Distopyada delilikten veliliğe: Ayşe Şasa’nın göz ardı edilen Şebek Romanı
Senarist ve yazar kimliği ile tanıdığımız Ayşe Şasa, Türk edebiyatında özellikle yaşam öyküsüyle ilgi çeken yazarlar arasında okuyucuya göz kırpar. İbnü'l Arabi'nin "Füsusu'l-Hikem" adlı eserini okuduktan sonra ateist ve Marksist bir çizgiden İslâmi çizgi dairesine giren Şasa'nın Şebek Romanı isimli romanı, yaşam öyküsü ve yaşadığı dönüşümden derin izler taşır. Distopik kurgusuyla oldukça nitelikli bir roman olmasına rağmen Türk edebiyatında hak ettiği ilgiyi göremeyen Şebek Romanı'nı yazarın vefatının 6. yılında sizler için irdeledik.
Giriş Tarihi: 09.12.2019
16:38
Güncelleme Tarihi: 13.12.2020
13:16
Yozlaşmanın bir diğer adı: ‘Şebekleşme’
Romana da ismini veren şebek, "şebekleşme" kavramları çok önemlidir. "Şebekleşme" kavramı, yozlaşmaya uyum sağlama, yeni oluşturulan sistemin her türlü değer yargısına sahip çıkma anlamında romanda yerini almış. Romanda şebekleşme şu şekilde tarif edilir: "Oyunbaz, havai, vurdumduymaz olabilmek… Tam bir şebek olabilmek… Aklın, duyguların parazitlerinden kurtulup duyumları iyi çalıştırmak.. Muhteşem Şebek İmparatorluğunun uyumlu, verimli, başarılı, buluş sahibi bir bireyi olabilmek…"
XB21 şehrinin yeni toplum düzeninde insanoğlunun kadim inançları ötelenerek yeni sistemin mukaddes (!) şahısları olan Darvin, Marx ve Freud gibi düşünürler başrolü üstlenmiş. Yazar, romanda Freud'u "insan denen şebeği, hazlarıyla oyuna tutuşmuş bir oyunbaza " benzetir. Bu toplumun inanç sistemi, metafizik bir çizgiden tamamen çıkar, modern psikoloji ve evrim temelli bir kodla yeniden şekillenir.
" Maymundan geldik, şebeğe gidiyoruz."
Ayşe Şasa'nın Delilik Ülkesinden Notlar kitabından 20 unutulmaz alıntı
Romanın belirleyici unsurları
Ayşe Şasa'nın öz yaşam öyküsünü konu edinen eser, fantastik roman kategorisinde yer alır. Romandaki belirleyici unsurlar; psikopatolojik davranışlar, halüsinasyonlar, distopik bir toplum düzeni ve yozlaşmış sistemin insandaki yıkıcı etkisi …
"Allah için, yalnız Allah rızası için iyilik yaparak, kullardan teşekkür bile beklememenin insanı sınırsız bir yalıtılmışlığa ilettiği bu ortamda, o garip, ıssız, tarifsiz doyum içinde Rabbine daha sıkıca sarılmanın lezzetini tadıyordu"
Kurgudaki sınıfsal toplum düzeni
Roman kurgusuna göz atacak olursak, romanda bahsi geçen yeni oluşturulan sistemin adı; Gezegensel Şebek İmparatorluğu' dur. Bu ülkede toplum, sınıfsal bir ayrıma tabi tutularak üçe ayrılmış: Şebekler, Orangutanlar ve Z.Ö. (zeka özürlüler) … Şebekler, bahsettiğimiz gibi, yozlaşmış yeni toplum düzenine tam anlamıyla ayak uyduran hâkim sınıf. Romanda, Orangutanlar ve Zeka Özürlüler olarak yer alan sınıf ise Müslümanları niteler. Z.Ö.'ler daha refah bir yaşam sürebilmek için Ortadoğu'dan kaçıp XB12 isimli şehre yerleşir . Şebekler'in Orangutanlar'ı kışkırtmalarıyla Z.Ö'ler, bulundukları ülkede yine rahat bir yaşam süremezler. -Kurgu günümüz dünyası için epey tanıdık değil mi?- Z.Ö'ler yani baskı altındaki göçmen Müslümanlar, gizlice İslamiyet'i yaymaya çalışır. Sınıfsal toplum düzeninde romandaki hâkim atmosfer bu şekildedir.
"Hiç kimsenin kimseyi düşünmediği, herkesin selamı ve teşekkürü çoktan unuttuğu bir dünyada, şükürsüz, duvar yüzlü, yitik insanlara karşılıksız iyilikte bulunmak, hayırda kendi kendiyle yarışmak, ona ayrı bir zevk veriyordu."
Romanın beğeni ve ruhsal durumlarına göre adlandırılan kahraman kadrosu
Romandaki kahraman kadrosunda, yeni düzen hakkında tez yazan felsefe asistanı Melankolik Amadeus, Şizoid Re-Re, Manyak Arşimed, Batın Baba, Şebek Anne, Leopar Baba gibi isimler yer alır. Bu ütopik ülkede kişiler beğenilerine veya ruhsal durumlarına göre adlandırılmış. Melankolik Amadeus'un sürekli melankolik bir hava içinde olması, Şizoid Re-Re'nin "kurşun renkli bir kimliksizlikle " hemhal ruhsal durumu buna örnek teşkil eder.
Romandaki şahıslar, "Korkunun, kaosun, provokasyonun hüküm sürdüğü, her daim alarmlarla sarsılan, eski adıyla Viyana yeni adıyla XB21 denilen o korku şehrinde, 2075 yılının felsefe asistanı, haz düşkünü tembel Amadeus… Evinin mahzenine indiğinde âlemi seyreden, yeryüzünde âlemin kendisini seyrettiği Manyak Arşimed.. Şebeklerin memleketlerini film platosu yapmaya çalıştığı ve memleketlerine kartpostal hasret duyan Z. Ö.'ler, yani Zeka Özürlü göçmenler… Ve Şizoid ve Batın Baba… " şeklinde tanıtılmış.
"'Aşk zordur' dedi Manyak Arşimed. 'Ama aşktan başka da yol yoktur. Âlemde tek anlam aşk…' "
Dadıların elinde geçirilen mutsuz çocukluk…
Roman, Şizoid Re-Re isimli kahraman çerçevesinde metafiziki "dönüşüm" h ikayesini okuyucuya verir. Bu romanı, edebiyat kuramları dahilinde yer alan 'yazara dönük eleştiri kuramı' içerisinde biyografik eleştiri ile yorumlayabiliriz. Zira Ayşe Şasa yaşamının belli noktalarında ruhsal bir çöküntü yaşamış ve yeniden kendisini bulmuştu r. Şebek Romanı yazarın bu kendisini bulma sürecini, roman kahramanı Şizoid Re-Re üzerinden alegorik bir biçimde ele alı r. Şizoid Re-Re ile Şasa'nın yaşam öyküsü birebir benzerlik göstermektedi r. Buna örnek olarak vereceğimiz ilk nokta, Şizoid Re-Re'nin çocukluğu ve Şasa'nın çocukluğudur.
Ayşe Şasa dadıların elinde büyüyerek mutsuz bir çocukluk geçirdiğinden bahseder . "Ailem bana çok büyük bir iyilik yapmış olduğunu düşünerek, beni hepsi de İkinci Dünya Savaşı cehenneminden kaçmış ve ruhen sakat olan kimi Yahudi kimi Katolik kimi Protestan birtakım dadılara teslim etti. Ailem, bu insanları kafasında idealize ettiğinden, dadılarımdan fiziksel ve ruhi çok şiddet gördüm."