Bayram günlerinin verdiği coşkuyla yazılan kasideler
Divan şairleri arasında büyüklere ithafen kaside yazmak için değerlendirilen fırsatlardan birinin de ıyd-i fıtr yani Ramazan Bayramı olduğunu biliyor muydunuz?
Giriş Tarihi: 03.06.2019
09:12
Güncelleme Tarihi: 03.06.2019
09:25
RAMAZAN IYDİYYELERİNİN ÖZELLİKLERİ
Bayrama göre farklı özellikler göstermekle birlikte her ıydiyyede genellikle önce o günlere kavuşmanın şükrü üzerinde durulmakta, bayramı büyük bir coşku ve neşe içinde eğlenerek geçirmek gerektiğinden bahisle mevsimine göre yapılması uygun olan işler ifade edilmekte ve yapılanlar fevkalâde tasvirlerle anlatılmaktadır. Bayram yerlerinin, törenlerin ve eğlencelerin ön plana çıkarıldığı bu tasvirler yalnızca divan şiirinin yerli malzemesini, mahallî ve millî unsurlarını taşımakla kalmaz, bu şiirin hayatla olan sıkı irtibatını da gösterir.
Ramazan ıydiyyelerinin ilk beyitlerinde ramazâniyyelerde de olduğu gibi daha çok hilâlle ilgili zengin mazmunlara yer verilir. Sünbülzâde Vehbî'nin,
"Hilâl-i ıyd kıldı cebhe-i âfâkı nûrânî Yine yâd etti âşıklar ham-ı ebrû-yı cânânı
Nice yâd etmesinler kim nezâketle eder îmâ Hilâlin kûşe-i ebrûsu zevk-ı vasl-ı hûbânı" beyitleri bu alâkayı her yönüyle ifade eder.
Bunların yanında ramazanı büyük bir mânevî coşkuyla geçiren dindar kişilerin sevinçleri de dile getirilir. Bayram onlar için ibadetlerinin ilk karşılığıdır. Cerre çıkanlar elde ettikleri hâsılatla memleketlerine, evlerine, işlerine dönerek çoluk çocuklarıyla buluşur ve büyük bir coşku içinde çifte bayram yaparlar.
Ziyaretler, alınıp verilen hediyeler, mevsimine göre gidilen mesireler büyüklerin bayram günlerinin değişmez özellikleridir. Saraydan başlayarak çeşitli devlet kademelerinin teşrifatında yer alan bayramlaşma merasimlerinde her sınıf halk arasında yaygın bir gelenek teşkil eden el öpmeler, bahşiş vermeler ve hediyeleşmeler de önemli motifler olarak ıydiyyelere girmiştir.
Bu motifleri işleyen örnekler arasında Nedîm'in III. Ahmed için kaleme aldığı bir ıydiyyedeki,
"Sarây-ı şehriyâr-ı âlem oldu meşrik-ı ikbâl Gelip hep hâkbûse devlet-i ulyânın erkânı" beyitleriyle başlayan bölümünün sarayda yapılan bayramlaşma törenini tasvir açısından ayrı bir önemi vardır.