Arama

Dini modernleşme ekseninde oluşan dergi: İslam Mecmuası

İktidarda bulunan İttihat ve Terakkî Fırkası'nın ittihâd-ı İslâm siyasetinden vazgeçerek onun yerine resmî politika olarak Türkçülüğü benimsediği devrede çıkmış olan İslâm Mecmuası dergisi, I. Dünya Savaşı'nın ağır şartlarından etkilenmesine rağmen yayımını sürdürdü. İlk sayılarında belirttiği amaçlarından da hiç ayrılmadı. Osmanlı Devleti içinde Türkçülük ve milliyetçilik fikirlerinin ortaya çıkmasında ve belli bir sisteme bağlanmasında rol oynadı. İslam Mecmuası sahasının uzmanı bir ekip tarafından (İlhami Danış-Mustafa Göleç-Ömer Faruk Köse) Latin alfabesine aktarılıp yeniden yayımlandı.

  • 6
  • 15
DERGİNİN YAYIMLANMA AMACI NEYDİ?
DERGİNİN YAYIMLANMA AMACI NEYDİ?

Derginin yayımlanış amacı, "dinli bir hayat, hayatlı bir din" düsturuyla ve her sayının arka kapağında yer alan, "İslâm Mecmuası, büyük Allah'ın yardımına dayanarak kalplerdeki fıtrî din ve iman hissinin inkişafıyla neşv ü nemâ bulmasına, din ve milliyet fikirlerine canlı, münevver bir cereyan verip Müslümanlık âlemi için mesut bir hayat hazırlamaya çalışacaktır" cümleleriyle açıklanır.

Kazanlı Halim Sabit'in (Şibay) idaresinde on beş günlük olarak 30 Kânunusâni 1329 - 30 Teşrînievvel 1334 (12 Şubat 1914 - 30 Ekim 1918) tarihleri arasında yayımını sürdüren dergi altmış üç sayı çıktı. Başlangıçta otuz iki sayfa iken savaş yıllarının maddî sıkıntıları dolayısıyla daha sonra hacmi on altı, bezen de sekiz sayfaya indirildi.

  • 7
  • 15
DERGİNİN HER SAYISINDA NELER VARDI?
DERGİNİN HER SAYISINDA NELER VARDI?

Derginin her sayısında Kur'ân-ı Kerîm'den âyetler ve bunların tercüme ve tefsirleri yer almaktadır. Dergide yer alan diğer konu başlıklarından bazıları şunlardır: "Fıkıh", "İctimâiyat", "İslâm İctimâiyatı", "Kelâm", "Ahlâk", "Tasavvuf", "Hutbe", "Din Felsefesi", "Tarih", "İslâm İntibahı", "İslâm Kadını", "İktisat", "İslâm Havadisi". İslâm Mecmuası'nda yer alan makalelerin genelinde "örf", "hurafe", "ıslahat", "teceddüt", "terakki", "ictihâd", "ictimâ", "usûl-i fıkıh" gibi kavramlar anahtar rol oynamaktadır.

  • 8
  • 15
DERGİNİN YAZAR KADROSU
DERGİNİN YAZAR KADROSU

Derginin yazar kadrosunda başta Halim Sabit olmak üzere çoğu geleneksel eğitiminin yanı sıra modern öğrenimini de almış olan M. Şerefettin (Yaltkaya), Mansûrîzâde Said, M. Şemsettin (Günaltay), Ziya Gökalp, Mahmud Esad, Mûsâ Kâzım, Ahmet Agayef (Ağaoğlu), Mûsâ Cârullah, Rızâeddin Fahreddin, Abdürreşid İbrahim, Bereketzâde İsmâil Hakkı, Ispartalı Hakkı, Besim (Atalay), Bursalı Mehmed Tâhir, Köprülüzâde Mehmed Fuad, Aka Gündüz, Ömer Seyfeddin gibi isimler yer aldı.

  • 9
  • 15
DERGİDEKİ İSLAM HUKUKU
DERGİDEKİ İSLAM HUKUKU

Mecmuada İslâm hukukuna geniş yer verilmiş, ictihad ve icmâ hususunda bilhassa Halim Sabit'in konunun önemini ortaya koyduğu bazı makaleleri tartışmalara yol açtı. Ziya Gökalp de din, ahlâk ve eğitim konuları yanında İslâm hukukunu sosyal açıdan inceleyerek "içtimâî usûl-i fıkıh" adıyla yeni bir metot geliştirmeye çalıştı.

İzmirli İsmail Hakkı Sebîlürreşâd'da, Gökalp'in dini sosyal vicdana ve sosyal kurallara dayandırmaya yönelik fikirlerine karşı çıktı. Ziya Gökalp'in bu konudaki diğer makaleleriyle ortaya koymak istediği tez ise sosyoloji ile fıkıh arasında bir çatışmanın bulunmadığıydı. Halim Sabit ile Mustafa Şeref'in yazıları da bu görüşü destekler mahiyetteydi.

  • 10
  • 15
İCTİMAİ USUL-İ FIKIH
İCTİMAİ USUL-İ FIKIH

Ziya Gökalp'in 1914 yılında İslâm Mecmuası'nda neşrettiği "Fıkıh ve İctimâiyat" başlığını taşıyan bir makalesi ve ardından yayınladığı bir dizi makale dönemin birçok ilim ve fikir adamını harekete geçirmiştir. II. Meşrutiyet döneminde gerek hukuk alanında, gerekse diğer alanlarda yapılan birçok tartışmanın önde gelen isimlerinden birisi olan Ziya Gökalp'in İslâm Mecmuası'nda başlattığı, "İctimâî Usûl-i Fıkıh" tartışmasının, Osmanlı toplumunun kurtuluşu için aynı yıllarda ortaya koyduğu; "Türkleşmek, İslâmlaşmak, Muasırlaşmak" teziyle yakından irtibatlı olduğu açıktır.

Ancak genel anlamda, Gökalp'in "İctimâî Usûl-i Fıkıh"a yönelik ortaya attığı ve temelde fıkıhla sosyolojinin, daha genel anlamda İslâm düşüncesiyle Batı düşüncesinin sentezine dayanan düşüncelerini, Osmanlı toplum hayatının tanzim ve terakkisi için öngördüğü bir çözüm yolu olarak değerlendirmek gerekir. Bu düşünce İslâm Mecmuası'nda Gökalp'le beraber Halim Sâbit ve Mustafa Şeref gibi isimlerin de desteğini almıştır.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN