Arama

Cemil Meriç’in ilk yazısı: Geç Kalmış Bir Musahabe

Cemil Meriç okuma macerasına, bütün hayatı boyunca devam etti. Ömrünü irfana adayan bir fikir işçisiydi. Eserleriyle sadece dönemini değil yıllar sonra gelen nesilleri de etkiledi. 36. vefat yıl dönümü münasebeti andığımız kültür abidesi Cemil Meriç'in yayınlanmış ilk yazısı olan "Geç Kalmış Bir Musahebe"yi sizler için araştırdık.

Sesli dinlemek için tıklayınız.

İşte kızı Ümit Meriç'in sesinden, babasının 17 yaşındayken kaleme aldığı yazısı: Geç Kalmış Bir Musahabe...

GEÇ KALMIŞ BİR MUSAHABE

Beş, altı yıl evvel bütün fırsat yoksulu baht ve muhit şikâyetçileri "yeni mecmua"nın imdada yetişen, şirin ve şen sayfalarında heveslerini dindirecek, duygularını sindirecek bir köşe bulmuşlar, yaslanmış ve paslanmış kabiliyetler, sıkılmış ve sıkışmış zekâlar husuftan kurtulmuşlardı.

O zamanlar, hislerini kâğıt üzerine dökecek bir çağda, yazdıklarımı okutacak bir yaşta değildim… Tarz-ı Kadim hazinesinin rakipsiz ve taksirsiz varisi "meşhuru cihan Nabi Zaman" üstadın ağdalı şiirlerini manasını kavramadan takdir ederdim. Bugünkü yazabilmek kudretine ilk örnek o yazılar oldu.

https://www.instagram.com/p/Ce4JkMAjZOy/

O sahifelerde Cemil Süleyman'ın melalı ruhundan dökülen olgun ve yorgun yazıları okudum, gözlerimi dört açarak "Asaf" beyin "Servet-i Finun"daki benzerlerine taş çıkaran zarif şiirlerini, "A.Sırrı"nın çocuklara sayı öğretmeye mahsus yahut makineyi andıran, yalçın mısralarını acemilikle kudreti, samimiyetle sanatı birleştiren memleket gençlerinin candan yazılarını takip ettim. O günler geçti… Hülya ve emellerimizi zevk, neşe ve saadetlerimizi, doymaz ve kanmaz kucağına çekerek sırıtan mazi, o günleri de dalgalanan derinliği içinde ademe (Ölüm) sürükledi. Muhit ve Bahtın sert, müsaadesiz cephesi önünde, imanlı gençlerimiz "Yeni Mecmua"yı "Yenigün"e çevirmeye muztar kaldılar. Umumi cihan hadiselerini muhtasar, müfit süzgecinden geçirip gözlerimiz önüne seren, bu kıymetli hak ve halk gazetesini de dinledik, okuduk ve okuyoruz… Susamış muhitin emel-i kalbine elem tohumları saçan ufak bir suçtan sonra-zincirden kurtulmuş bir aslan gibi Yenigün yeniden haykırmaya başladı… Fakat ufak bünyesinde birçok hakikatler toplayan âşık buldukça bunlar kavlince yeni ve özgü bir harekete daha lüzum vardı… Öyle bir teşebbüs ki; his ve dimağ mahsullerine kâğıt sepetlerini metfen olmaktan kurtarsın. Hassas Dert Ortağı bunu da sezdi ve bir aydır yeni harflerimizle güzel ilavemizi okuyoruz. Her sanat aşıkı ve edebiyat meraklısı okuyucunun bu ilk ve özlü hareketi geniş bir cevlanğah hazırlamaya çalışması bir vazife değil midir? İşte bu histir ki bu aciz sanat aşıkına bu satırları yazdırdı. Ve kim bilir daha neler de yazdıracak!...

Kaynak: Prof. Dr. Ümit Meriç
Yenigün, 23.09.1933 F.Y.Yılmaz
Cemil Meriç, Bu Ülke, s.26.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN