Batılı düşünürlerin İslam’a bakışı
İslam'ın tebliği, Batılı düşünürlere göre insanlık tarihinin en büyük olayıdır. Bu önemli isimlerden bazıları İslam'a zıt düşünceler içindeyken bazıları ise Kur'an'a ve Peygamber Efendimize (SAV) hayranlığını açıkça dile getirir. Öyle ki Goethe, Efendimize (SAV) duyduğu ilgiyi "Hz. Muhammed'in Nağmesi" isimli şiiriyle kaleme alır. Lamartine, Tolstoy, Nietzsche gibi önemli fikir adamları da İslam'a ve Peygamber Efendimize (SAV) karşı hayranlıklarını ifade etmekten çekinmemişlerdir.
Giriş Tarihi: 16.12.2022
11:12
TARİHİN EN ÖNEMLİ FİGÜRÜ HZ. MUHAMMED
🔸 Voltaire, bir itirafında İslam tarihinin belgelere dayalı olduğunu ve tarihte belgelere dayalı olarak yazılmış kanun koyucu en önemli figürün Hz. Muhammed (SAV) olduğunu söyler.
🔸 Peygamberimizin (SAV) dünya tarihindeki yaptığı değişiklikleri de en büyük devrim olarak nitelendirir.
Batılı düşünürlerin İslam'a olan hayranlığı
MODERN KAVRAMININ KARŞILIĞI: İSLAM
🔸 18. yüzyılda modern kelimesiyle "yeni" kavramı nitelenir. Devrin modernini temsil edenler ise İslam ve Müslümanlardır.
◽ Konuyla ilgili ilginç bir misal olduğunu anlatan Görgün, "1636'da İslam dünyasına seyahatte bulunmuş olan İngiliz seyyah Henry Blount'un, Doğu Akdeniz'e Yolculuk eserinde kullandığı tabir çok ilginç. Diyor ki, 'Dünyada muhteşem fiillere sahip olan Türkler, yaşayan yegane modern toplumdur. Biz, insanlığın geleceği ile alakalı bir tasavvur oluşturmak istiyorsak o zaman Türklerin nasıl yaşadığına bakmamız lazım' O dönemin modern devleti olarak Türkleri yani Müslümanları gösterir."
🔸 Buradaki modern kavramından kasıt, farklı din ve dil mensuplarının barış içerisinde bir arada yaşamasını sağlamaktır. Bu husus açık medeniyet tabiriyle de ifade edilmektedir.
MEDENİYETİN TEMSİLİ: MÜSLÜMAN
🔸 Müslümanları medeniyet ile özdeşleştiren Batı Avrupa aydınlarının büyük bir kısmı Peygamber Efendimizi (SAV), insanlığın önünü aydınlatan büyük bir lider olarak görür.
◽ Avrupalı aydınların bu düşüncelerini Görgün şöyle ifade eder: "Müslümanlık onlar için ideal yaşama şeklinin çerçevesini sunuyor. Fakat Müslümanların hayatındaki Müslümanlık, onların kafasındaki dine uymadığı için onu din olarak düşünmüyorlar."
İslam Altın Çağı'nın oluşum süreci
İSLAM HAYRANI GOETHE
🔸 O dönemde Avrupa'da İslam karşıtı yazarlar olsa da Goethe gibi Peygamber Efendimizden (SAV) övgü ile bahseden düşünürler de bulunur.
🔸 Goethe'nin düşünceleri ile kilise arasında küçüklüğünden itibaren tezatlık mevcuttur. O, Hristiyanlıktaki baba-oğul düşüncesini, doğuştan günahkar olma anlayışını reddeder. Öyle ki bu fikirleri nedeniyle dönemin dini çevreleri tarafından dışlanır.
🔸 Goethe, Peygamber Efendimizden (SAV) bahsederken şu sözleri kullanır: "Hiç kimse Hz. Muhammed (SAV) prensiplerinden bir adım ileri atamaz. Avrupa'ya nasip olan bütün başarılara rağmen bizim olan bütün kanunlarımız, İslam kültürüne nispetle eksiktir. Biz Avrupa milletleri medeni imkânlarımıza rağmen Hz. Muhammed'in (SAV) son basamağına varmış olduğu merdivenin daha ilk basamağındayız. Şüphe yok ki hiç kimse bu yarışmada onu geçemeyecektir" .
İSLAM DÜŞMANLARININ KARŞINDAKİ İSİM
🔸 Goethe'nin İslam'da en çok etkilendiği ise tevhid anlayışıdır. Allah'tan başka varlığın olmadığı anlamına gelen bu kavram ile ilgili ise şunları söyler, "İsa'nın kendisini tanrı sayan O'nun kutsal arzusunu yaraladı. Ve hakikat olan görülecekti. Muhammed bunu başardı. Sırf O, tek kavramı sayesinde bütün dünyayı dize getirdi" .
🔸 İslam düşmanlarına karşı cephe alan Goethe , Voltaire'in "Le fanatisme ou Mahomet le Prophète" isimli İslam'a karşı nefretini açıkça gösteren piyesi hakkında şunları söyler: "Hz. Muhammed'i asla bir sahtekâr olarak göremeyiz."
Goethe'nin İslam'a olan hayranlığı