Cahit Külebi’nin ‘Hikâye’ şiirinin pişmanlıktan doğan öyküsü
Cahit Külebi, şiirlerinde Anadolu'yu ve Anadolu insanını çok başarılı bir şekilde anlatan şairler arasında yer alır. Şairin Anadolu ve bilhassa doğduğu yerlerden derin izler taşıyan 'Hikâye' şiirinin yazılış öyküsünü sizler için inceledik.
Giriş Tarihi: 12.12.2019
12:16
Milli edebiyat ve Anadolu’ya yöneliş
Anadolu'yu konu edinen romanlar ve şiirler Türk edebiyatında yaygınlıkla işlendi. Anadolu'ya yöneliş bilhassa Ulusçuluk akımının her alanda hâkim olması sebebiyle Milli edebiyat çerçevesinde artış gösterdi. 1912-13'li yıllarda ülkenin içinde bulunduğu durum açısından milli değerlere sahip çıkma isteği entelektüel kesimde de karşılığını buldu.
Ziya Gökalp, Ali Canip Yöntem ve Ömer Seyfettin Türkçülük fikirlerini yaymak amacıyla Genç Kalemler dergisi etrafında toplandılar.
Bu sanatçıların en çok temas ettiği noktalardan biri "dilde sadeleşme" hareketleridir. Genç Kalemler dergisi yazarlarından biri olan Ömer Seyfettin dilde sadeleşme düşüncelerini açıklamak adıyla "Yeni Lisan" makalesini yazdı. Ömer Seyfettin, Yeni Lisan isimli makalesinde Türkçedeki Arapça ve Farsça gibi yabancı dillerden alınan kelimelerin egemenliğine artık bir son verilmesi gerektiğine dair düşüncelerini açıkladı. Arapça-Farsça tamlama ve terkipler atılacak yerine öz Türkçe kelimeler getirilecekti. Ömer Seyfettin, sanat ve edebiyat dilinde konuşulan dil olan İstanbul Türkçesini baz almak ve şiirlerde aruz ölçüsü yerine hece ölçüsü kullanmak gerektiğini düşündü.
Milli edebiyat döneminin önemli isimlerinden biri olan Ziya Gökalp ise dilde sadeleşme ile ilgili düşüncelerini "Lisan" şiiri üzerinden verdi.
"Güzel dil Türkçe bize Başka dil gece bize İstanbul konuşması En saf, en ince bize."
Ziya Gökalp'in bir diğer şiiri "Alageyik" de fikirlerini nakşettiği şiirler arasında.
"Çocuktum,ufacıktım Top oynadım, acıktım"
Bu dönem şiir anlayışında sadelik noktasında çoğunlukla halk edebiyatı esas alındı. Fakat yukarda alıntıladığımız şiirlerden hareketle söyleyebiliriz ki dilde sadeleşme hareketleri çerçevesinde oluşturulan pek çok şiir, o dönemde dili sadeleştirmekten ziyade basitleştirmeye yönlendirdi. Şiir dilindeki ahenk kayboldu bunun yerine kuru, yavan, didaktik unsurlar şiirlerde göze çarpan unsur haline geldi.
Şairin şiirini besleyen kaynak: Anadolu
İşte Cahit Külebi , böyle bir sanat anlayışı içinde 1917'de doğdu.
Cahit Külebi Anadolu'yu tepeden gözlemleyerek ruhuna nüfuz edemeden şiir yazan şairlerden değil bizzat Anadolu'dan kopup gelmiş, o kültürle büyümüş bir sanatçıydı. Bu sebeple Anadolu insanına, yaşamlarına ve sorunlarına daha aşinaydı. Anadolu ve bilhassa doğduğu yer olan Tokat'ın Zile ilçesi, şairin şiirlerinde önemli bir yere sahip oldu.
Cahit Külebi'nin şiirlerini oluşturan sadelik ve samimiliğin beslendiği kaynaklar halk edebiyatı ürünleridir . Zira şair küçük yaşında Aşık Ceyhuni, Zileli Talibi, Erzurumlu Emrah, Niksarlı Bedri gibi aşıkların şiirleriyle tanışır. Halk Şairlerini Koruma Derneği kuran aynı zamanda bu alanda önemli çalışmalar yapan Ahmet Kutsi Tecer'in öğrencisi olması da Külebi'nin şiirlerindeki halk edebiyatı etkisini gösteren unsurlar arasında yer alır.
Şairin şiirini besleyen kaynak: Anadolu
Ayrıca Anadolu insanının türküye olan sevgisi, Cahit Külebi'nin şiir dilinde de kendisini gösterir . Külebi'nin şiir dili, Anadolu insanının tarlada, harmanda çalışırken söyledikleri türkü kadar sıcak, içten ve bizdendir…
Mehmet Kaplan, Cahit Külebi'nin şiirleri için "Ben ona inanıyorum ki, Anadolu'yu, çocukları bu topraklarla karışmış, şehre geldikten sonra yüksek kültür edinmekle beraber ilk yaşantılarını kaybetmemiş sanatkârlar anlatabilirler. Cahit Külebi, bunu başarabilen nadir şairlerden biridir. " cümlelerini kurar.
Hikâye şiirinin Türk edebiyatındaki yeri
Dönemde şiir dili ve konusu hakkında bu denli tartışmalar yaşanırken, Cahit Külebi, halk şiirinden yararlanarak sade bir dille başarılı şiirler yazılabileceğini kanıtladı. Buna verilecek en güzel örnek ise şairin 1944'te yazdığı Hikaye şiiridir.
'Hikaye' Cahit Külebi'nin en bilinen ve sevilen şiirleri arasındadır. Fevzi Halıcı bu şiir hakkında, "Bu şiirde Türk şiirinin asırlar boyu gelişiminin ortak bir yanı mevcut. Bu şiiri tekmil Anadolu olarak da yorumlayabilirsiniz ." cümlelerini kurar.