Dede Korkut kimdir? Eşsiz hazine değerindeki Dede Korkut Hikayeleri
Eşsiz bir hazine değerinde olan Dede Korkut Hikayeleri, geçmiş ile gelecek arasındaki bağı güçlendiren önemli bir değerdi. Edebiyatımızın en eski eseri olan bu hikayeler, İslami düşünüş ve yaşayışa göre şekillendi. Hakkında birçok rivayet bulunan, hikayelerin anlatıcısı Korkut Ata, hakanların hocalığını yaptı. Türkçe konuşan ülkelerde birleştirici bir unsur olan Dede Korkut Hikayeleri hakkında bilmeniz gerekenleri sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 04.02.2020
16:17
Güncelleme Tarihi: 04.02.2020
16:49
Dede Korkut, bozkır hayatının geleneklerini ve törelerini çok iyi bilen, kabilesini koruyan bir Oğuz büyüğüdür. Halkın atası, kabilenin reisi, bilgin, güçlü hak ozanı ve bilge olarak Dede Korkut'un tasviri kitabın başından sonuna kadar tekrarlanır. Hanlar güç durumlarda ona danışırlar; öğütler veren, yol gösteren, içinden çıkılmaz gibi görünen güçlükleri çözen hep odur. İyiliğin ve doğruluğun temsilcisi olarak her hikâyenin sonunda Dede Korkut, ibret dersi vererek kötülüğün anlamsızlığını ifade eder.
Yerli kara dağların yıkılmasın Gölgeli büyük ağacın kesilmesin, Taşkın akan güzel suyun kurumasın Kanatlanın uçları kırılmasın. Koşar iken ak boz atın sendelemesin. Vuruştuğunda kara çelik öz kılıcın çentilmesin! Dürtüşürken alaca mızrağın ufalanmasın. Ak bürçekli ananın yeri cennet olsun! Ak sakallı babanın yeri cennet olsun! Hakkın yandırdığı çırağın yana dursun Kadir Tanrı seni namerde muhtaç eylemesin Hanım hey!
Boğaç Han Hikâyesinde Dede Korkut'un duası
DÜNYAYA ARMAĞAN EDİLEN ŞAHESER
Dede Korkut Hikayeleri 12., 13 ve 14. yüzyıllarda Azerbaycan ve Anadolu'nun doğusunda yaşamış olan Oğuz Türkleri arasında teşekkül etti ve daha sonra işlenerek yayıldı. Bu hikâyeler "destandan hikâyeye geçiş " devrinin özelliklerini taşır. Bu hikâyeler, halk edebiyatının en özgün örneği sayılır.
Eşsiz hazine değerindeki bu hikayelerde Dede Korkut'un bilge kişiliğini, Oğuzların iç savaşlarını, doğaüstü savaşları, aşk hikayeleri, yiğitlikleri, aile bağlılıklarını, adalet anlayışı gibi çeşitli erdemleri görülür.
Türk coğrafyasının en değerli hikayelerini kapsayan Dede Korkut Hikayeleri, sözlü geleneğin bütün güzelliklerinin içerdiği gibi edebi geleneğin de estetik imkanlarını yansıttı.
Dede Korkut Hikâyelerinin kahramanları olan Oğuzlar, Müslüman olup İslam inancını taşır. Hikâyelerin başında "Yazılıp düzülüp gökten indirildi, Allah ilmi Kur'an güzel " denilerek Kur'an-ı Kerim'in Allah ilminin karşılığı olarak gösterilmesi Oğuzların İslam'ı algısını eşsiz şekilde gösteren en veciz halidir.
Kara dağların yıkılmasın Gölgeli büyük ağacın kesilmesin, Ak sakallı babanın yeri cennet olsun, Ak saçlı ananın yeri cennet olsun. Oğulla kardeşten ayırmasın. Sonunda, arı imandan ayırmasın Âmin, amin diyenler, Allah'ın sevgili kulu olsun Derlesin toplasın, günahınızı adı güzel Muhammet Mustafa Yüzü suyuna bağışlasın! Hanım, hey!
Bamsı Beyrek Hikâyelerinde Dede Korkut'un Duası
DEDE KORKUT HİKAYELERİNDEKİ DİNİ UNSURLAR
Allah inancı, Hz. Peygamber, melekler hikâyelerde özlü olarak sezdirilir. Özellikle hikâyelerin başkahramanları zor anlarında Allah'a sığınır , ona karşı yalvarışta bulunurlar, dualarında Allah adı Aziz, Cebbar, Kadir, Kahhar, Gani Settar olarak geçer. Öyle ki Kur'an'daki bazı ayetlerin anlamlarının Türkçe söylemleri özellikle Yegenek'in duasında ifade edildi:
Sen anadan doğmadın Sen babadan olmadın Kimsenin rızkın yemedin, Kimse güç etmedin, Kamu yerde ahadsin Allah samedsin, ululuğuna sınır yok Senin boyun boşunun ölçüsü yok Kızdığını kahreden kahha' Allah Birliğine sığındım, Çalabım Kadir Allah