Arama

Felatun Bey ile Rakım Efendi üzerine tiyatral bir inceleme

Roman türü ilk defa 19. yüzyılda Batılılaşma hareketleri neticesinde edebiyatımıza girdi. Bu türün başlıca konuları; yanlış batılılaşma, Batı'ya hangi noktada ve nerede bağlanacağımızdı. Ahmet Mithat'ın Felatun Bey ile Rakım Efendi isimli romanı da o dönemdeki yanlış batılılaşmayı inceleyen eserlerdendir. Tanzimat Döneminin ünlü romanlarından biri olan Felatun Bey ile Rakım Efendi'nin tiyatroya uyarlamasını Fikriyat okurları için çözümledik.

  • 2
  • 10
Yazarak geçmiş bir ömür
Yazarak geçmiş bir ömür

Ağabeyi ölünce yeniden İstanbul'a taşınan yazar, Tahtakale'deki evinin altına küçük bir matbaa kurarak yazı hayatına burada devam eder. 1872'de Namık Kemal ile tanışmasının ardından Devir ve Bedir isminde bir gazete çıkarır. Bu gazete uzun soluklu olmaz kapatılır, yazar Dağarcık ve Kırkambar dergilerini yayımlayarak yazı hayatına devam eder. Fakat dergideki yazılar sebebiyle Namık Kemal, Ebüzziya Tevfik gibi isimlerle Rodos'a sürgüne gönderilir.

1897'de muhalif tutumunu biraz daha yumuşatan yazar, II. Abdülhamid'e yakınlaşır.

Servet-i Fünun sanatçılarını eleştirdiği "Dekadanlar" yazısıyla çok tepki toplar ve yazarlığı bırakır. Yazarlığı bırakmasının ardından ölümüne kadar Dârülfünun'da dünya tarihi ve dinler tarihi derslerini verir.

"Yazı makinesi" olarak anılan ve hayatı boyunca 200'e yakın eser verdiği bilinen Ahmet Mithat Efendi, 28 Aralık 1912'de İstanbul'da yaşamını yitirmiştir.

  • 3
  • 10
Tanzimat dönemi yazarları tarafından işlenen ‘yanlış batılılaşma’ teması
Tanzimat dönemi yazarları tarafından işlenen ‘yanlış batılılaşma’ teması

Yanlış batılılaşma, Tanzimat Döneminde yaygın bir şekilde kullanılan bir kavramdır. Osmanlı Devleti 18. yüzyıldan itibaren birtakım yenilgiler yaşar, bu yenilgiler neticesinde değişim amacıyla yönünü Batı medeniyetine çevirir. Dönemin yazarları, milli ve yerli değerlerin korunarak Avrupa'nın yalnızca ilmini ve tekniğini alma düşüncesine sahiptirler. Çok yüzeysel kalan, derine inemeyen, asıl değerlerden uzaklaşarak Batı'nın sosyal değerlerini ve yaşam tarzını almaya çalışan bireyleri "yanlış batılılaşma" teması ekseninde eleştirirler. Batı'nın ilmini ve tekniğiyle işi olmayıp, değişimi yalnızca kılık kıyafet ve yaşam tarzına yansıtan bu bireyler, "alafranga mirasyedi züppe" tipi ile yazarlar tarafından romanlarda işlenmiştir. Ahmet Mithat'ın da Felatun Bey ile Rakım Efendi isimli romanı bu eksende yazılmıştır. İlk dönem romanları teknik anlamda nitelikli eserler olmasa da dönemin meselelerine ışık tutma noktasında oldukça önem arz ederler.

"Bazı adamlar kendilerinin para kazanmayı becerebilen birer aydın olduğunu sanarlarsa da bu zan ellerindeki varlığın bitmeyeceği hakkındaki sanıları gibidir."

