🔶 Günlükler, günü gününe yazılan bir tür olduğu için kimi zaman şahısların ani öfke ve sevinçlerinin de kaydedildiği güncel metinlerdir. Nitekim Tanpınar günlük kızgınlıklarını ve ani öfkelerini günlüklerine kaydeder, bu kızgınlıktan hocası Yahya Kemal de nasibini alır.
"Benim için O, bir muhacir kuştu,' O da bizim gibi bir insan. Öfkeleri var, kinleri var. Ama bu öfkesini içinde biriktiren kinci biri değil"
"Gençler yanımda Yahya Kemal'i çekiştirip duruyorlar. Büyüktü, değildi, şu, bu. Fikirlerin bir kısmı benim. Bugünkü edebiyat âleminde yüzde hiç olmazsa beş fikirler benden. Benim adım yok ortada."
"Yahya Kemal bize Sedd-i Çin olmak istedi. Benim en büyük tâli'im vaktinde bu seddi delip öbür tarafa geçmektir. Fakat çalışma sistemi öğretebilirdi. Bizi lüzumsuz bir coşkunluğun içine hapsetti. Nurullah ve ben ondan çıktık. Nurullah lüzumsuza, benliğin çukuruna düştü. Ama ben nereye gittim." (s. 268)
🔶Hayatının son dönemlerinde dostları tarafından hatırlanmaması usta yazarın yalnızlığı da git gide arttırır. "Hepsinde beni kendimden iğrendiren bir şey var" satırlarıyla dostlarının kendisine hissettirdiği duyguları anlatır Tanpınar.
🔶Sevgisizlik Tanpınar'ı birçok noktada hırpalayan ve içe kapanmasına sebep olan bir duygudur.
"Aslında fena adam değilim; fakat çok hırpalandım, çok sarsıldım, çok ihmal edildim, hor görüldüm."
🔶Tanpınar'ın en büyük yalnızlığı ise aşk hususundadır.
🔶Yazar, Huzur romanındaki idealize ettiği Nuran'ı bütün yaşamı boyunca aramış gibidir. Günlüğünde sevgi hakkında kurmuş olduğu bir cümle oldukça çarpıcıdır:
"İnsan bir defa sevebiliyor ve bütün ömrünce onu görünce titriyor."
"Bende eksik olan şey hayata karşı mukavemet."
(x)Öğrencisi Ahmet Hamdi Tanpınar'ın gözünden hocası Yahya Kemal