Distopya nedir? Okunması gereken distopik kitaplar...
Distopya, çoğunlukla ütopik bir toplum anlayışının anti-tezini tanımlamak için kullanılır; gelecekte olabilecek olumsuz toplumları tanımlar. Distopik kitaplar da genellikle çağdaş toplumun unsurlarını içeren ve bazı modern eğilimlerin sakıncalarına karşı uyarı niteliği taşıyan romanlardır. Modern toplumu bekleyen olumsuz geleceği veya durumu anlatırlar. Sizler için distopya hakkında bilgileri ve distopik kitaplardan birkaç örneği derledik.
Giriş Tarihi: 27.01.2020
09:00
Güncelleme Tarihi: 27.01.2020
10:13
Okunması gereken distopik kitaplar
Distopik romanlar, zamanla geniş bir okuyucu kitlesine sahip oldular. Hızlı değişimlerin ürünü olan bu kitaplar, geleceğe yönelik kaygıların edebi yansımalarıdır. Günümüzde kurulan birtakım sistemelerin bir anda yerle bir olacağını bildirirler. Bu kitaplara ise en iyi örnekler Aldous Huxley'nin Cesur Yeni Dünya ve George Orwell'ın 1984 adlı eserleridir.
Cesur Yeni Dünya, Aldous Huxley (1932)
Aldous Huxley'nin 1932 yılında yayımlanan Cesur Yeni Dünya , adını William Shakespeare'in 1611 tarihli Fırtına adlı eserinden alır. *Fordizm düşüncesinin eseridir. Üretim ve tüketimin adeta bir parçası haline gelen bireyler, metalaşarak kimliksizleştirilir. Bu sistemin bir ürünü haline gelir. Bu gelişen tüketim kültürü ve beraberinde getirdiği yabancılaşma duygusu insanlığın sonunu hazırlar.
Huxley'in distopyası: Cesur Yeni Dünya'dan 22 alıntı
Bu şekilde devam ederse Cesur Yeni Dünya gerçek olacaktır. Teknoloji insanı o kadar köreltmiştir ki insan, sanatı, edebiyatı adeta unutmuştur. Otoriter yapı her yerde hâkimdir. Şöyle ki insanın doğumundan, ölümüne kadar her adıma müdahale etme hakkına sahiptir. İnsanların dünyaya doğarak gelmediği, her birinin bir kimlik, görevle kimliksizleştirildiği bir düzen vardır. İnsanları sürekli üretmeye ve tüketmeye teşvik eden bir sistem inşa etmişlerdir. Cesur Yeni Dünyalılar, tahrip olan ürünleri tamir etmek yerine yeniden satın almaya iten bir kitle kültürü haline gelmiştir. Düşünmek doğalarına aykırıdır.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın.
1984, George Orwell (1949)
George Orwell'ın rahatsız edici gerçeklikteki distopyası 1984, dünya üzerinde en çok satılan kitaplar arasında yer alıyor. Distopya olarak nitelendirilen George Orwell'ın bu eseri, geçmişin aslında ne kadar da gelecekten izler taşıdığını ortaya koyuyor. 1948'de kaleme aldığı bu eser ile Orwell, günümüz modern dünyasına bir protesto bırakıyor. Her ne kadar kitabında 1984 yılını tasvir etse de kitabın derinliklerinde bugünden izler de bulabilmeniz mümkün. Bu durumda elbette ki George Orwell'ın ileri görüşlülüğü etkili.
1984 romanından düşüncenin gücüyle ilgili 10 alıntı
Sovyet Rusya'ya bir eleştiri niteliğinde olan bu kitap, günümüz siyasetinin baskısı, toplumdaki adaletsizliği, insanların tek tipleştirilmek istenmesi, zihnin kontrolü ve bireyselliğin yok edilmesi gibi kavramlar üzerinde de duruyor. Ütopik olduğu kadar gerçekçi yönlere de yer veren roman, sizi yaşadığınız toplum düzeni içerisinde de düşünmeye davet ediyor.
Eser, her ne kadar Aldous Huxley'nin ''Cesur Yeni Dünya'' adlı eseri ile birlikte distopik roman alanında en iyi bilinen kitaplar olsa da distopya türünün yaratıcısı Rus yazar Yevgeni Zamyatin'dir ve yazarın kitabı "Biz"; 1984'ün, Cesur Yeni Dünya'nın ve Ursula K. Le Guin'in Mülksüzler adlı eserinin ilham kaynağıdır.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın .
