Arama

Alman edebiyatında yerini alan eserlerimiz ve tarihsel süreci

1960'lı yıllarda ellerde bir bavul, yüreklerde gurbetin bilinmezliğiyle birçok Türk, Almanya'ya doğru yola çıktı. Kimisi yaban ellerde kök saldı, çiçek açtı. Kimisi içinse ağır bedellerin ödendiği kara bir talih yazgısıydı. Almanya ile ilişkilerimiz 60'lı yıllarda daha çok ön planda olsa da aslında Osmanlı dönemine kadar uzanıyor. O zamanlardan şimdiye kadar olan ilişkiler edebiyatta da kendisini gösterdi. Türk edebiyatının birçok seçkin eseri, Alman okuyucularla ve orada eğitim alan öğrencilerle buluştu. İşte, Alman edebiyatında yerini alan eserlerimiz ve tarihsel süreci…

  • 2
  • 20
ALİ AZİZ EFENDİ VE TÜRK ŞEHİTLİĞİ
ALİ AZİZ EFENDİ VE TÜRK ŞEHİTLİĞİ

O dönemde, Prusya adıyla bilinen Almanya ve Osmanlı Devleti arasındaki ilişkilerin gelişmesi neticesinde 1763 yılında Berlin'de bir Osmanlı elçiliği kurulur ve Muhayyelat isimli eserin de sahibi Ali Aziz Efendi oraya elçi olarak atanır. Osmanlı elçisi, 1798 yılında Berlin'de vefat eder.

Cenazesinin defni için Prusya Kralı 3. Wilhelm kendisine Tempelhofer Feldmark'ta bir alan tahsis etmiştir. Bunun ardından bu mezarlık 1854 yılında askeri bir kışla yapılmak için kaldırılmadan önce dört Müslümanın daha cenazesi buraya defnedilir. Bu beş cenaze, 1866 yılından şu ana kadar varlığını sürdüren Berlin Columbiadamm'daki Türk Şehitlik Camii'nin yanında olan Türk Şehitlik Mezarlığı'na nakledilir.

  • 3
  • 20
ALİ AZİZ EFENDİ’NİN TARİHİ AYDINLATAN MEKTUPLARI
ALİ AZİZ EFENDİ’NİN TARİHİ AYDINLATAN MEKTUPLARI

Şair ve mutasavvıf olan Ali Aziz Efendi, Prusya'nın eski İstanbul elçilerinden Şarkiyatçı Friedrich von Diez ile felsefî ve ilmî bahislerde mektuplaşmışlardır. Bu mektuplar, Türk düşünce tarihi adına önem taşırken aynı zamanda Türk edebiyatı tarihi açısından da önemlidir. Von Diez, yazışmalarında bazı meselelerde Ali Aziz Efendi'ye sorular sorar. Bu sorular önceleri dil ve gramer hususlarında olsa da, daha sonra belagat ve fesahat arasındaki farklar gibi edebî bir ağırlık kazanır.

  • 4
  • 20
BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ VE SONRASINDAKİ TERCÜMELER
BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ VE SONRASINDAKİ TERCÜMELER

Birinci Dünya Savaşı öncesi ve sonrasında Almanya'da Türk edebiyatından birçok tercüme yapıldı. Türk edebiyatının kahramanlık hikâyelerinden oluşan Battalname, 1871 yılında tercüme edilmesiyle dikkatleri üzerine çıktı.

  • 5
  • 20
ALMAN DERGİLERİNDE TÜRK ESERLER
ALMAN DERGİLERİNDE TÜRK ESERLER

Daha çok oryantalistlerin bilimsel dergilerinde ele alınan Türk edebiyatı, edebî dergilerde de azımsanmayacak ölçüde yer aldılar. Bu dergilerde, Leopold Pekotsch'un Nâmık Kemal'den Vatan yahut Silistre (1887) çevirisi, ayrıca Ahmet Hâşim, Mehmet Emin Yurdakul, Mehmet Âkif'ten ve Tevfik Fikret'ten şiir tercümeleri yayımlandı. Ömer Seyfettin'den hikâyeler; Türk masalları, Nasreddin Hoca'dan fıkralar, Karagöz ve Hacivat oyunlarının metinleri, hatta Evliya Çelebi'nin Seyahatname 'sinden uzun bölümleri de bunlara ekleyebiliriz.

Halide Edip Adıvar'ın Ateşten Gömlek (Das Flammenhemd, 1924, Heinrich Donn) ve Yeni Turan (Das Neue Turan, 1916, Friedrich Schrader) adlı eserleriyle Doğu Almanya'da Annemarie Bostroem tarafından 1959 yılında Mehmet Emin Yurdakul'dan yaptığı şiir çeviri ve analizlerini de Almancaya yapılan tercümeler arasında yer aldı.

  • 6
  • 20
KÜRK MANTOLU MADONNA
KÜRK MANTOLU MADONNA

Türk edebiyatının usta kalemlerinden Sabahattin Ali, 1928 ile 1930 yılları arasında Almanya'da yaşadı. Yazarın 1943 yılında Türkiye'de yayımladığı Kürk Mantolu Madonna adlı romanı, genç bir adamın geçen yüzyıl başlarında Berlin'de yaşadığı ve yarım kalan bir aşkı anlatır. Kürk Mantolu Madonna , gurbetin anonimliğinde ve doğduğu yer olmakla birlikte kendisine yabancılaşmış bir dünyada köksüz yaşayan modern insanın çıkmazını, çelişkilerini etkileyici bir biçimde anlatan bir romandır.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN