Divan edebiyatında mitolojik kuşlar
Filmlerden, kitaplardan ve çeşitli kaynaklardan aşina olduğumuz mitolojik kuşlar, divan şiirinde de şairlerin kullandığı en yaygın motiflerden biriydi. Anka, Hüma ve Simurg olarak adlandırılan bu efsanevi kuşlar, taşıdığı semboller ve şairlerin hayal gücüyle yoğrularak her şiirde yeniden doğdu. Peki, Türk ve dünya kültüründe önemli yeri olan bu kuşlar divan şiirinde nasıl yer aldı? Hangi ünlü şairlerin dizelerinde küllerinden doğdular?
Giriş Tarihi: 28.08.2020
10:05
Güncelleme Tarihi: 28.08.2020
13:18
Sesli dinlemek için tıklayınız.
Tâ Cihân-âbâda vardı Isfahan mülkün geçüp Kûmdan pervâz eden şi'r-i terim 'Anka gibi (Nedim)
"Rum'dan uçan taze şiirim Anka gibi İsfahan ülkesini geçip ta Cihânâbad şehrine kadar ulaştı"
Tavukı zillete düşüren nedür ihtilât Ankayı izzete çıharan nedür inzivâ (Ahmedi)
"Tavuğu ayaklar altına düşüren halkla olan birlikteliğidir. Ankayı şerefli kılan yalnızlığıdır."
🐦Hüma kimi zaman anka kuşu ile karıştırılsa da bu iki kuş birbirinden ayrıdır. Cennet kuşu ve devlet kuşu adlarıyla da bilinir. Bu kuşun Arapçası Bulah 'tır.
🐦Hüma'nın devlet kuşu olarak anılması, gölgesi ile ilgilidir. İnanca göre, eskiden bir hükümdar ölünce halk meydanda toplanır, Hüma ise kimin başına konarsa o kişi hükümdar seçilirmiş.
🐦Üzerinden geçtiği kişiye gölgesi düştüğü içini Hüma kuşuna devlet veya talih kuşu denilmektedir.
Hüma kuşunun taşıdığı simgeler nelerdir?
🐦Doğu edebiyatında sıklıkla karşılaşılan kuşlardan biri olan Hüma'nın ismi Feridüddin Attar'ın yazdığı Mantıku't-tayr' da ve Attar'ın eserine nazire olarak Ali Şîr Nevâyî'nin yazdığı Lisanü't-tayr' da sembolik kuşlar arasında geçmektedir.
🐦Divan şiirinde ise genellikle yükseklerden uçması, ulaşılmazlığı ve kutluluk vasıflarıyla beyitlerde karşımıza çıkmıştır.
HÜMA KUŞU İLE İLGİLİ BEYİTLER
Sâye-i zülfün Hümâsm salma ağyar üstüne Bir siyeh-rûdur anun bahtın hümâyûn eyleme (Ahmet Paşa)
"Saçının gölgesinin Hümâ'sını yabancı (rakip) üstüne salma. Bir kara yüzlünün bahtını hümâyûn etme; hükümdar, taht sahibi yapma."
Gördüler zâg-ı rakibe o Hümâ oldu şikâr Ehl-i diller dediler düşmedi hayfâ yerine (Hayalî)
"Gönül ehli olanlar o Hümâ gibi olan sevgilinin rakip kargasına av olduğunu görünce, eyvah yerine düşmedi dediler"
Olmasa Nef î n'ola dil-beste zülf-i dilbere Tab'-ı şuhu dama düşmez bir Hümâ'dır n'eylesin (Nef'i)
"Nef î dilberin zülfüne âşık olmasa ne olur? Onun yaradılışı tuzağa düşmeyen bir Hümâ gibidir, ne yapsın?"
Zülf-i siyahı sâye-i perr-i Hümâ imiş İklîm-i hüsne anun içün pâdişâ imiş (Bakî)
"Siyah zülfü Hümâ kanadının gölgesiymiş. Güzellik ülkesine onun için padişahmış"