Edebiyatçıların kaleme aldığı 25 mektup
Geçmiş yıllarda, teknolojinin henüz dünyayı "küresel bir köye" çevirmediği dönemlerde, insanların kalplerindekini dile getirdiği, uzak mesafelerden özlemlerini giderdiği aracılardı mektuplar. Gurbetliğin acısı, sevdanın en şiddetlisi, yakın dostların muhabbeti ya da bir görüş ayrılığı nedeniyle kalp kırıklığı… Cahit Zarifoğlu'ndan Mehmet Akif'e, Necip Fazıl'dan Nazım Hikmet'e, Cemil Meriç'ten Sabahattin Ali'ye, Kafka'dan Stefan Zweig'a ünlü edebiyatçıların kaleme aldığı 25 mektubu derledik.
Giriş Tarihi: 26.05.2020
17:37
Güncelleme Tarihi: 23.05.2022
09:51
📌 "Ayrıca senin pek tatlı, seyrek görülen, sessiz, memnun, evet diyen bir başka gülümseyişin de var ki, gülümsediğin kimseyi mutluluğa gömebiliyor. Çocukluğumda doğrudan bana böyle bir gülümsemenin nasip olduğunu anımsamıyorum, ama olmuştur belki; çünkü henüz bana masum bir gözle bakarak büyük umutlar bağladığın o vakitler, böyle bir gülümsemeyi ne diye esirgeyecektin benden. Hem bu gibi güler yüzlü izlenimler, sürüp giden zaman boyutunda ruhumdaki suçluluk bilincini büyütmekten ve dünyayı benim için daha anlaşılmaz kılmaktan başka işe yaramadı."
Franz Kafka
🔍 Tarihte iz bırakan 30 mektup
Cemal Süreya’dan Zuhal Seber’e
📌 "Düşünüyorum da aşk sözcüğünü de biraz eksik buluyorum şu senlen ben arasındaki ilişkiye. Daha büyük, daha sağlam bu bizimki. Aşk onun içinde sadece bir kısım galiba. Ötesinde aşkla birlikte, ama yer yer, zaman zaman onu aşan başka duygular, başka esriklikler, başka baş dönmeleri de var bizde. Seni seviyorum ve senin için her şeyim. Beni seviyorsun ve benim için her şeysin. Bir insan için şu kısa hayatta bundan daha büyük ne olabilir ki. Acaba Mecnun Leyla'yı elde edip onunla evlenseydi, Ferhat Şirin'e kavuşsaydı, aradan bu kadar yıl geçtikten sonra bizim birbirimize olduğumuz gibi tutkun olabilir miydi? Yangın olabilir miydi? Sen ne dersin buna?"
Cemal Süreya
Necip Fazıl’dan Nazım Hikmet’e
📌 "Nâzım Hikmet!
Nafile çabalıyorsun.
Sana kızmıyorum. Kızmayacağım.
Hiçbir operatör, ameliyat masasından kendisini yumruklayan kanserliye, hiçbir gardiyan, parmaklığı içinden kendisine deli diye bağıran çılgına, hiçbir hâkim darağacı önünde küfürler savuran mahkûma kızamaz. … Sanma ki ben öfke kabiliyetini kaybetmiş bir adamım. İnsan başiyle fare kafasını birbirinden ayıran tek hassa, bence fikir öfkesidir. Bir hiç için ölçüsüz öfkeler duyacak kadar alıngan ve hassas bir mizaç taşıdığımı sen de bilirsin. Fakat bu öfke, iyi kötü bir kudreti, bir şahsiyeti, bir mesuliyeti kalmış insanlara ve hadiselere karşıdır. Sen mazursun.
Çünkü iflâs nedir, onu bütün hacmiyle idrak ettin."
Necip Fazıl Kısakürek
Tezer Özlü’den, Leyla Erbil’e
📌 "Yaşamımda birlikte olmaktan hiçbir an sıkılmadığım ender insanlardan biri sensin, bir ikincisi var mı bilmiyorum . Sıkılmak bir yana, tam aksine içim direnç ve yaşam sevinciyle dolmuştur, beni hep coşturmuşsundur."
Tezer Özlü
Sabahattin Ali’den Ayşe Sıtkı’ya
📌 "Mesela ben seni hiçbir zaman sana mektup yazarken, yani tasavvur ederken olduğu kadar sevmemişimdir. Bütün arkadaşlarım için de böyledir, sevdiklerimi ben arkalarından daha çok severim, hatta onlarla uzun bir beraberlikten adeta korkarım… Korkarım ki uzun bir temas onlarda, kafamdaki tasavvurlarda bulunmayan noksanlar ve sakatlıklar meydana çıkaracak. Aynı zamanda da sevdiklerimin hakikatte benim tasavvur ettiğim gibi olmadığı düşüncesi içimi kemirir, sonra da bunda hata etmek ihtimali ve dostlarımdan şüphelenmek beni pişmanlığa sevk eder."
Sabahattin Ali
🔍 Tarihe damga vuran siyasi kişilere dair 5 mektup