Edebiyatçılarımızın kaleme dökülmüş duaları
Gönlümüzün kapısını Allah'a aralayıp avuçlarımızı sadece ona açtığımız zamanlarda yüreğimizden geçenler dilimizde suret bulur. Acizliğimizde, af dilerken, dileklerimizde ve umutlarımızda Allah'ın adıyla başladığımız durumlar yine O'nun adıyla biter. Merhametine sığınır, bolluk bereketinden ihsan bekleriz. Bazen sadece sessizce sığınmayız yüceler yücesine. Kalemiyle yaşama tutunmuş birçok edebiyatçımız da yazılara dökmüştür dualarını. İşte, dualarına eserlerinde yer vermiş edebiyatçılar…
Giriş Tarihi: 24.01.2019
20:39
Güncelleme Tarihi: 24.01.2019
21:02
Dönemi ve tarzı ne olursa olsun dünden bugüne pek çok şair birçok dua şiiri/münacat yazmış veya söylemiş; pek çok yazar eserlerinde dualarını eksik etmemiştir. Şeyhî, Fuzûlî, Nef'î, Sünbülzâde Vehbî, Enderunlu Vâsıf, Sûzî, Hoca Ahmed Yesevî, Yûnus Emre, Pir Sultan Abdal, Karacaoğlan, İbrahim Hakkı, Kuddûsî, Seyrânî, Dadaloğlu, Âşık Veysel, Şinasî, Ziya Paşa, Cenâb Şehabeddin, Mehmed Akif Ersoy, Orhan Veli Kanık, Cahit Sıtkı Tarancı, Yahya Kemal Beyatli, Faruk Nafiz Çamlıbel, Arif Nihat Asya, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Necip Fazıl Kısakürek, Cahit Zarifoğlu, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Sezai Karakoç; İsmet Özel, Oğuz Atay, Reşat Nuri Güntekin, Sabahattin Ali, Cemil Meriç, Peyami Safa, Sadettin Kaplan edebiyatçılarımızdan yalnızca birkaçıdır.
MEHMET ÂKİF ERSOY – DUÂ / SAFAHAT
"Nara yansın mı beraber bu kadar mazlumin? Bi-günahız çoğumuz... Yakma İlahi! - Amin!"
NECİP FAZIL KISAKÜREK – ALLAHIM, AFFET!
"Acize imdadın şerafet Allahım affet Sen mutlaksın bense izâfet Allahım affet Ey Kudret ey rahmet Ey Re'fet Allahım affet. Göz kaptırdığım renkten Kulak verdiğim sesten Affet senden habersiz Aldığım her nefesten."
SEZAİ KARAKOÇ – FECİR DEVLETİ
"Işık tut Rabbim Büyük ışığını esirgeme bizden Koruyan acımana Güzeller güzeli adlarına Sığınan bu erlere Işık tut Rabbim Kur'an'ın aydınlığını yay gönlümüze Peygamber duasını et eş bize Saçılsın senin solmaz baharının gülleri yolumuza Sırrına sır katılsın ulusumun Yırtılsın inkârın zarı Reddin seddi yıkılsın İnancın fecri doğsun Ağsın sabah yıldızı gibi ufkumuza Batı ve Doğu bütün anlamıyla Açılsın önümüze bir kitap gibi Yeşeren ağaçlar eğilsin üstümüze Damarlarımız canlansın eski ruhun dirimiyle Alev duman ve kan içinde Bir şafak yapısı belirsin önde Şeyh Galibin divanı gibi"
ARİF NİHAT ASYA – BİZ KISIK SESLERİZ
"Biz, kısık sesleriz... Minareleri, Sen, ezansız bırakma, Allahım! Ya çağır şurda bal yapanlarını, Ya kovansız bırakma, Allahım Mahyasızdır minareler... Göğü de Kehkeşansız bırakma Allahım! Müslümanlıkla yoğrulan yurdu, Müslümansız bırakma, Allahım! Bize güç ver... Cihâd meydanını, Pehlivansız bırakma Allahım! Kahraman bekleyen yığınlarını, Kahramansız bırakma, Allahım! Bilelim hasma, karşı koymasını; Bizi cansız bırakma, Allahım! Yarının yollarında yılları da, Ramazansız bırakma, Allahım! Ya dağıt kimsesiz kalan sürünü, Ya çobansız bırakma, Allahım! Bizi sen sevgisiz, susuz, havasız Ve vatansız bırakma, Allahım! Müslümanlıkla yoğrulan yurdu, Müslümansız bırakma, Allahım!"