Arama

Edebi mektup nedir? Edebi mektup örnekleri

Edebi mektup, edebiyatçıların birbirlerine veya hayatlarındaki diğer insanlara gönderdikleri mektup türüdür. Aynı zamanda tarihi belge niteliği taşıyan edebi mektuplar, edebiyatçıların sanat görüşlerini aktarma noktasında da oldukça işlevsel bir role sahiptir. Peki, hangi ünlü edebiyatçılar birbirlerine mektup göndermiş ve neler yazmıştır? İşte edebiyatçıların özel hayat ve sanat anlayışlarına dair mektuplardaki en çarpıcı ayrıntılar…

  • 2
  • 10
Cahit Sıtkı Tarancı’dan Ziya Osman Saba’ya
Cahit Sıtkı Tarancı’dan Ziya Osman Saba’ya

"İzmir'de ne arıyorum diye hayret etme. Sadece askerliğimi yapıyorum. Herhalde sen beni Ankara'da zannediyordun. On iki marttan beri hazırlık kıtasındayım. Haftaya Ankara'ya Yedek Subay Okuluna gidiyorum. Şimdilik askerî disiplinden şikâyetim yok. Burada kiminle beraber olduğumu tahmin et bakalım? Aklına gelmez diye derhâl söyleyeyim: Kenan Hulusi'yle beraber... Hulusi habire hikâye yazıyor. Hâlbuki ben, bir türlü kalemi elime alamıyorum. Ancak sana gönderdiğim şiiri tamamlayabildim. Bu şiiri Muhtar'a verirsin, mümkünse bir sahifede çıkmasını rica edersin. Yücel Mecmuası, İzmir'de iyi satış yapıyor. Bizim hazırlık kıtasındaki çocuklar da mecmuayı çok beğeniyorlar. Muhtar'a bu müjdeyi verebilirsin, selamlarımla beraber.

Kıtada temas ettiğim çocukların çoğu bizi tanıyor, hatta şiirlerimizden ezbere mısralar okuyacak kadar. Tabii bu durum, hepimizin hesabına çok hoşuma gitti. Şiir ve hikâye meraklıları da yok değil. Özetle, askerlikte sıkılmıyorum. Yedek Subay'da, daha birçok arkadaşımız da bize "Oktay, Orhan vs." katılacakları için oradaki hayatımızın daha enteresan olacağı muhakkak. Siyasi vaziyet de pek iç açıcı olmamakla beraber hadiselerin seyrini sükûnetle takip etmek lazım. Belki seni de tekrar göreceğimizi ve kucaklayacağımızı ümit ediyorum. Şarkılarımızın yarım kalmasına, Tanrı elbette ki müsaade etmez. Şevket'e selam söyle. Onun da, senin vaziyetinde olduğunu sanırım. Güzel şiirler yazma işimize, her şeye rağmen devam etmek lazım.

Hasretle gözlerinden öper, seni Allah'a emanet ederim Ziya'cığım."

Cahit Sıtkı Tarancı

  • 3
  • 10
Nazım Hikmet’ten Kemal Tahir’e
Nazım Hikmet’ten Kemal Tahir’e

"Kemal kardeşim, Ellerin dert görmesin, yazdığın romanların yalnız isimlerini okumak bile yüreğime ferahlık verdi. Mademki tetkikten geçmişler, neşirlerinde mahzur görülmemiş, bütün temennim hiç olmazsa bir tanesinin bir gazetede yayınlanması ve bu suretle hem bizim güzelim Türkçemizle yeryüzünün en namuslu halklarından biri olan Türk halkına dair ne mükemmel romanlar yazabileceğinin anlaşılması, genç romancılara bir ders kitabı vazifesi görmesi, hem de sana bir miktar dünyalık sağlamasıdır."

Nazım Hikmet

  • 4
  • 10
Ahmet Hamdi Tanpınar’dan Mehmet Kaplan’a
Ahmet Hamdi Tanpınar’dan Mehmet Kaplan’a

"Kardeşim Kaplan,

Bir yığın can sıkıntısı, üzüntü ve yorucu iş arasında mektubuna cevap veremedim. O bir tarafa, o güzel makalene de vaktinde teşekkür etmek lazımdı. Fakat daha iyisi tebrik etmeliyim. Çünkü hakikaten güzel makaleydi. Artık birinci sınıf bir muharrir olduğuna hiç şüphe etmiyorum. Sana çok bağlı olduğum için bundan mesudum. Orhan Seyfi biraderimiz, daha doğrusu Yusuf Ziya Bey'in biraderi, Raks manzumesi için yaptığı latif tenkitten sonra, bu sefer de senin yazdığına cevap vermiş. Ben okumadım. Yine kafiyelere çatıyormuş. Tabii görüşlerimiz ayrı. Münakaşaya değmez. Hakikat şu ki ben kafiyeye bağlıyım. Yani bir ses müşabehetini mısranın sonunda lüzumlu görüyorum. Ayrıca kafiyenin ve şekli kafiyenin şiirde yeri olduğuna inanırım. Tedaviyi açar. Fakat çok defa bir aksan müşabehetini, kafiye benzerini tercih ederim. Benim şekil dediğim şey, ne vezinden, ne kafiyeden gelir…"

Ahmet Hamdi Tanpınar

  • 5
  • 10
Ahmet Arif’ten Leyla Erbil’e
Ahmet Arif’ten Leyla Erbil’e

"Leylacık, Bineceğin trenlerin soluğu tükenmesin. Ayağını attığın yerler deprem görmesin. Denizler uslu, vapurlar yollu olsun. Ferman et rüzgâr beni de alıp oralara atsın. Mutlu ol. Allah beni kahretsin. Gözlerinden öperim. Ellerinden öperim. Öperim kızı öperim. Öperim oğlu öperim."

Ahmet Arif

  • 6
  • 10
Yahya Kemal'den Abdülhal Şinasi'ye
Yahya Kemal’den Abdülhal Şinasi’ye

"Sevgili Abdülhak Şinasi,

Çalışma haricinde aralıksız okuyorum. Edebiyatın sağlam ve gerçek çeşidi olarak nazarımda tarih kaldı. Şiir edebiyattan sayılmadığı için onu nadir ve müstakil bir cevher olarak bir tarafa bırakıyorum. Dediğim gibi, bir hayli eski tarih okudum. Şimdi, bu yaşımda, daha iyi anlıyorum. Diyebilirim ki, vatanda millî kuruluşumuzu, ilk defa iyi anlatım. Etrafımda İstanbul kütüphaneleri bulunmadığıma yanıyorum. İstanbul'da iken vaktimi boşuna geçirdiğimi, az okumuş olduğumu anlıyorum.

Okumakta olduğu gibi, yazıda da edebiyat heveskârlığından uzağım. Ben şiirdeki birkaç parçamdan memnunum; fakat okunacak şeyleri okumakta geciktiğime pişmanım. Henüz vakit var mı diyeceksiniz? Onu pek zannetmiyorum. Girdiğim yaştan iniş aşağı bakmaya başladım. Bizim nesil ihtiyarladı ve ihtiyarlığının pek farkında değildir, ben farkına vardım.

Varşova'dan ikinci bir mektubumda bahsedeceğim. Bu ilk mektubum bir giriş olsun. Özlem ve sevgiyle ellerinizi sıkarım aziz ve biricik kardeşim efendim."

Yahya Kemal

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN