Edebiyatımızda hamse geleneği
Hamse, İran ve Türk edebiyatlarında bir şairin beş mesnevisinden oluşan külliyat anlamına gelir. Hamselerin ele aldıkları konular farklılık gösterir. Edebiyatımızda birçok şair hamse yazmaya niyet etmiş ancak çok azı bu konuda muvaffak olmuştur. İçlerinden bazıları beş mesnevi ile yetinirken bazıları ise bunu genişletmiş, altı ve daha fazla mesnevi yazmışlardır.
Giriş Tarihi: 22.01.2022
18:55
Güncelleme Tarihi: 06.06.2024
09:31
YETENEK İSTEYEN BİR İŞTİR
Ali Şîr Nevâî'nin hamsesinden minyatürlü bir sayfa
◾ Hamselerde aşkı konu alan mesnevilerin yanı sıra soyut kavramlarla ilgili mesneviler de yer almıştır. Hamse yazmak, büyük bir yetenek gerektirdiği için kendine güvenen şairler bu işe girişmiştir fakat çoğu en çok üç, dört mesnevi yazabilmişlerdir.
◾ Edebiyatımızda hamselerin altın çağı, 16. ve 17. yüzyıl olarak değerlendirilmiştir. Mesnevilerinin sayısı beşten fazla olan şairlerin içinde Lâmiî Çelebi dikkat çeker.
↪Vâmık u Azrâ, ↪Vîs ü Râmîn, ↪Salâmân ü Absâl, ↪Şem' ü Pervâne, ↪Gûy u Çevgân, ↪Ferhâd-nâme, ↪Mevlidü'r-Resûl, ↪Maktel-i İmâm Hüseyn, ↪Şehrengîz ve Heft Peyke...
◾ Lâmiî Çelebi 15. yüzyılın son çeyreği ile 16. yüzyılın ilk yarısında yaşamış, nazım ve nesir türlerinde önemli eserler kaleme almış, divan edebiyatının en üretken şairlerindendir.
Hiç gitmediği İstanbul'da şöhreti dillere destan şair: Lamiî Çelebi
◾ Çelebi, Molla Cami'den çevirdiği eserlerden dolayı çok sayıda şuara tezkirecisi onu Cami-i Rum olarak anmıştır. Lâmiî Çelebi, Molla Cami'den başka Osmanlı sahası dışından Unsuri, Cürcani, Ehl-i Şirazi, Ali Şir Nevai ve Fettahi gibi bazı şahısların da eserlerini Osmanlı Türkçesine kazandırmıştır.
BEŞTEN FAZLA YAZAN ŞAİRLER
◾ Beşten fazla mesnevi yazmış olan başka bir hamse şairi de 16. yüzyılda, Ahmed Rıdvan olmuştur. Eserlerini II. Bayezid adına birleştiren şair, 27.000 beyit tutarında altı mesnevi ile hacimli bir divan yazmıştır.
↪İskendernâme, ↪Leylâ vü Mecnûn, ↪Hüsrev ü Şîrîn, ↪Rıdvâniyye, ↪Mahzenü'l-esrâr ve Heft Peyker...,
◾ 17. yüzyılda ise Nev'îzâde Atâî vardır. Tanınmış bir aileden gelen Atai, hamse sahibi en önemli mesnevi şairlerindendir. Yaşamı boyunca müderrislikten kadılığa kadar pek çok görevde bulunmuştur. Aynı zamanda tasavvufi bir kişiliğe sahip olan Atai, değişik konularda manzum ve mensur pek çok eser vermiştir. Hamsesindeki mesnevileri özgündür. Halkın yaşayışı, töreleri, İstanbul'un değişik manzaraları bu mesnevilerde yer alır.
Ne ararsın kapımda diyii cevr itme Atai'ye Muhabbet derdinin cûyende-i dermanıyuz cânâ.
Ey can, "Ne ararsın kapım da" diye Ataî'ye eziyet etme, biz muhabbet derdinin dermanını arıyoruz.
Fıkıh alimi şair Nevizade Atai
Hamse-i Nizâmî'den minyatürlü bir sayfa
◾ Taşlıcalı Yahyâ Bey de mesnevileriyle dikkat çeken bir hamse şairidir. Osmanlı Devleti'nin zirve döneminde yaşamıştır. Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman ile seferlere çıkan şair, yazdığı şiirler ile saraydan hürmet görür. Şehzade Mustafa'nın vefatının ardından yazdığı mersiye ile büyük bir şöhrete ulaşır. Kendinden sonra gelen şairleri etkiler.
↪ Hamse'si Şâh u Gedâ, ↪ Gencîne-i Râz, ↪ Yûsuf ve Zelîhâ, ↪ Kitâb-ı Usûl, ↪ Gülşen-i Envâr...
Taşlıcalı Yahya'nın şiirleri
Ömr ise gâyet kasîr ü derd ise tûl u dırâz Âlem-i hayretde kaldum nâ-murâd u nâ-ümîd
"Ömür kısa dert ise bitmeyecek kadar uzun Hayret aleminde ümitsiz ve emelsiz kaldım"
📌 Taşlıcalı Yahya'nın en önemli yanı, İran örneklerine bağlı kalmadan yerli renklerle ve sade bir dille kaleme aldığı mesnevileriyle Türk edebiyatında hamse yazan şairlerin öncülerinden olmasıdır.
Kaside-i Bürde'den Alıntılar
◾ Son hamse ise Subhizâde Feyzî'ye aittir. Asıl adı Feyzullah'tır. Hakkında "şair oğlu şair" ifadesi kullanılır. Subhîzâde Feyzî'nin Hamse'sini Heft-Seyyâre, Mir'ât-ı Sûret-nümâ, Safâ-nâme ve Aşk-nâme adlı mesnevileri ile Divan'ı oluşturmaktadır. Hamseler içinde farklı özellik taşıyanlardan biridir.
◾ Bu bahsettiklerimizin dışında hamse sahibi olduğu belirtilen pek çok şair vardır ancak kaynaklarda kesinlikleri net olarak belirtilmemiştir. Bunlar; Ahmedî, Çâkerî Sinân Çelebi, Karamanlı Figânî, Fuzûlî, Kara Fazlî, Hamîdî-zâde Celîlî'dir...