Deniz tutkunlarının okuması gereken 10 kitap
Denizler kimi zaman dalgalı kimi zaman sütlimandır, tıpkı bizler gibi... Yazarlar için her daim ilham kaynağı olan denizlerin yalnızca üstü değil, altı da hikâyelerle doludur. Deniz tutkunlarının okuması gereken 10 kitabı sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 26.02.2019
14:43
Güncelleme Tarihi: 27.02.2019
09:20
Yaşlı Adam ve Deniz - Ernest Hemingway
Yaşlı Adam ve Deniz kitap özeti:
Yaşlı Adam ve Deniz, Hemingway'in en ölümsüz eserlerinden biridir. Yaşlı bir balıkçının açık denizde Gulf Stream'e kapılmış olarak dev bir kılıçbalığıyla olan can yakıcı mücadelesini son derece sade ve kuvvetli kelimelerle anlatır. Bu hikâyesiyle Hemingway, yenilgiye karşı cesaret, kayba karşı şahsi başarı temasını kendine has modern üslubuyla yeni baştan heykelleştirdi.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…
Robinson Crusoe - Daniel Defoe
Robinson Crusoe kitap özeti:
Her yaştan okurun hayal gücünü canlandıran bir klasik olan Robinson Crusoe, işlediği yazınsal konu bakımından ilginç bir roman olma özelliğinin yanı sıra; doğanın yüceliğini, kaynaklarının sonsuzluğunu göstermesi bakımından da "ilk okunmuş kitaplar"dan biri olarak, unutulmazlığını sürdürüyor. Robinson Crusoe, döneminin kaleminin el verdiği ölçüde okurlarını bilinmedik diyarlarda, vahşilerle korsanların arasına, çeşitli maceralarla dolu, çizgi romansal yolculuklara davet ediyor.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…
Karanlığın Yüreği - Joseph Conrad
Karanlığın Yüreği kitap özeti:
Tıpkı romanlarında anlattığı karakterler gibi, Joseph Conrad'ın da denizle arasında sıra dışı bir bağ vardı. Bu duyguyla ilk gençlik yıllarını Fransız ticaret gemilerinde geçirdi, sonraları ise İngiliz ticaret filolarında çalışırken buldu kendini… Ve gençliğini takip eden yılları da hep o maviliklerde geçti. Bu uzun dönemde, insanların ve tabiatın türlü türlü hallerini gözlemledi ve belki de bu yüzden, düşünceleri çağlar ötesine tesir etti.
İşte, Karanlığın Yüreği de tam olarak bu özellikleri taşıyan bir eser olup, muhtevasındaki sömürge eleştirisini sadece 19. yüzyılda değil, bugün ve yarın da tesir bırakacak şekilde okuyucuya sundu. Conrad, bu sömürge eleştirisini öyle derin analizler ve öyle insanî tasvirlerle yapar ki, gelmiş geçmiş en karanlık romanlardan sayılması boşuna değildir. Çünkü Conrad bu tasvirlerle, okuyanın kalbinde o karanlık dönem ve o karanlık ruhların resmini ustalıkla çizebildi. Fildişi elde etme gayesi uğruna çığrından çıkmış Avrupalı sömürgecilere, insana dair olan hiçbir meziyeti ve merhamet hissini taşımayanlara karşı söylediği şu sözler, şahit olduğu korkunçluklar karşısında onun hayretinin delilidir.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…
Pi'nin Yaşamı - Yann Martel
Pi'nin Yaşamı kitap özeti:
Bir yük gemisinin trajik şekilde batmasının ardından, bir filika uçsuz bucaksız, vahşi Pasifik Okyanusu'nun ortasında yapayalnız kalır. Sandalın, hayatta kalmayı başarabilen mürettebatı bir sırtlan, kırık bacaklı bir zebra, bir orangutan, Richard Parker adında üç yüz kiloluk bir Bengal kaplanı ve Pi adlı on altı yaşında Hintli bir çocuktan oluşmaktadır. Ve roman asıl bundan sonra başlar. Pi'nin açlık, susuzluk, soğuk, sıcak ve en önemlisi korkuyla mücadele ettiği günler boyunca gösterdiği direnç ve inanç sizleri bekliyor.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…
Amat kitap özeti:
Kıyıda ise üç direkli, iki güverteli ve 58 toplu bir kalyon, o karanlıkta usturmaçalarını puta edip iskeleye palamar vermişti. Yelkenlerin sarılı olduğu serenler hisa edilmiş ve tez zamanda yola çıkacağını ilân için mizana direğine mavi bayrak çekilmişti. Esrarengiz adam, kalabalığı yarıp elinden tuttuğu İsrâfil'le iskeleden gemiye doğru yürümeye başladı.
Güneşin doğmasına yedi saat kala esrarengiz adam, sürme iskeleden kalyonun çukur güvertesine çıkmak istedi. Fakat eline ne kadar asılırsa asılsın İsrâfil yerinden bir türlü kımıldamıyordu. O karanlıkta eline son bir kez daha asılıp "Gel yâ mübarek!" diye nida eyledi. Bunun üzerine çocuk her nedense inat etmekten vazgeçti. Ne var ki, sürme iskelenin kayganlığından dolayı düşmemek için midir, İsrâfil'in kuşağına 40-50 yaşlarında, iri yapılı, sırma işlemeli siyah kaput giymiş biri yapışmıştı. İşte bu adam kuşağı bırakıp küpeşteye tutundu ve güverteye ayak bastı. Bunun ilâhî düzenin bozulması demek olduğunu hiç kimse bilmeyecekti.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…