Hiciv ustası bir şair: Bağdatlı Rûhi
16. yüzyılın önemli şairlerinden biri de şüphesiz Bağdatlı Ruhi'dir. Asıl görevi askerlik olan Ruhi, birçok şehir gezmiştir. Bu durum onun toplumu yakından gözlemlemesine katkı sağlamıştır. O insanların hırslarını ve toplumun aksayan yönlerini şiirlerine büyük ustalıkla yansıtan bir hiciv şairidir. Sizin için Bağdatlı Ruhi'nin edebi kişiliğini inceledik...
Giriş Tarihi: 16.05.2023
17:02
Güncelleme Tarihi: 15.02.2024
13:51
Sesli dinlemek için tıklayınız.
🔸 Rûhi seyahate olan düşkünlüğünü bir beytinde şu şekilde ifade eder:
"Devreylemedik yer komadık bir nice yıldır
Uyduk dil-i divâneye dil uydu hevâya"
Günümüz Türkçesiyle
Nice yıllar dolaşmadık yer bırakmadık
Biz divane gönle uyduk, divane gönül de hevesine uydu ve dolaştık durduk.
(X) Eski şiirin zirvesi: Fuzuli
🔸 Askerlikten emekli olduktan sonra ölümüne kadar Şam'da hayatını sürdürür. Burada 1602 ve 1604 yıllarında Şam kadısı olan Azmizade Hâleti'nin yanında kalır. Hatta onun adaletli, faziletli ve söz ustası bir şahsiyet olduğundan bahsettiği bir kıt'a yazar.
🔸 Rûhi, yaşamı boyunca sırayla Kanuni, II. Selim, III. Murat daha sonra da III. Mehmet'in dönemlerine şahit olarak birçok hükümdarlık görmüş bir şairdir.
(X) Azmizade Hâleti kimdir?
Devlet adamlığının yanında rubaileriyle ünlenen bir şairimizdir.
RÛHİ'NİN DİVANI
🔸 Onu önemli kılan eseri divanı "Külliyyât-ı Eş'âr-ı Rûhî-i Bağdâdi' dir. Eser, 1870 yılında İstanbul'da basılmıştır. Divanında 40 kaside, 94 tane tarih, 28 rubai, 26 kıt'a, terkib-i bent ve terci-i bent gibi farklı nazım biçimleri vardır.
🔸 Divanında dikkat çeken nokta 1115 gazel içermesidir. Rûhi tam bir gazel şairidir. Gazellerinde insana dair olumlu ve olumsuz yönler, gelenek, inanç, kültür gibi sosyal hayatın yansıyışları görülür. Gazellerinde lirik bir anlatım olan şair gazelleriyle şu sözlerle övünür.
"Gam yimem kadh-i adûdan ki benem ey Rûhî
Bildürür rütbemi erbâb-ı kemâle gazelüm"
(X) Şiirimizin özgün sesi Nef'i Divanı
Rûhi'nin Terkib-i Bent'i
🔸 Her benti 8 beyitten meydana gelen, toplam 17 bentlik bu şiir, Türk edebiyatında hiciv türünde bir şaheserdir.
🔸 16. yüzyıl Osmanlısındaki toplumdaki aksaklıkları göstermesi bakımından da bir belge niteliği taşır. Birçok şair Rûhi'nin Terkib-i bent'i kadar güzel bir ortaya koymaya çalışarak ona nazireler yazmışlardır. Namık Kemal, "Terkib ile şiiri ettin, inşa." sözleriyle Rûhi'nin Terkib-i bent'ine övgüsünü dile getirmiştir.
🔸 Rûhî, vahdet-i vücûd anlayışını benimseyerek hayatında "rengin eda" sahibi olmayı amaçlamıştır. Şiirlerinde sözün gücünü ön planda tutmayı hedefleyen şair samimi ve lirik şiirler yazmıştır.
🔸 Arap ve Fars dilinde yetkin olmasına rağmen süslü sözlerden kaçınarak sade ve anlaşır bir dil benimsemiştir. Çoğunlukla aruz vezninin düz kalıplarını kullanır. Şiirlerinde Nesimî ve Fuzulî etkileri görülür.
(X) Rengin eda ne demektir?
Hoş eda, hoş davranış olarak tanımlanır.
(X) 16. yüzyılın Mevlevi Şairi: Divane Mehmed Çelebi