Az bilinen gerçekleri ile Robinson Crusoe
Hiç şüphesiz "ıssız bir ada" ve "yaşam" kelimelerini yan yana gördüğümüzde, birçoğumuzun aklına ilk gelen isimdir Robinson Crusoe. Daniel Defoe tarafından yazılan ve 299 yıl önce bugün yayımlanan roman, dünyaca ünlendi; ıssızlarda yaşamın adeta bir temsilcisi olarak, akıllarımızda kendine yer edindi. Peki ya Robinson Crusoe'nun az bilinen gerçeklerini keşfetmeye hazır mısınız?
Giriş Tarihi: 25.04.2018
17:57
Güncelleme Tarihi: 25.04.2018
18:10
ROBINSON CRUSOE'DAN ÖNCE HAYY BİN YAKZAN
Issızlarda yaşamın adeta bir temsilcisi olarak akıllarımızda kendine yer edinen Robinson Crusoe, kendinden tam 6 yüzyıl önce yazılan bir eserle oldukça büyük benzerlikler taşır.
Pek bilinmese de, İbn Tufeyl'in 12'inci yüzyılda yazdığı Hayy bin Yakzan adlı eseri, hem dünya edebiyatı, hem de İslâm Felsefesi Tarihi için oldukça mühimdir. Günümüze kadar ulaşan bu eser, İslâm Felsefesi Tarihi'nde geniş kitlelerce tanınır.
Hayy'ın ıssız bir adada kendiliğinden dünyaya geldiği ya da annesinin denize bıraktığı bir sandığın dalgalarla ıssız adaya sürüklenmesi sonucu, adada hayatını devam ettirdiği kaydedilir.
BATI’NIN SÖMÜRGE TARİHİNİ MEŞRULAŞTIRIR
Romanda Robinson Crusoe, Batı toplumunun kültürünü temsil eden ve bu kültüre uygun her türlü insanlık vasıflarına sâhip, çok yönlü bir kişi olarak tasvir edilir.
Medenî hasletlere sahip, alet yapan ve kullanan becerikli birisi olarak anlatılır. O tarihlerde yeni başlayan Batı sömürgeciliğini haklı çıkarmak maksadına hizmet eder.
Batılıların diğer toplumlara medeniyet getirdiklerini, ekonomik, dinî ve ahlâkî değerlerinin daha yüksek olduğunu anlatmak ister.
Hikâyede, kendine "yoldaş" olan Cuma'ya İngilizce öğreten ve onun Hristiyan olmasını sağlayan Crusoe, "Batılı beyaz adam" olarak yaşadığı adaya egemen olur; kendisinden önce yaşamakta olan "vahşi" birine, sözüm ona "medeniyet" getirir.
Kitapta adından Türk diye söz edilen Faslı, bir denizciye köle olarak satılır.
ROMANDA, DÜNYA MESELELERİNE DEĞİNİLMİŞTİ
Kitabın yazıldığı tarihte dünya tarihini etkileyen başlıca olaylara da değinilmişti.
Çin'i adeta İngilizlerin oyuncağı haline getiren, genç nüfusu çürüten afyon bağımlılığının ilk izlerinden, Amerika'daki İspanyol ve Portekizlilerce gerçekleştirilmiş katliamlardan bahsedilir.
CRUSOE’NUN BIYIĞI TÜRKLER GİBİ!
Kitapta Türklerle ilgili olarak iki ilginç cümle sarf edilir:
Birinde Robinson'un bıyığını "çok etkileyici" görünen Türkler gibi uzattığından bahsedilir.
İkincisinde ise, Robinson bir İspanyol ile Türk arasında, "iyi efendilik karşılaştırılması" yapılsa, Türk'ün muhtemelen daha iyi olabileceğini düşündüğü anlaşılır.