Dünyaca ünlü kitaplar ne kadar sürede yazıldı?
Bir romanın ne kadar sürede yazıldığını hiç düşündünüz mü? Bir yıl ya da iki? Belki de sadece bir ay? Bir kitabın yazılma süresi çoğu zaman uzunluğuyla doğru orantılı görülse de durum her zaman bu yönde olmayabilir. Peki, o çok severek okuduğumuz romanlar ne kadar sürede yazıldı dersiniz?
Giriş Tarihi: 31.07.2019
10:35
Güncelleme Tarihi: 31.07.2019
11:27
Sefiller kitap özeti:
Ailesini doyurabilmek için ekmek çalan ve bu yüzden kürek mahkûmu olan Jan Valjean, on dokuz yılın ardından serbest bırakıldığında bütün kapıların ona kapandığını görür. Bir piskoposun merhameti ile ikinci bir şans elde eden Valjean yeni kimliğiyle toplumda saygın bir yer edinir ama geçmişi peşini bırakmaz.
Kendisine emanet edilen ve kızı gibi gördüğü Cosette'le birlikte Paris'in çalkantılı zamanlarında sakin bir hayat sürmeye çalışırken, attığı her adımı gölge gibi takip eden kanun adamı Javert'in onun için başka planları vardır. Hayata umutla sarılmanın, mücadelenin ve yasaların çürümüşlüğünün gerçek olaylardan esinlenilerek yansıtıldığı Sefiller, adaletsizliğe karşı bir duruşun temsilcisi oldu.
Satın almak ve kitabı incelemek için tıklayınız.
Benzerlerinin aksine, William Faulkner'ın ünlü romanı Döşeğimde Ölürken'i tamamlaması hayli kısa sürdü, sadece 6 hafta içinde eserini tamamladı.
Faulkner'ın ilk romanı olan Askerin Ödülü etkileyici bir başarıya ulaştı. Güney'de geçen roman, I. Dünya Savaşı'ndan dönen askerlerin artık ait olmadıkları sivil dünyada yaşadıkları yabancılaşma duygusunu güçlü bir anlatım ve iddialı bir üslupla ortaya koydu.
William Faulkner, eserlerinde genel olarak Güney kültürünün çöküşü ve bozuluşunu, aile sevgisi ve gururunun yok oluşunu ele almaktadır. 1949 yılında Nobel Edebiyat Ödülünü kazandıktan sonra 1955 yılında Pulitzer ödülünü alan William Faulkner, 6 Temmuz 1962'de bir kalp krizi sonucu hayatını kaybetti.
Döşeğimde Ölürken - William Faulkner
Döşeğimde Ölürken kitap özeti:
20. yüzyılın büyük modernist romancılarından William Faulkner'ın yazım tekniğinde radikal bir yeniliği temsil eden, benzersiz bir yapıttır. Ölüm döşeğinde olan Addie, kırk mil uzaklıktaki Jefferson mezarlığına, ailesinin yanına gömülmeyi vasiyet eder. Addie'nin tabutunu bir katır arabasına yükleyen Bundren ailesi, sıcakla ve sellerle boğuşacakları uzun bir yolculuğa çıkar. Döşeğimde Ölürken, on beş farklı anlatıcının ağzından anlatılan elli dokuz bölümden oluşur.
Ailenin öfke, üzüntü, endişe ve tutku dolu serüveni karakterlerin zihninden geçen akışın ritmiyle birleşir. Bilinçlilik akışı tekniğini çarpıcı bir yetkinlikle kullanan Faulkner'ın karakterlerinin "gözleriyle sesi kendi içine dönüp ağlayışını dinlemeye koyulmuş gibidir" . Düzyazıyı şiirselleştirmekte sıra dışı bir yeteneği olan Faulkner'ın bu romanı, sezgilerin, duyarlıkların, iç seslerin, boşlukların destanıdır.
Satın almak ve kitabı incelemek için tıklayınız.
Robert Louis Stevenson kimdir?
Robert Louis Stevenson, insan zihninin sınırlarında dolaşan kısa ama öz romanı Dr. Jekyll ve Mr. Hyde'ı sadece altı günde yazıp bitirdi.
Robert Louis Stevenson, 13 Kasım 1850'de Edinburg'da doğdu. Eğitimini yarıda bırakıp hukuk okumayı seçti, ancak avukatlık da yapmadı. Gerçekte kalbinin derinliklerinde hep yazarlık özlemi vardı. Üniversitede okurken yaz tatillerini Fransa'da, yazar ve ressamlardan kurulu bir sanatçı topluluğunun arasında geçirdi. İlk basılı çalışması Roads adını taşıyan denemesi oldu. Yazarlık hayatına aralarında öykülerin, romanların, denemelerin yer aldığı pek çok eser sığdırdı. Çocuk edebiyatına da Define Adası gibi klasikleşen eserler kazandırdı. Dr. Jekyll ve Mr. Hyde en bilinen ve Stevenson'ın yüz yıl öncesinden geleceğe bakabildiği eseri oldu. Aralık 1894'te hayata veda etti.
Dr. Jekyll ve Mr. Hyde - Robert Louis Stevenson
Dr. Jekyll ve Mr. Hyde kitap özeti:
Dr. Jekyll ve Mr. Hyde, toplumun katı ahlaki kalıplarının birini yücelttiği, ötekisini iğrenç ve suçlu kıldığı bir dönemde, çift yönlülük üzerine yazılmış, modern bir mit haline gelmiş bir hikâyenin kahramanıdır. Hayatı konumuna yakışır şekilde, ahlaki açıdan kusursuz yaşamaya çalışan bir doktorun, yaradılışının getirdiği, çevresi tarafından kolay kolay kabul edilmeyecek yanlarını bastırmaktan usandığı bir anda, insanı ikiye ayıracak tıbbi bir yöntem geliştirmesiyle ortaya çıkar.
Umduğunun aksine, gitgide kuvvetlenecek "kötü"nün karşı kefesi salt iyiliğe değil , doktorun sıradan kişiliğine kalacak ve zamanla denge neredeyse tamamen saklı kişiliğin, toplumsal adalet ve kurallar açısından ters davranan Mr. Hyde'ın lehine dönecektir.19. yüzyılın sonlarına doğru, edebiyatla uğraşanların neredeyse doktorlardan daha fazla farkına vardığı benliğin çetrefil yanlarına dair bu klasik Stevenson metni, defalarca aslına sadık olarak ya da çeşitlemeleriyle filme de aktarıldı.
Satın almak ve kitabı incelemek için tıklayınız.