Cemil Meriç ünlü edebiyatçıları nasıl eleştirdi?
Cemil Meriç için kitaplar, uygarlığa yol gösteren ışıklardır. Balzac'ı edebiyatta ilk isim olarak kabul eder. Türk ve dünya edebiyatındaki birçok yazarı takip etmiş, ilgi duydukları hakkında yazılar yazmıştır. O, gerektiğinde ele aldığı edebiyatçıları acımasızca da eleştirmiştir. İşte, Cemil Meriç'in kaleminde yer alan o isimler…
Giriş Tarihi: 29.05.2019
14:49
Güncelleme Tarihi: 13.06.2021
12:41
Mehmet Fuat Köprülü (4 Aralık 1890 – 28 Haziran 1966)
Mehmet Fuat Köprülü, eserlerini Milli edebiyat akımı yönünde oluşturan Türk tarihi, edebiyatı ve edebiyat tarihi sahasında araştırmaları olan bir siyasetçimizdir. Fuat Köprülü'nün ve çağdaşlarının inkılâbın bekçiliğini yaptığını ifade eden Cemil Meriç, Kerim Sadi'nin onun hakkındaki "tarih metodu olmayan tarihçi" ifadesini kısmen haklı bulur.
Cemil Meriç'e göre Köprülü'nün kalemi "… yük taşıyan kira arabalarına benzer; taşıdığı eşyanın nelerden ibaret olduğuna değil, alacağı ücretin ne kadar olduğuna bakar." Ona göre; "Köprülü zeki muhteris. Fransızcadan ve talebelere verdiği vazifelerden çıkmak suretiyle yazmıştır kitabını."
Fuat Köprülü, edebiyat tarihinde usul üzerine çalışmaları ile tanınan Taine'nin tarih metodunu Türk edebiyatına uygulamaya çalışır ama Cemil Meriç'e göre o, Taine'i tanıyamamıştır. Cemil Meriç için Köprülü'nün bir edebiyat tarihçisi olarak üslubu yoktur ve kalem oynattığı sahada verimli olamamıştır. Bunun sebebi de onun iyi bir eğitim görmemesidir.
Köprülü'nün; "Eski edebiyat bize Acemler vasıtası ile gelen İslâm tesiridir. Daha önceki kavmî edebiyatımızı unutmuşuz. Kavmî edebiyat Türklerin kendilerine mahsus bir dini ve çeşitli müesseseleri olduğu zamanki edebiyattır. İslâmiyet'in içine girdikten sonra Türklerin edebî hayatında bir ikilik meydana geldi. Halk yine kendi eski şiirleriyle eski ozanlarıyla yaşadı. Fakat Arap, Acem kültürü alan medrese ve saray mensupları kişiliğini kaybetti.
Araplaştı, Acemleşti. Birbirini anlamayan iki tabaka meydana geldi... Eski edebiyatımızın hayatla alakası yoktur. Tanzimat bir geçiş ve değişme devridir. Tanzimat bir yandan halka iniş, bir yandan Avrupalılaşmadır. Servet-i Fünun Avrupa'dan daha geniş ölçüde faydalanır ama halktan uzaklaşır. Bizim istediğimiz edebiyat, bütün unsurlarını milletten alan, böylelikle Rus romanı, Norveç tiyatrosu gibi kendine mahsus belirli bir şahsiyete sahip olan bir edebiyattır... Namık Kemal'in romanlarında teknik yok. Halid Ziya'nınkilerde millî bir ruh yok." kanaatlerine Cemil Meriç'in yargısı dikkat çekicidir: "Köprülü kendi edebiyatına düşman ilk ve son edebiyat tarihçisi."
Nazım Hikmet (15 Ocak 1902 – 3 Haziran 1963)
Cemil Meriç'in Nedim'den, Âkif'ten Haşim'den sonra tanıdığı Nazım Hikmet'i; 1936'da "Ben çocuktum, o devdi." diyerek takdir edişini kızı Ümit Meriç Yazan şöyle nakletmiştir:
"Cemil Meriç, Nâzım'ı ilk defa Nişantaşı'ndaki İpek Film Stüdyosu'nda görür [Sene, 1936'dır.]. Şair kendisine, heyecanlarını bırakmasını ve hayata iyi hazırlanmasını tavsiye eder. Bu tavsiye genç Cemil'i şaşırtır, ama onu bütün ömrü boyunca da unutmaz."