Deprem kayıtlarında olmayıp edebiyata yansıyan depremler
Tarih boyunca yaşadığımız tüm olaylar, edebiyatımızda yer edinmiştir. Bunlardan biri toplum hafızasında derin izler bırakan depremlerdir. Öyle ki deprem kayıtlarında dahi yer almayan zelzeleler, İşaretnüma gibi edebiyat eserlerimize konu olarak tarihe ışık tutmuştur. Gelin klasik edebiyatımızda mısralarla anlatılan depremlere yakından bakalım.
Giriş Tarihi: 22.02.2023
15:51
Güncelleme Tarihi: 23.02.2023
11:21
Sesli dinlemek için tıklayınız.
BURSA DEPREMİ
🔸 Gökmenzade, İşaretnüma'da Bursa depreminin şiddeti, saati, meydana getirdiği hasarı, halkın deprem sonrasında normal hayata dönmekte yaşadığı zorluğu, civar köy ve kazalardan gelen ölüm ve yıkım haberlerini aktarmış, hasar alan yapıları zikrederek kapsamlı bir çalışma ortaya koymuştur.
🔸 Tökel, İşaretnüma'da Bursa depreminin şu ifadelerle anlatıldığını aktardı: "Hicri takvime göre 1271, miladiye göre 1855 senesi Cemaziyelahirin 11'i, Rumi'de Şubat'ın 16. günü saat 09.00'da Bursa'da şedid bir deprem oldu."
🔸 Sabah 09.10'dan itibaren deprem, gün içinde aralıklarla üç kez tekrar eder. Bugünkü Susurluk olan Susığırlık'tan Değirmenlikızık köyüne kadar tahribat meydana gelir. Artçıların ertesi sabaha kadar 10-15 dakikada bir sürer. Yazarın "Arz karar etmeyip yer titredi durdu" ifadeleriyle kitapta yer alır.
🔸Kırk günden sonra depremler son bulur. Yaşamın normalleşmeye başladığı dönemde, aynı yılın 31 Mart gecesi saat 01:00'de, yazarın "kudret topu gibi havadan bir gürültü kopması" şeklinde ifade ettiği çok şiddetli bir deprem daha yaşanır.
Türkiye'de gerçekleşen en büyük depremler
🔸Kaynakta bulunan bilgilere göre ilk depremde Bursa Ulu Camii'nin iki kapısı, ikinci depremde ise dört kapısı yıkılır. Bu depremler sonucu Uludağ'dan şehre kayaların düştüğü, yerlerin yarıldığı, Kükürtlü Hamamı yanındaki Hatice Sultan Türbesi civarı ile Bademlibahçenin üst tarafında ve Kara Mustafa Hamamı civarında yol üstünde yerden sıcak su kaynadığı yazar.
🔸 Tökel "Öyle bir anlatır ki Bursa'da hangi mahallede, hangi camide, hangi sokakta, hangi ev yıkıldı; kapısı mı, bacası mı yıkıldı; kaç minare yıkıldı yazıyor. O depremde elinize kamera alsanız bu kadar net bilgi bulamazsınız" diyerek kitapta yer alan bilgilerin depremin büyüklüğü ve şiddetine dair fikir edinme noktasında önemli bir kaynak olduğunu belirtir.
GÖKMENZADE'NİN BURSA DEPREMİ ŞİİRİ
🔸 Gökmenzade'nin İşaretnüma adlı eserinde Bursa'da gerçekşelen deprem ile ilgili bir şiiri bulunur.
Nazm
Gel ey gâfil, vefâ yokdur nazar kıl zîb-i dünyâda Bekâsı mevc-i âb-âsâ dolaşma semt-i bâlâda Bu âlemde kalan var mı gider bir bir gelenler de Teennî eylemez asla kader hükmünü icrâda
***
Bir anda zelzele yıkdı harab etdi Bursa'yı Buna dikkat eden kimse olurlar emr-i Mevlâda Bir anda yok eden Hak'dır, bir anda var eden Hak'dır Kemâlî kudret-ı Hakk'ı temâşâ eyle eşyâda
***
Bursa'nın bu ahvâl-i perîşânın gören hayran Ne mümkündür beyân etmek mufassal şi'r-i inşâda Hevâ-yı nefsine uyma eğer insân olam dersen Rızâ-yı Hak'da ol sâkin olasın bağ-ı me'vâda
***
Bu bir âsâr-ı Gökmenzâde'dir hep ehl-i irfâna Nazar kıl çeşm-i dikkatle işin ne gör sevdâda
Türk lehçelerinde "afet, felaket"
İŞARETNÜMA'DA DEPREME DAİR İFADELER
🔸İşaretnüma'da depreme dair farklı bilgiler de mevcuttur. Yazar, özellikle depremin neden gerçekleştiğine ilişkin cevaplar arar.
🔸 Tökel, Gökmenzade'nin depreme dair şu ifadelere yer verdiğini söyledi: "Deprem, Allah'ın (CC) bizi helak etmesi midir?" diye soruyor eserinde. Sonra diyor ki, "böyle bir şey diyemeyiz. Allah (CC), Hz. Muhammed (SAV) ümmetini tabii afetlerle yok olmaktan kurtarmıştır, korumuştur." Geçmiş kavimler, mesela Hud kavmi, Lut kavmi, Semud kavmi toptan yok oldular. Allah (CC), Muhammed (SAV) ümmetini toptan yok etmeyecek. Çünkü zaten son ümmet. Ama biz, toptan yok olmayacağız diye kendimize aşırı güvenmeyelim. Eğer diyor, insanlar gaflete düşerse, Allah (CC), onları uyarmak için birtakım musibetler gönderir. Nedir bu musibetin sebebi? İnsanın, insanı unutması, Alttakileri unutması, insanın kendini unutması, kibre kapılması. Diyor ki, "Bazı gaflet, galip olduğu zaman afat zuhur eder. Gafleti terki alamettir." Bak çok güzel cümle bu. Bazen diyor afet bize niye gelir? Bunun sebebi, anla ki sen Müslümansan, yoldan çıkmışsın, Allah (CC) sana bir uyarı gönderiyor. Gafilsin. Diyor ki, "Afet esnasında herkesin, Allah'a (CC) sığınıp yalvarması, akraba bağlarını hatırlaması, fakir fukaraya sahip çıkması, dayanışma ruhunun gelişmesi, herkesin pür merhamet kesilmesi, insanın varlığını, var oluşunu sorgulaması gafletin terkinin alametidir". Bu depremler, afetler, gafil insanı uyarır.