Fahrenheit 451, Ray Bradbury (1950)
Bilim kurgu edebiyatının kültleşmiş isimlerinden biri olan Ray Bradbury, Fahrenheit 451 ile korkunç bir gelecek öngördü. Ancak işin daha kötü yanı onun gelecek tahayyülünün feci bir şekilde akla yatkın olmasıydı. Ray Bradbury, ateşle yanıp kavrulan kitabıyla, ruhen çöle dönmüş bir dünyayı anlatıyor bizlere. Fahrenheit 451, "kitap kâğıtlarının yanıp tutuştuğu ısı derecesi"dir. Amerikan edebiyatının ünlü yazarı olan Ray Bradbury tarafından distopya türünde bir başyapıttır.
Ray Bradbury'nin 1953 yılında yayımlanan eseri Fahrenheit 451 , on yıllar öncesinden bugünün ve uzak geleceğin dünyasına sert eleştiriler savuruyor. Distopik bir kurgusal düzlemde ilerleyen eser, teknolojinin gelişmesiyle birlikte toplumun gerileyen sanat ve düşünce dünyasını ele alıyor. Kitabın olay örgüsü, itfaiyecilerin yangın söndürmek yerine kitap yakmakla görevlendirildiği totaliter bir düzen etrafında şekilleniyor. Roman, adını ise kitapların yanma derecesi olan ısı ölçüsünden alıyor. Eserinde kitapları yakanlarla okumayanlara aynı suçu yükleyen yazar, topluma zarar veren asıl unsurun düşünmeyi reddetmek olduğunun altını çiziyor.
Adını kitapların yanma sıcaklığından alan Fahrenheit 451'den 25 alıntı
Bradbury'nin bu eseri yazmaya karar vermesinin hikâyesi ise, bir hayli ilginçtir. Bradbury bir gün, arkadaşı ile parkta dolaşırken polis memuru tarafından durdurulup sorguya çekilir. Bradbury "Ayaklarımızın birini diğerinin önüne koyuyoruz" diye cevap verir. Bunun üzerine polis memuru "Pekâlâ" der ve "Bir daha yapmayın" diye karşılık verir. Bu olaydan sonra, gelecekte yürümenin bile yasak olabileceği bir dünya düşünür. Bunun üzerine distopya kurgusu olan eserini yazmaya başlar. Eserde tüm kitapların yakıldığı, bilgiden uzak tutulan bir toplum yaratır. Bradbury eserde Anka kuşu imgesini kullanır. Anka kuşu ile insan, yaptığı hatalar ile yanıp kül olur fakat küllerinden tekrar doğar. Ayrıca yazar kullandığı diyalog ve dil ile otoriter yapının beraberinde getirdiği iletişimsizliği de betimler.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın .
Dava yazılışından bir süre sonra dünya sahnesine çıkan, yurttaşlık haklarının askıya alındığı, bir sivil itaatsizlik imasının dahi zulümle karşılandığı totaliter rejimlere dair bir öngörü ve eleştiri olarak yorumlanır. Distopik kurgusunda kendini zirveye taşımış, okudukça insanı girdaba sokan sürrealist izler taşıyan bir eserdir.
Franz Kafka'dan mutlaka okumanız gereken 10 kitap
Eser, sabah uyandığında kendisini sebebini bilmediği bir suç nedeniyle dava edilmiş bulan, Josef K'nın başından geçer. Kafka Dava'da suçu yalnızca bir eylem olarak tanımlamayıp zanlının "kötü niyeti"yle de ilişkilendiren ve suçtan çok suçluya odaklanan absürt bir hukuk sistemi paradigması inşa eder.
Kafka'nın eserlerinde olayların hiç beklenmedik şekilde gelişip ilerlemesi okuyucuyu bir rüyanın içine sokar. Çaresizliği doruklarınıza kadar hissedeceğiniz bu kitap, vatandaşlık haklarının hiçe sayıldığı, totaliter rejime eleştiri olarak yorumlanır. Nazi Almanya'sına dair bir "önsezi" düşündürtebilir. Sonu olmayan bu davada Kafka adalet sisteminin yozlaşmasını eleştiren bir eser yazmıştır. Eseri okurken, okuyucuya anlamlandırmak için büyük bir görev düşer. Eser 1962'de Orson Welles tarafından filme uyarlanmıştır.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın .