Dede Korkut kimdir? Eşsiz hazine değerindeki Dede Korkut Hikayeleri
Eşsiz bir hazine değerinde olan Dede Korkut Hikayeleri, geçmiş ile gelecek arasındaki bağı güçlendiren önemli bir değerdi. Edebiyatımızın en eski eseri olan bu hikayeler, İslami düşünüş ve yaşayışa göre şekillendi. Hakkında birçok rivayet bulunan, hikayelerin anlatıcısı Korkut Ata, hakanların hocalığını yaptı. Türkçe konuşan ülkelerde birleştirici bir unsur olan Dede Korkut Hikayeleri hakkında bilmeniz gerekenleri sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 04.02.2020
16:17
Güncelleme Tarihi: 04.02.2020
16:49
DEDE KORKUT'TAKİ HİKAYELERİN KONULARI
Dede Korkut Hikayelerin çeşitli temalar üzeri düşünüş ve yaşayış biçimine göre şekillendi. Dede Korkut boyu ilk Müslüman Türk Oğuz boyundandır. Hatta onların yaşadıkları çağ Hz. Muhammed'in yaşadığı çağdır. Beylerden Büğdüz Emen Hz. Muhammed'i görüp onun sahabesi oldu. Dinde taassuba düşmeyen Oğuzlar yaptıklarını gönül hoşluğuyla yaptılar. Vatan için, namus için, anne-babayı korumak, kurtarmak için savaşmak, din için savaş olduğunu bilerek savaştılar. Hikâyelerin genel atmosferi bu savaşlar üzerine kuruludur. Dede Korkut'a göre kadınlar, toplumda saygın bir yere sahiptir. Namus kavramı çok önemlidir, uğruna can verilir. Asla yalan yoktur. Ahlaki değerler ön plandadır. Din nasihattir, ahlaklı yaşamaya çağrıdır. Dede Korkut Hikâyelerinde dile getirilen namus, aile, doğruluk da birer İslami unsurdur. On iki hikâyeden oluşan Dede Korkut Hikâyeleri şunlardır:
DİRSE HAN OĞLU BOĞAÇ HAN
Toy edilirken Karatağ'a oturtulan ve çocuğu olmayan Dirse Han'ın bir oğlu olur ve Bayındır Han'ın boğasını öldürdüğü için Dede Korkut tarafından "Boğaç Han" olarak adlandırılır, bey olur. Dirse Han'ın 40 yiğidi, oğlanı babasına kötüler. Babası avda oğlunu oklar. Annesinin sütü ve kır çiçeği oğlanın yarasına derman olur. Oğlan, kırk yiğit tarafından kaçırılan babasını kurtarır. Dirse Han oğluna taht verir.
Hani o dediğim bey erenler Dünya bizim diyenler? Ecel aldı, yer gizledi Ölümlü dünya kime kaldı? Gelimli gidimli dünya Son ucu ölümlü dünya! Barla Hatun Eninde sonunda, uzun yaşın ucu ölüm; sonu ayrılık
SALUR KAZANIN EVİNİN YAĞMALANMASI
Salur Kazan, oğlu Uruz Han'ın uyarısına rağmen, Oğuz beyleriyle ava çıktığı sırada, evine üç yüz yiğidi ve Uruz'u bırakmasına rağmen düşman gelir. Eşini, gelinini ve oğlunu esir alır. Gördüğü rüya üzerine avdan dönen Salur Kazan, düşman ellerine gider. On bin koyununu düşmana vermeyen çoban da (o istemese de) kendisiyle gelir. Oğuz beyleriyle birlikte düşmanı yener ve yurtlarına dönerler.
KAM BÜRE BEG OĞLU BAMSİ BEYREK
Bayındır Han'ın Oğuzları topladığı sohbete tüm beylerin oğullarıyla gelmesi üzerine, Büre Bey üzülür. Oğuz beyleri, Büre Bey için bir oğul, Bican Bey'e de doğacak oğlana vermesi için bir kız dilerler. Doğan oğlan büyüdükten sonra kendisine hediye getiren bezirgânları kâfirlerden kurtarır ve "Bamsi Beyrek" adını alır. Banı Çiçekle evleneceği gece kâfirler düğünü basarak Bamsi'yi esir alır. Banı Çiçek'in abisi Deli Karçar'a Yalancı oğlu Yaltacık'ın kanlı bir gömlek getirip "Bamsi öldü." demesiyle Banı Çiçek Yaltacık'a verilir. Düğün gecesi esir bulunduğu kaleden, tekürün kızının yardımıyla kaçan Bamsi, yaşadığını Bani Çiçek'e bildirir. Sonra düğün yapılır.
KAZAN BEYİN OĞLU URUZ BEYİN TUTSAK OLMASI HİKÂYESİ
Kazan Bey, oğlunun henüz bir kan akıtıp, baş kesip isim sahibi olamayışına üzüldüğünü bildirir. Oğlu da babasından nasıl savaş edildiğini, kan döküldüğünü kendisine öğretmesini ister. Kazan Han bunun üzerine oğlunu ava çıkarır, bu sırada düşman gelir ve Kazan Han savaşmaya başlar. Oğluna sadece izlemesini söylemesine rağmen oğlan babasına fark ettirmeden savaşır. Babası, oğlunu bulamaz; evde de göremeyince düşmanla savaşılan yere gelir. Oğlunun kılıcını görünce onun esir düştüğünü anlar. Düşmanla tek başına savaşa giden Kazan Bey, yenilir. Bunun üzerine Hatun kırk kızla ve diğer Oğuz beyleriyle kâfirleri yener. Oğuzlar yurtlarına dönerler. Kazılık Koca yararlı ihtiyarlarla birlikte Karadeniz kenarındaki bir kaleye gider. Kalenin Tekfuru Kazılık Koca'yı aklar ve esir alır. 16 yıl esir kalan Kazılık Koca'nın 16 yaşına gelmiş olan oğlu Bayındır Han'a giderek babasını kurtarmaya gideceğini söyler. Yanına 24 sancak beyini de alır. Yola çıkmadan gördüğü rüyada Dede Korkut'tan öğütler alan Yiğenek, Allah'a sığınıp dualar ederek tekfuru yener. Babasını kurtarır.
BASAT'IN TEPEGÖZÜ ÖLDÜRMESİ HİKÂYESİ
Basat, Uruz Bey'in Oğuzların göçü sırasında düşürülüp bir aslan tarafından büyütülen oğludur. Uruz'un çobanı Oğuzlar'ın yaylaya göç ettikleri sırada bir peri kızıyla çiftleşir. Peri kızı, bunun acısını Tepegöz'ü (çobandan olan çocuğu) Oğuzlar'ın içine salarak çıkarır. Tepegöz, çocukların kulaklarını, burunlarını yer; adamları yiyerek öldürür. Basat'ın kardeşi Kıyan Selçuk da Tepegöz yüzünden ölmüştür. Basat gider ve kardeşi uğruna Tepegöz ile savaşır. Önce gözünü yok eder; sonra da öldürür.
BEGİL OĞLU EMREN'İN HİKÂYESİ
Bayındır Han, Gürcistan'dan haraç olarak bir kılıç, bir çomak, bir at geldiğini görünce kızar. Bunları yiğitlere, boylara veremeyeceğini söyler. Dede Korkut, bu üç haracın da bir yiğide verilmesi yönünde akıl verir. Begil Yiğit, bunları kabul eder. Haraçları alan Begil Yiğit, Gürcistan sınırına yerleşir. Oğuz'a geldiğinde Kazan Bey'in Begil Yiğit'e avda hünerli olduğunu; ancak bu hünerin ata bağlı olduğunu söylemesi üzerine darılır. Oğuzlara başkaldırışından onu ancak karısı döndürür ve ava çıkmasını söyler. Av sırasında sağ uyluğunu kıran Begil, bunu bir süre saklar. Açıklaması üzerine Tekfur bunu duyar ve Oğuz üstüne yürür. Begil oğlu Emren direnir. Allah ona kırk er gücü verir, böylece kâfirler yenilir.
UŞUN KOCA OĞLU SEĞREK HİKÂYESİ
Uşun Koca adında birinin Eğrek ve Seğrek adında iki oğlu vardır. Eğrek, bir gün beyleri çiğneyip Kazan Bey'in karşısına gelir, oturur. Ters Uzamış adında bir bey ona baş kesmediğini, kan dökmediğini, aç doyurmadığını, burada ne aradığını sorar. Eğrek, baş kesmenin, kan dökmenin hüner olduğunu öğrenince Kazan Han'dan akın diler. Kazan Han, kabul eder; üç yüzer verip gönderir. Bu akın sırasında esir düşer. Kardeşi Seğrek, onu kurtarmaya gider. Kâfirler, Eğrek kardeşini tanımadığı için bir tuzak kurmak isterler. Seğrek'in bir deli olduğunu, yoldan geçenlerin ekmeğine el uzattığını, bunun üstüne yürürse onu serbest bırakacaklarını söylerler. Eğrek gidince bu kişinin kardeşi olduğunu öğrenir. Kâfirleri yenerler. Yurtlarına dönerler.