır.
Hatırlama
Sen akşamlar kadar büyülü, sıcak, Rüyalarım kadar sade, güzeldin, Baş başa uzandık günlerce ıslak Çimenlerine yaz bahçelerinin. Ömrün gecesinde sükun, aydınlık Boşanan bir seldi avuçlarından, Bir masal meyvası gibi paylaştık Mehtabı kırılmış dal uçlarından."
"VELHASIL O RÜYA DURUYOR YERLİ YERİNDE"
Tanpınar rüya gibi bir mana peşindeydi. Rüya onun şiirlerinde beslendiği en önemli kaynaktı. Romanlarında olduğu gibi şiirlerinde de rüyayı, bilinç altınına kolayca ulaşabileceği bir araç olarak görmüştü.
Bir Gül Tazeliği
"Bir gül tazeliği içinde her an Fildişi köpükten ve parıltıdan Mahmur, uğultulu yaz sabahları, O üst üste rüya cenup rüzgarı. Ürkek dalgaların omuzlarında Tül tül dağılanlar, sırrı havada Bu cümbüş, bu bahar... Çılgın öpüşler Mercan kadehleri gizli gülüşler..."
Geçmiş Yaz Rüya gibi bir yazdı. Yarattın hevesinle Her anını, her rengini, her şi\'rini hazdan. Halâ doludur bahçeler en tatlı sesinle! Bir gün, bir uzak hatıra özlersen o yazdan
Körfezdeki dalgın suya bir bak, göreceksin: Geçmiş gecelerden biri durmakta derinde; Mehtap... iri güller... ve senin en güzel aksin... Velhasıl o rüya duruyor yerli yerinde!
Tanpınar'ın tüm eserlerinde yer alan zaman hakkındaki görüşleri, şiirlerini de şekillendirmişti.
Ne içindeyim zamanın, Ne de büsbütün dışında; Yekpare, geniş bir anın Parçalanmaz akışında.
"Ne İçindeyim Zamanın" şiiri, Tanpınar'ın Fransız filozof Bergson'un zaman anlayışından etkilenmesiyle oluşturduğu felsefesinin birebir yansımasıdır. Tanpınar meşhur Antalyalı Genç Kıza Mektubup'unda, "Şiir ve sanat anlayışımda Bergson'un zaman telakkîsinin mühim bir yeri vardır" şeklinde ifade eder.
Ne İçindeyim Zamanın, Sabah, Yavaş Yavaş Aydınlanan, Sabaha Karşı, Yollar Çok Erken, Birgül Bu Karanlıklarda, Bütün Yaz, Karışan Saatler İçinde gibi şiirler zamanla alakalı isimler almıştır.
Zaman konulu en önemli şiirlerinden biri de "Bursa'da Zaman"dır. Şiir Tahlilleri 2 çalışmasında "Bursa'da Zaman"ı değerlendiren Mehmet Kaplan, "Eserin birinci kısmında Bursa'nın içinde gizli olan rüya ve manayı ortaya koyan şair, ikinci kısmında kendisinden ve sevgilisinden bahsediyor. (…) Dekor ile insan, mekân ile insan arasındaki bu birleşme bir ebediyet vehmi doğuruyor. 'Havayı dolduran uhrevi ahenk', ölümü, tatlı bir rüya, bir 'ilah uykusu' gibi hissettiriyor." çıkarımında bulunur.
Bursa'da Zaman
Bursa'da bir eski cami avlusu, Küçük şadırvanda şakırdıyan su; Orhan zamanından kalma bir duvar... Onunla bir yaşta ihtiyar çınar Eliyor dört yana sakin bir günü. Bir rüyadan arta kalmanın hüznü İçinde gülüyor bana derinden. Yüzlerce çeşmenin serinliğinden Ovanın yeşili göğün mavisi Ve mimarîlerin en ilâhisi."
Ahmet Hamdi Tanpınar romanlarının gizli kahramanı: Zaman