Arama

Deprem kayıtlarında olmayıp edebiyata yansıyan depremler

Tarih boyunca yaşadığımız tüm olaylar, edebiyatımızda yer edinmiştir. Bunlardan biri toplum hafızasında derin izler bırakan depremlerdir. Öyle ki deprem kayıtlarında dahi yer almayan zelzeleler, İşaretnüma gibi edebiyat eserlerimize konu olarak tarihe ışık tutmuştur. Gelin klasik edebiyatımızda mısralarla anlatılan depremlere yakından bakalım.

Sesli dinlemek için tıklayınız.

İŞARETNÜMA'DA DEPREME DAİR İFADELER

🔸İşaretnüma'da depreme dair farklı bilgiler de mevcuttur. Yazar, özellikle depremin neden gerçekleştiğine ilişkin cevaplar arar.

🔸 Tökel, Gökmenzade'nin depreme dair şu ifadelere yer verdiğini söyledi:
"Deprem, Allah'ın (CC) bizi helak etmesi midir?" diye soruyor eserinde. Sonra diyor ki, "böyle bir şey diyemeyiz. Allah (CC), Hz. Muhammed (SAV) ümmetini tabii afetlerle yok olmaktan kurtarmıştır, korumuştur." Geçmiş kavimler, mesela Hud kavmi, Lut kavmi, Semud kavmi toptan yok oldular. Allah (CC), Muhammed (SAV) ümmetini toptan yok etmeyecek. Çünkü zaten son ümmet. Ama biz, toptan yok olmayacağız diye kendimize aşırı güvenmeyelim. Eğer diyor, insanlar gaflete düşerse, Allah (CC), onları uyarmak için birtakım musibetler gönderir. Nedir bu musibetin sebebi? İnsanın, insanı unutması, Alttakileri unutması, insanın kendini unutması, kibre kapılması. Diyor ki, "Bazı gaflet, galip olduğu zaman afat zuhur eder. Gafleti terki alamettir." Bak çok güzel cümle bu. Bazen diyor afet bize niye gelir? Bunun sebebi, anla ki sen Müslümansan, yoldan çıkmışsın, Allah (CC) sana bir uyarı gönderiyor. Gafilsin. Diyor ki, "Afet esnasında herkesin, Allah'a (CC) sığınıp yalvarması, akraba bağlarını hatırlaması, fakir fukaraya sahip çıkması, dayanışma ruhunun gelişmesi, herkesin pür merhamet kesilmesi, insanın varlığını, var oluşunu sorgulaması gafletin terkinin alametidir". Bu depremler, afetler, gafil insanı uyarır.

🔸 Deprem mevzusu klasik Türk şiirinde genelde mecaz ve benzetmeler yoluyla işlenir. Ayrıca tarih boyunca yaşanmış depremden bahseden ve depreme dair değerlendirmeler içeren manzumeler de mevcuttur. Buna örnek olarak Gelibolulu Suni Divanı verilebilir. Şair, Divanı'nın bir beyitinde Gelibolu'da meydana gelen depremden bahseder.

🔸 Beyitlerine bakıldığında şairin yaşadığı dönemde fitne ve fesat fazlalaşmış, günahkar insanların sayısının artmıştır. Şair, şiirinde kendi bakış açısıyla bütün bu olayların neticesinde bir ceza olarak zelzele afetinin yaşandığını şiirinde anlatır:

Dimezler miydi nâsihler bu halka
Fesâd u fitneyi Sübhân götürmez

***

Günâhış'ol kadar yüklendiler kim
Bu tâg u taş degülmizân götürmez

***

Yaparlar kasrlarmânend-i gerdûn
Dimezlergünbed-i gerdân götürmez

***

Gör âhir zelzeleyle yıkdı anı
Bu ululukları sultân götürmez

***

Bu vakfıñtekyedânlardan birisi
Dimiştârihinisultân götürmez

Gelibolulu Suni

Depremde yıkılan 14 asırlık Habib-i Neccar Camii

  • 10
  • 10

🔸 Deprem üzerine yazılmış şiirlerde, Kur'an-ı Kerim'de adı geçen ve deprem sonucu helak olan kavimlere göndermeler yapılır. Helak edilen topluluklardan biri Âd kavmidir. Depremle helak edilmesine şair Safveti tarafından telmih yapılır. Kendi ahını ʿÂd kavmini helak eden depreme benzeten şairin mısraları şu şekildedir:

Müdâm düşmeni hep vakf-ı ıztırâb eyler
Nesîm-i zelzele-i kavm-i ʿÂd'dırâhım
Safvetî

🔸 Depremlerin artması, kıyamet alametleri arasında zikredilir. Hikmeti'nin beyitinde bu duruma telmihte bulunur ve kıyaslama yaparak esas kıyamet alametinin kalbin ve gönlün titremesi olduğuna vurgu yapar:

Âlem-i ʿarziyyedemakbûl iken raʿş-ı fu'ad
Rûz-ı haşre ey gönül olmaz ʿalâmet zelzele
Hikmetî

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN