Cengiz Aytmatov'un kaleminde savaş izleri
Bozkırın bilge kalemi Cengiz Aytmatov, yalnız Kırgız edebiyatını değil tüm Türk edebiyat dünyasını da etkilemiş önemli bir isimdir. Yaşadığı dönemde adeta bir çığır açan Aytmatov, toplumu yakından ilgilendiren konulara değinmesiyle günümüzde dahi adından sıkça söz ettiren bir yazar olmayı başarmıştır. O, bilhassa İkinci Dünya Savaşı'nda halkın yaşadığı acılardan bahseder ve bunu da bir görev bilinciyle yapar. İşte, yazarımızın Toprak Ana, Cemile, Gün Olur Asra Bedel adlı eserlerinde savaş izleri....
Giriş Tarihi: 12.12.2023
15:49
Güncelleme Tarihi: 12.12.2023
17:04
SESSİZ AĞLAYIŞLAR
🔸 O, kara kagaz olduğu yıllardaki duygularını şu cümleleriyle ifade eder:
"Ü zerinde birkaç satırlık yazı vardı. Alçak sesle okur, Kırgızcaya tercüme ederdim. Sonra sessizlik. Arkasından, yamaçlardan kopup aşağıya doğru yuvarlanan taş parçalarını hatırlatan bir iç geçirme duyulurdu. Hiç suçum olmadığı halde gözlerimi kaldıramazdım… Burada annenin boğuk takatsiz ağlayışı kısa hıçkırıklara karışır, onu da sessiz ağlayış takip ederdi."
🔸 Eserlerinde savaş konusuna oldukça sık yer veren yazar , halkının ne kadar güçlü olduğundan bahseder. Çünkü onlar hem bir yandan yakınlarını kaybetmiş olmanın verdiği acıyla hem de düşmanlarla savaşıyorlardır...
Cengiz Aytmatov'un kaleminden bozkır
HALKININ ACISINI YAZMAK
🔸 O yıllarda on dört yaşında olan Cengiz, savaşın verdiği ızdırap dolu anları şu cümlelerle ifade eder:
"Çocukluğumda, hayatı parlak ve gizli manalar ifade eden tarafı ile tanımıştım; fakat şimdi karşımda haşin, korkunç, kabuğunu değiştirmiş, elemli ve kahraman gibi duruyordu. "
🔸 İlerleyen zamanda savaşların olmadığı bir dünyayı düşleyen Aytmatov , en büyük arzusunun halkının savaşta çektiği zulmü, sıkıntıyı yazılara dökebilmek yani bir roman yazabilmek olduğunu söyler.
CEMİLE VE GÜN OLUR ASRA BEDEL ROMANLARINDA SAVAŞ İZLERİ
🔸 Roman yazmaya 1950 yılından sonra başlayan Aytmatov , eserlerinde çoğunlukla "savaş" merkezli konuları ele alır. Bilhassa Cemile ve Gün Olur Asra Bedel adlı romanlarında savaş yıllarını ve o dönemde kadınların çektiği sıkıntıları anlatması bakımından önemlidir.
🔸 Yazar, Cemile isimli romanında, erkeklerin cepheye gitmesiyle bütün işleri kadınların devraldığından bahseder. Bütün zorluklara göğüs germek zorunda kalan anneler, belleri bükülerek tren istasyonlara tahıl çuvalları taşımaktadır.
Türklerin ilk kadın generali: Kurmancan Datka
TOPRAK ANA'DA SAVAŞ İZLERİ
🔸 Toprak Ana adlı eserinde, romanın kahramanı Tolgunay , Toprak Ana ile savaş hususunda dertleşir. "Söyle bana Toprak Ana, gerçeği söyle: insanlar savaşmadan yaşayamazlar mı?"
🔸 Oysa dünya var olduğu günden beri insanlar bildikleri ya da bilmedikleri pek çok sebepten ötürü savaşmışlardır. Toprak Ana Tolgunay'a şöyle cevap verir:
"Nice milletler savaş sonunda yok olup gittiler, nice şehirler yanıp kül oldu ve toprak olarak üzerimde insan ayağının izini görmek için yüzyıllarca beklediğim çağlar oldu. İnsanlar ne zaman bir savaş başlatacak olsalar, onlara şöyle diyordum: 'Durun! Birbirinizi öldürmeyin!..."
🔸 "Durun, birbirinizi öldürmeyin!" bu söz aslında Aytmatov'un çocukluğundan beri içindeki savaşa karşı olan tavrını ve iç muhasebesini yansıtan bir cümledir...
ELİME TEBEŞİR YERİNE TÜFEK VERDİLER
🔸 Aytmatov, Toprak Ana romanını, dünyada savaş yüzünden yakınlarını kaybeden annelerin sesi olmak adına kaleme alır. Tolganay savaşta bütün ailesini kaybeden insanların bir temsilidir. Toprak Ana ile olan diyalogları da bir annenin yakarışlarını içerir.
🔸 Toprak Ana'da, insanoğlunun hayata dar bir bakış açısıyla bakmaması gerektiği vurgulanır. Yazarımıza göre savaş, tabiat ve hayatın temellerine aykırıdır.
🔸 Eserde Maysalbek'in annesi Tolgonay'a yazdığı son mektup bunu destekler niteliktedir:
" Benim tek istediğim öğretmen olmaktı; onun için kendimi hep bu gösterişsiz mesleğe hazırladım, yalnız onun düşüyle yaşadım. Ama sonradan elime tebeşir yerine tüfek verdiler, öğretmen çıkmışken asker oldum. Benim suçum değildi bu; anlaşılan, çağımız böyle gerektiriyormuş. Çocuklara tek ders bile veremeden ayrıldım mesleğimden..."
Aytmatov'un düşündürücü eseri: Gün Olur Asra Bedel