Cengiz Aytmatov'un bilinmeyenleri
Kırgız Edebiyatı denildiğinde aklımıza gelen ilk isim, 20'inci yüzyılın önemli yazarlarından olan Cengiz Aytmatov'dur. Aytmatov, ortaya koyduğu eserlerle dünya edebiyatında tartışılmaz bir yer edinmiş; Türk kültürünün zenginliğini ve geleneklerini, satırlarıyla ilmek ilmek işleyerek dünyaya anlatmıştı. Kaleme aldığı Al Yazmalım, 70'li yıllarda filme uyarlanmış ve Türk sinemasının başyapıtlarından biri olmuştu. Vefatının 10'uncu yılında, 80 yaşında hayata gözlerini yuman Aytmatov hakkında pek bilinmeyenleri sizlerle buluşturuyoruz.
Giriş Tarihi: 10.06.2018
18:07
Güncelleme Tarihi: 10.06.2018
18:58
CEPHEDEKİ ÖLÜM HABERLERİNİ O VERİYORDU
Yetişkin nüfusun savaşta olmasından dolayı, gençlerin çalışması gerekiyordu. Aytmatov da henüz on dört yaşındayken Rusça okuyup yazabildiği için köyündeki sekreterlikte tarım makinelerinin sayımı, vergi tahsildarlığı gibi işlerde çalıştı.
Okuma yazma bildiği için, cepheden gelen ölüm haberlerini ailelere iletme görevi de ona verilmişti. Anlattığına göre, en zor görevlerinden biri, savaşta çocukları veya eşleri ölen kişilere yakınlarının ölüm haberini vermekti. Aytmatov, sonraki yıllarda kaleme aldığı eserlerinin pek çoğunda savaşın acımasızlığını, soğukluğunu daha çok cephe gerisindekilerin yaşadıklarıyla anlatacaktı.
GORKİ ENSTİTÜSÜNDE BİR ZOOTEKNİSYEN
Savaşın ardından, Şeker Köyü'nden Kazakistan'a giden Aytmatov, Cambıl Veterinerlik Teknik Yüksekokulu'nda okudu. Buradan sonra Bişkek'e giderek Frunze Tarım Enstitüsü'nde eğitimine devam etti.
Daha sonra, Maksim Gorki Edebiyat Enstitüsü'ne geçen Aytmatov, yazmaya 1952'de "Pravda" gazetesinde başladı. Yazdığı eserlerle üne kavuşmasının ardından, 1957 senesinde Sovyet Yazarlar Birliği'ne üye olarak kabul edildi.
Povesti Gori Stepey (Dağlar ve Steplerden Masallar) adlı öykü kitabıyla büyük ün kazandı. Bu eseri, 1963'te Lenin Ödülü'ne lâyık görülerek, aynı zamanda en genç Lenin Ödüllü yazar oldu.
YÜZ YÜZE ROMANINDAKİ KARAKTERLER GERÇEKTİ
Cengiz Aytmatov'un savaş trajedisini anlatan en çarpıcı eseri, 1957 tarihli Yüz Yüze adlı romanıdır. Otobiyografik bir eser olarak nitelendirilebilecek özelliklere sahip olan Yüz Yüze romanındaki karakterler gerçektir ve savaştan kaçan kendi köylüsü olan İsmail'in öyküsünü konu almıştı.
"Bu katliamdan ancak kendini koruyanlar sağ çıkar… Rüyamda bile görmediğim, ata-babalarımın bile görmediği dünyanın öbür ucundaki savaşa neden gideyim. Ne olursa olsun, kendi ayağımla ölüme gidemem, yaşanacak bir günlük ömrüm kalmışsa, onu evimde, istediğim gibi yaşayarak geçiririm."
KIRGIZLARIN GELENEKLERİNE BAĞLILIĞINI KONU ALDI
Eserlerini, Kırgızca ve Rusça olarak kaleme alan Aytmatov, eserlerinin çoğunda tema olarak aşk, dostluk, savaş döneminin acıları ve kahramanlıklarını konu aldı. Kırgız gençliğinin gelenek ve göreneklerine bağlılığını işledi.
Aytmatov, milletinin tarih boyunca kazandığı sosyal, kültürel, ahlaki, edebi, askeri yani bütün maddi ve manevi zenginliğini eserlerine yansıtmıştı. Yaşadığı coğrafyanın insanının tarih içinde kazandığı değerlerini, acılarını, kahramanlıklarını, tecrübelerini yazıya döküp ölümsüzleştirmişti.
KÜLTÜRÜN ZENGİNLİĞİNİ HATIRLATMAYA ÇALIŞTI
Halkının içine düştüğü zor durumları eserlerinde en güzel şekilde anlatan Cengiz Aytmatov eserlerinde kendi ifadesi ile "tipik insanı" ortaya koymaya çalışmıştı.
Hikâyelerinde milli hafızaya ait efsane, destan, masal ve türküler ile bunların oluştuğu şartları ve insanları kullanmış; bunu Kırgız Türk kültürünü maddi ve manevi zenginliğiyle yeniden hatırlatmak için yapmıştı.