Divan sahibi ilk kadın şair: Mihri Hatun ve şiirlerinden seçmeler
Kadın divan şairleri arasında yer alan Mihri Hatun, dönemi itibariyle erkek egemenliğinin hâkim olduğu düşünülen bir edebiyat çevresinde şiirleriyle dikkat çekmeyi başardı. Mihri Hatun'un hayatının yanında şiirlerinden örnekleri derledik ve şerhlerini siz Fikriyat okurlarının beğenilerinize sunduk.
Giriş Tarihi: 15.12.2019
18:01
Güncelleme Tarihi: 18.06.2020
12:46
Mihri Hatun'un şiirlerinde canlı, samimi, aşıkane ve ahenkli bir üslup karşılar bizi. Şairin elimizde bulunan bir divanı mevcut, bu sebeple Türk edebiyatında divanı elimizde bulunan ilk kadın şair olarak karşımıza çıkar. Mürettep bir divan olan Mihri Divanı, hemen hemen her türün bulunduğu edebi açıdan zengin bir eserdir.
Mihri Hatun daha ziyade "Olasın" redifli gazeliyle tanınır.
"Ben umardum ki seni yâr-ı vefâ-dâr olasın Ne bileydüm ki begüm böyle cefâ-kâr olasın"
Ben senin vefalı bir yar olmanı umardım ama nerden bilirdim ki sen cefakar bir yarmışsın.
"Reh-i âşkunda neler çekdügüm ey dost benüm Bilesin bir gün ola aşka giriftâr olasın"
Reh-i âşk: Aşk yolu Giriftar: Tutulmuş, yakalanmış
"Cihânda çok durur ammâ belâ-keş ˘âşıklar Kimesne ugramadı âh u zâra bencileyin"
Âh u zâr: Ağlamak, inlemek Bencileyin: Benim gibi
Dünyada belaya uğramış aşıklar çoktur ama kimse benim gibi ağlayıp inlemedi.
"Hezâr yerde deler sînesini ˘uşşâkuñ Hadeng-i gamzeleri hançer ise ancak ola"
Hezâr: Bin Sîne: Göğüs Hadeng-i gamze: Gamzenin oku
Gamzelerinin oku, âşıkların sinesini bin yerden deler. Hançer olsa ancak bu kadar (delici) olur.
İlk dört beyitte görüldüğü gibi Mihri'nin şiirleri de klasik şiirin kalıplaşmış mazmunları kullanılarak oluşturulmuştur. Şairlerin cinsiyeti ne olursa olsun, hepsi şiirlerinde kalıplaşmış bir sevgili modelini anlatırlar. Kadın şairlerimizden olan Mihri de şiirlerinde sevgiliyi anlatırken aynı mazmunları kullanır. Mahlaslar, cinsiyetler ne olursa olsun esas nokta sevgiliye duyulan aşkı ve özlemi anlatmaktır.
"Adlüñ âbı n'ola dil-teşnelere virse hayât Ki virür mürdeye ˘Îsâ-nefesüñ cân-ı kerem"
Âb : Su Dil-teşne : Gönlü susamış Mürde: Ölü
İsa nefesin ölüye can bağışlar. Adaletinin suyu gönlü susamışlara hayat verse ne olur.
İsa-nefes klasik şiirde yaygın bir biçimde kullanılan mazmunlar arasındadır. Hz. İsa'nın ölüleri diriltme mucizesine telmihte bulunan mazmun, Mihri'nin şiirinde de karşımıza çıkar. Şairler çoğu kez aşıklara can vermesi açısından sevgililerini Hz. İsa'ya benzetirler. Mihri de bu beyitte sevgilisinden adaletiyle susamış gönüllere hayat vermesini diler.
Mihri kadının şair olmasını eleştiren topluma karşı şu şiirini yazar:
"Çün nâkıs akl olur dirler nisâ Her sözin mağrûr tutmaktır revâ"
Nakıs : Akılsız
Kadınlara için eksik akıl derler, her sözünü eksik-özürlü saymak gerekir.
"Lîk Mihrî dâinün zannı budur Bu sözi dir ol ki kâmil usludur"
Lîk: Ama Dâi : Duacı
Ama duacınız Mihri'nin görüşü budur: Şöyle der akıllı olanlar
"Bir müennes yigdürür kim ehl ola Bin müzekkerden ki ol nâ-ehl ola"
Müennes : Kadın Yigdürür: İyidir Müzekker: Erkek
Eğer ehil ise, ehil olmayan bin erkeğe göre bir kadın daha iyidir.
"Bir müennes yig ki zihni pâk ola Bin müzekkerden ki bî-idrâk ola"
Pak: Temiz Bî-idrâk: İdraksiz, akılsız
Eğer ki açık fikirliyse bir kadın, anlayışı kıt bin erkeğe göre daha iyidir.
Mihri Hatun bu şiirinde döneminin koşullarına göre dikkat çekici bir çıkış yapar. Zira, kadın aklının erkeğe göre daha noksan olduğundan hareketle şairlik vasfını yüklenemeyeceğine dair toplumdaki genel kanıyı kırmak isteyerek bu şiiri kaleme alır.
Mihri Hatun kültürel düzlemdeki kadının konumu sebebiyle şiir yazma hususunda birtakım zorluklar yaşar. Oysa Kur'an ve Hadis ekseninde bu konuya baktığımızda İslâm inancında kadını erkeklerden ayrıştıran ve aşağı gören bir inanç yoktur. Ne yazık ki kadınlara karşı olan bu olumsuz bakış açısı, hayatın pek çok alanında kadınların önüne bir set gibi sunulur.