Divan edebiyatını daha iyi anlamanızı sağlayacak 21 mazmun
Kendine özgü düşünce ve hayal dünyası bulunan divan edebiyatı, eski toplumumuzun düşünüş, yaşayış ve sanat sevgisini günümüze taşıyarak klasikleşti. Geçen zamanla beraber değişime uğrayan hayat şartları, artık bu edebiyatı yaşanılan hayatın bir aynası olmaktan çıkardı. Sizler için asırlar öncesinde yazılmasına rağmen, şiire derin manalar kazandırmış divan edebiyatını daha iyi anlamanızı sağlayacak 21 mazmunu derledik.
Giriş Tarihi: 17.03.2020
09:16
Güncelleme Tarihi: 20.04.2022
16:00
📌Cennet gibi, cennete benzer anlamına gelmektedir. Nisan ayında tabiat yeniden canlanıp güzelleştiği için bu aya ürd-i behişt denir. Nisan ayı İran'ın kullandığı güneş takviminin ikinci ayıdır. Her ayın ikinci gününe ürd-i behişt denilir.
Erdi yine ürd-i behişt oldu hevâ anber-sirişt Âlem behişt-ender-behişt her gûşe bir bâğ-ı İrem
Nefî
Klasik edebiyatta aşığın hayali güzeller
📌Mum anlamına gelmektedir. Divan şiirinde mum, çok zaman yanması ve ışık kaynağı olması ile işlenir, sık sık pervane ile birlikte anılır. Âşık pervane olunca sevgilinin yüzü ve yanağı mum olur. Âşık yanarken mum gibi yanıp erir. Mumun yanışı, baştan ayağa doğru olur. Mumun bazen başı kesilir. Bundan başka yer yer lâle, ay, güneş, âşık, gam, sîne, göz, can, boyun, sevgili, sevgilinin yanağı ve yüzü, vuslatı ve güzelliği de muma benzetilir. Aydınlatma araçları içinde önemli bir yer tutuyor oluşu da mumun önemini artırır. Divân şiirinde Şem ü Pervane mesnevileri de ayrı bir yere sahiptir.
Şem -i meclis gerin olup öykündüğiyçün yüzüne Astılar bâzârda sonra zebanın yaktılar
Ahmed Paşa
📌Bir beyitte hem önceki hem de sonraki kelimelerle anlamca ilgili olan bir söz bulundurmaktır. Genellikle ilk dizenin sonundaki kelime üzerinde yapılır. Sihr-i halâl eskilerin itibar ettikleri sanatlardan biridir. Bazan güzel ve iyi söylenmiş sözler için de bu tabir kullanılabilir.
Leblerin yâd eyledi yârin lisân-ı hâl ile Kıldı bir şîrîn hikâyet gonca-i rengin edâ
Bakî
📌Sidre kelime anlamı olarak "Arabistan kirazı" demektir. Kur'an-ı Kerîm'de iki yerde geçer (Necm/14, 16). Tefsirde bu ağacın "arşın sağ yanında İlâhî bir ağaç " olduğu bildirilir. Hadislere göre altıncı kat göktedir. Gökyüzüne yükselenler ancak buraya kadar çıkabilirlermiş. Nitekim Miraç gecesi Peygamberimiz de Cebrail'i burada görmüştür. Sidre'nin yanında cennet vardır ve cennetin nehirleri onun altından akar. Sidre'den ötesi Allah'ın zât âlemidir. Sidre, beşer bilgisinin ve amellerinin son hudududur. Muttakiler ile şehitlerin ruhları burada mahşeri bekleyeceklerdir. Sidre-yi Tûbâ ile karıştıranlar da vardır. Sidre kelimesi daha çok "müntehâ " kelimesiyle birlikte kullanılır. "Sidretü'l-münteha (son uçtaki kiraz ağacı), ulaşılabilecek en yüksek yer olduğu için divan şiirinde sevgilinin uzun boyunu anlatmakta kullanılır. Padişahın yüceliği, namı ve şairin şiiri için de birer temsil olabilir.
Sidre ye benzettiğim ayb etme cânâ kaddini K'anı benzetmekde bundan müntehâsın bilmedim
Ahmed Paşa
📌Hesap günü. Kıyametten sonra insanların hesaba çekilecekleri gün olan mahşer günü. Buna rûz-ı ceza da denir.
Ölmeden rûz-ı hesabı gözümüz gördü bizim Konmadı çehremize bâr-ı gubâr-ı isyan
Yahya Bey
Sözünüzün etkisini artıracak beyitler