  • 4
  • 10
Felatun Bey ile Rakım Efendi kitabı
Felatun Bey ile Rakım Efendi kitabı

Felatun Bey ile Rakım Efendi, Ahmet Mithat Efendi'nin 1875 yılında yazdığı Tanzimat Dönemi'ne ait romanlardan biridir. "Yazı makinası" olarak bilinen Ahmet Mithat Efendi, Felatun Bey ile Rakım Efendi karakterleri üzerinden idealize ettiği ve yerdiği yanlış batılılaşmayı anlatır. Romanda Felatun Bey; giyim tarzı, eksik bilgileri, eğlence hayatına olan düşkünlüğü, mirasyediliğiyle "nasıl batılılaşılmaz?" sorusunun cevabının vücut bulmuş haliyken Rakım Efendi; çalışkan, azimli, dürüst, kültürlü, geleneklerine bağlı ve -sözde- bir ahlak timsalidir. Felatun Bey ile Rakım Efendi'nin kesişen yolları, yaşam tarzları, düşünceleri, çevresindekilerle olan ilişkileri ekseninde roman kurgusu gelişir.

"Dünyaya sırtını dönerek yaşadıktan sonra dünyanın ne zevki olabilirmiş? Gençlik her zaman ele geçmez! Bilmem ne imiş, bilmem ne imiş!
Ah! İnsanlar böyledir. Özellikle genç olanları böyledir. İnsan, diğerlerinin deneyimlerine güvenemeyerek, inanmak için ise denenmiş şeyleri bizzat denemek ister ve hâlbuki bu deneyimden pişmanlıktan başka bir şey ortaya çıkmaz..."

Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız.

  • 5
  • 10
Gri çizgisi olmayan Tanzimat dönemi romanı
Gri çizgisi olmayan Tanzimat dönemi romanı

Roman türünün ilk örneklerden biri olması nedeniyle Felatun Bey ile Rakım Efendi eserinde, teknik ve kurgu anlamında zayıflıklar göze çarpar. Yazarın kurguya müdahil olması, kahramanları arasında taraf tutması, Karagöz ve Meddah güldürüsüne ait unsurlar bu noksanlıkların başlıcalarıdır… Tanzimat romanında görmeye alışkın olduğumuz keskin siyah ve beyaz çizgiler, Felatun Bey ile Rakım Efendi'de de kendisini gösterir. Kahramanlardan biri, ya tam manasıyla mükemmel ya da baştan ayağa yanlışlıklar sarmalına bürünmüş bir halde karşımıza çıkar. Grilere yer verilmeyen bu ilk dönem romanlarımızda, Ahmet Mithat Efendi, Rakım Efendi'nin idealize edilmiş konumunun yeterince anlaşılması adına her durum ve olayda Felatun Bey ile yollarını kesiştirir. Söz gelimi, Felatun Bey'e üvey evladı gibi davranırken Rakım Efendi, yazarın her koşulda gözdesi olur, -kendisinden 20 yaş büyük, yabancı piyano hocası Jozefino ile dostluk kurarken bile-.

"İnsanoğlunun yaradılışı gereğidir ki kendi mutluluğunu yalnız kendisinin bilmesiyle yetinmez, başkaları da görsün, duysun ister. Hatta bir adam gerçekte mutlu olmasa bile, insanları, kendi saadet haline inandırmak için hilekârlığa ve yalancılığa bile başvurur."

  • 6
  • 10
Şehir tiyatrolarında sahneye taşınan roman
Şehir tiyatrolarında sahneye taşınan roman

Felatun Bey ile Rakım Efendi romanı, ilk kez 2012 yılında Selçuk Soğukçay tarafından müzikal bir şekilde sahneye taşındı. İstanbul Şehir Tiyatroları'nın Ocak ayında repertuarına eklediği, iki perdelik müzikal oyun izleyicilerin yeniden beğenisine sunuldu. Başrollerinde; Arda Aydın, Bekir Aksoy, Ayşegül İşsever ve Sinan Bengier gibi usta oyuncuların yer aldığı müzikalde hiçbir detay atlanmayarak romanın birebir uyarlaması oluşturuldu. Romanı okuyan izleyiciler bu duruma yakından şahitlik edebilir.

"Ben seni ne kadar görsem, görmeye doyamam..."

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN