Divan sahibi ilk kadın şair: Mihri Hatun ve şiirlerinden seçmeler
Kadın divan şairleri arasında yer alan Mihri Hatun, dönemi itibariyle erkek egemenliğinin hâkim olduğu düşünülen bir edebiyat çevresinde şiirleriyle dikkat çekmeyi başardı. Mihri Hatun'un hayatının yanında şiirlerinden örnekleri derledik ve şerhlerini siz Fikriyat okurlarının beğenilerinize sunduk.
Giriş Tarihi: 15.12.2019
18:01
Güncelleme Tarihi: 18.06.2020
12:46
"Adlüñ âbı n'ola dil-teşnelere virse hayât Ki virür mürdeye ˘Îsâ-nefesüñ cân-ı kerem"
Âb : Su Dil-teşne : Gönlü susamış Mürde: Ölü
İsa nefesin ölüye can bağışlar. Adaletinin suyu gönlü susamışlara hayat verse ne olur.
İsa-nefes klasik şiirde yaygın bir biçimde kullanılan mazmunlar arasındadır. Hz. İsa'nın ölüleri diriltme mucizesine telmihte bulunan mazmun, Mihri'nin şiirinde de karşımıza çıkar. Şairler çoğu kez aşıklara can vermesi açısından sevgililerini Hz. İsa'ya benzetirler. Mihri de bu beyitte sevgilisinden adaletiyle susamış gönüllere hayat vermesini diler.
Mihri kadının şair olmasını eleştiren topluma karşı şu şiirini yazar:
"Çün nâkıs akl olur dirler nisâ Her sözin mağrûr tutmaktır revâ"
Nakıs : Akılsız
Kadınlara için eksik akıl derler, her sözünü eksik-özürlü saymak gerekir.
"Lîk Mihrî dâinün zannı budur Bu sözi dir ol ki kâmil usludur"
Lîk: Ama Dâi : Duacı
Ama duacınız Mihri'nin görüşü budur: Şöyle der akıllı olanlar
"Bir müennes yigdürür kim ehl ola Bin müzekkerden ki ol nâ-ehl ola"
Müennes : Kadın Yigdürür: İyidir Müzekker: Erkek
Eğer ehil ise, ehil olmayan bin erkeğe göre bir kadın daha iyidir.
"Bir müennes yig ki zihni pâk ola Bin müzekkerden ki bî-idrâk ola"
Pak: Temiz Bî-idrâk: İdraksiz, akılsız
Eğer ki açık fikirliyse bir kadın, anlayışı kıt bin erkeğe göre daha iyidir.
Mihri Hatun bu şiirinde döneminin koşullarına göre dikkat çekici bir çıkış yapar. Zira, kadın aklının erkeğe göre daha noksan olduğundan hareketle şairlik vasfını yüklenemeyeceğine dair toplumdaki genel kanıyı kırmak isteyerek bu şiiri kaleme alır.
Mihri Hatun kültürel düzlemdeki kadının konumu sebebiyle şiir yazma hususunda birtakım zorluklar yaşar. Oysa Kur'an ve Hadis ekseninde bu konuya baktığımızda İslâm inancında kadını erkeklerden ayrıştıran ve aşağı gören bir inanç yoktur. Ne yazık ki kadınlara karşı olan bu olumsuz bakış açısı, hayatın pek çok alanında kadınların önüne bir set gibi sunulur.
Yukarıda Mihri Hatun'un Neşati'ye nazire yazdığını aktardık. Neşati'nin Mihri Hatun'a cevabı ise şu şiirle olur:
"Ey benim şi'rime nazîre diyen Çıkma râh-ı edebden eyle hazer"
Râh-ı edeb : Edep yolu
Ey benim şiirime nazire yazan, edep yolundan çıkma sakın.
"Dime kim işte vezn ü kafiye de Şi'rüm oldu Necâti'ye hem-ser"
Hem-ser: Eşit, arkadaş
Vezin ve kafiyede şiirim Necati'ye erişte deme
"Harfi üç olmağ ile ikisinün Bir midür fi'l-hakîka ' ayb u hüner"
Fi'l-hakîka : Gerçekten
İkisi de üç harfle yazılır ama ayıp ve hüner bir değildir."
Neşati, Mihri'nin naziresini beğenmeyerek bu şiiri yazsa da kaynaklar "Döne Döne" redifli gazele yazılmış en güzel nazirenin Mihri'ye ait olduğunu söyler.
"Meger ki ney ola hem-dem figânuma her-dem K'olup durur yüregi pâre pâre bencileyin"
Hem-dem: Birlikte Figan: Feryat Pare pare: Parça parça
Yüreği, benim gibi (aşktan) parça parça olan ney, her an ağlayıp inlememe ortak olsun.
Bu beyitten hareketle, Mihri Hatun'un şiirlerinde tasavvufi unsurların da bulunduğuna tanık oluyoruz. Mihri Hatun, aşktan yüreği parça parça olan ney ile kendisi arasında bir bağlantı kurar. Ayrıca, Mihri Hatun'un bu beytinde Mesnevi'nin ilk 18 beytinin etkisi de görülmektedir.