Arama

Az bilinen Naat-ı Şerifler

Müslümanlar on dört asırdır en güzel örnek olan Resulullah'ı (SAV) övmek için birbirleriyle yarıştılar. Bunun tezahürü olan en güzel formalardan birisi de şiir oldu. İslam edebiyatında naat olarak bilinen tür, Allah Resulü'nü (SAV) övmek için yazılan şiirlerin kapsayıcı ismi oldu. Asırlar boyunca büyük bir emek ve ihtimamla sürdürülen naat geleneği günümüze dek ulaştı. Her Müslüman şairin naat yazmayı kendisi için bir hedef belirlemesi bunda çok etkili olmuştu. Sizler için az bilinen naatları bir araya getirdik.

Hasan Basri Çantay - Sevdim Seni Hep

Sevdim seni hep canlara cânân diye sevdim
Bir ben değ–il, âlem sana kurbân diye sevdim

Ecrâm u felek levh u kalem mest-i nigâhın
Dîdârına âşık ulu Yezdân diye sevdim

Mahşerde nebîler bile senden medet ister
Gül yüzlü melekler sana hayrân diye sevdim

Aşkınla buhurdân gibi tütmede bu kalbim
ensiz bana cennet bile hicrân diye sevdim

Tâ arşa çıkar her gece âşıkların âhı
Âsilere lütfun yüce fermân diye sevdim

Doğ kalbime bir lâhzacık ey nûr-ı dilârâ
Sevdânı gönül derdine dermân diye sevdim

Bülbül de senin bağrı yanık âşık-ı zârın
Feryâdı bütün âteş-i sûzân diye sevdim

Hûriler ezelden beri şeydâ-yı cemâlin
Yanmıştı sana Yûsuf-ı Ken'ân diye sevdim

Evlâd u 'ıyâlden geçerek Ravza'na geldim
Evsâfını medhetmede Kur'ân diye sevdim

Kıtmîr'inim ey Şâh-ı Resûl kovma kapından
Âlemlere rahmet dedi Rahmân diye sevdim

Şeydâ kuluna eyle nazar merhametinle
Bir lâhza nazar en büyük ihsân diye sevdim

Muallim Naci – Naat-ı Şerif

Arz-ı ta'zîm eylemez mi âlem-i imkân sana
Arz-ı a'zîm etti Allah-ı azimü'ş-şân sana

Nûr-ı imândır nücûmundan dem-â-dem berk uran
Âsmân etmiş hezârân kalb ile imân sana

Fazl-ı bî-pâyânının bürhân-ı bî-pâyânı var
Var mı ulviyyât içinde olmayan bürhân sana

Hüsn-i Kur'ân'ı görür insan olur hayran sana
Dest-i kudretle yazılmış hilyedir Kur'ân sana

Dil esirin olduğu günden beri azadedir
Mâsivâya bağlanır mı bağlanan vicdan sana

İbnü'l Emin Mahmud Kemâl İnal – Na't

Ey rûh-i müşahhas ki bütün cânlara cânsın
Ağyâre nihânsın dil-i yârâna iyânsın

Bûyundur eden güllere irâs-ı revâyih
Rûyinle de mihr ü mehe envâr-feşânsın

Her zerre senin lem'a-i vechinle parıldar
Zâhirde fakat mihr-i hafiyyü'l-leme'ânsın

Hüsn-i ezelî âşık-ı hüsn-i ezelindir
Bir öyle cemîlsin ki cemallerde nihansın

Aşkındır eden sûret-i hestîyi nümâyân
Aşkınla ki âyîne-i imkân ü mekânsın

Dünyâda yere düşmedi gölgen fakat ey nûr
Ukbâda rü'ûs-ı beşere sâye-resânsın

Ey nuhbe-i mahlûk-i ahad gelmedi mislin
Vallâhi ve billâhi ahîd-i dü-cihânsın

Ümmîd-i kerem etmededir sâlih ü tâlih
Sen kân-ı kerem melce-i âfetzede-gânsın

Atf-ı nazar et hâline bîçâre Kemâl'in
Bî-çârelere lûtf ile dâim nigerânsın

Ferid Kam – Naat

Bir mislini getirmiş olsaydı kilk-i kudret
Beytü'l-kasîd olurdun manzûme-i cihanda
Mısrâ'ısın ki sun'un berceste tâ ezelden
Ferdiyyetinle kaldın dîvân-ı kün fekânda

  • 10
  • 21

Ali Emiri Efendi – Serdar-ı Resûlsün

Ey rûh-ı ümem, aslı kerem, dürr-i mükerrem
Ey medrese-i âleme allâme-i â'lem
Serdar-ı Resûlsün,güher-i ekmel-i âlem
Levlâkenle memdûhsun ey server-i âlem

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN