Edebiyatımızdaki Çamlıca esintileri
Bahar aylarında doğanın uyanışı, kış aylarında lapa lapa yağan karın Çamlıca'da ortaya çıkardığı manzaralar, her mevsim başka renge bürünerek eşsiz bir tablo gibi seyredilmeyi bekler. Peki, dillere destan güzeliği ve manzarasıyla şiirlere, romanlara konu olan Çamlıca edebiyatımızda nasıl yer aldı? Çamlıca'nın Tanzimat ile beraber değişen silueti; toplumsal ve kültürel hangi durumların habercisiydi?
Giriş Tarihi: 15.02.2021
17:33
Güncelleme Tarihi: 15.02.2022
11:37
Sesli dinlemek için tıklayınız.
📌 Abdülhak Şinasi, Çamlıca'nın değişen çehresi üzerinde durur. Çamlıca her ne kadar eski ihtişamını kaybetse de Abdülhak Şinasi'de olduğu gibi insanların anılarında ve zihinlerinde hala ilk günkü tazeliğiyle hatırlanan bir mekandır.
➡ Abdülhak Şinasi eserinde Üsküdar ile Çamlıca arasında kalan bölgelerde ömrünü ayrı ayrı taksim ederek geçirmek istediğini ifade eder. Zira yazara göre Çamlıca "Osmanlı devrinin son ihtişamlı" zamanlarını simgelemektedir. Çamlıca geleneksel kültürün değerlerini taşımakla birlikte, yeni gelen değişim ve hayat tarzının da yaşandığı bir muhit olarak karşımıza çıkar.
ABDÜLHAK ŞİNASİ KİMDİR?
📌 Çamlıca'daki Eniştemiz, Fahim Bey ve Biz ve Ali Nizami Beyin Alafrangalığı ve Şeyhliği adlı üç romanı olan Abdülhak Şinasi Hisar, edebiyatımızın önde gelen isimlerindendir. Eserlerinde samimi ve temiz üslubuyla dikkat çeken Abdülhak Şinasi, mütareke yıllarında Dergah dergisinde yazılar yayımlayarak edebiyat hayatına adım attı. Yazarın neredeyse bütün eserleri hatıralarına dayalıdır.
YAHYA KEMAL BÜYÜK AŞKIYLA ÇAMLICA’DA TANIŞTI
📌Yalnızca Tanzimat döneminde değil süregelen zaman diliminde de Çamlıca edebiyatımızın konusu olmaya devam etti.
🔎 Zengin ihtişamlı bir hayatın tezahürü olarak karşımıza çıkan Çamlıca aynı zamanda manevi iklimiyle de dikkat çekiciydi. Huzurlu ve dingin ortamı, insanı iç benliğine doğru bir yolculuğa çıkarıyordu. Yakup Kadri'nin Nur Baba isimli romanına konu olan Bektaşi dergahı Çamlıca'da yer alıyordu.
➡ Çamlıca'daki Bektaşi dergahı edebiyatımızdaki en muhteşem aşk hikayelerinden biri olan Yahya Kemal ve Celile Hanım'ın muhteşem öyküsüne de tanıklık etmişti. Yakup Kadri ile Çamlıca'ya gezintiye çıkan Yahya Kemal, Nazım Hikmet'in annesi Celile Hanım'ı ilk kez bu dergahta görmüştü.
ÇAMLICA’DAN “YÜZ ÇEVİREN” YAHYA KEMAL
📌 Tanzimat, Servet-i Fünun ve Milli edebiyat dönemlerinin simgelediği mekanlar vardır. Tepeleri oluşturan bu mekanlarda, Tanzimat; Çamlıca'yı, Servet-i Fünun; Tepebaşı'nı Milli edebiyat ise Metristepe'yi simgeliyordu. Bu mekanlarda temsil ettikleri değerlerle özel manalar kazanmıştı.
Tanzimat nasıl ki Çamlıca ve beraberinde oluşturulan kültür dairesi ekseninde değerlendiriliyorsa Milli edebiyatın soluk aldığı yeni mekan ise Metristepe'ydi. Çamlıca ve Tepebaşı İstanbul'u simgelerken, Metristepe Anadolu ve Milli Mücadele'yi simgeliyordu.
🔍 YAHYA KEMAL KİMDİR?
YAHYA KEMAL'İN ÜÇ TEPE MAKALESİ
📌 Yahya Kemal, 1921 yılında Dergah dergisinde yayımlanan "Üç Tepe" başlıklı makalesinde edebiyatımızın artık Metristepe; yani Anadolu merkezli olacağını ifade etmiştir. Metristepe ile edebiyatının yönünün değiştiği vurgulanmaktadır. Yani Yahya Kemal'e göre edebiyatımız artık ne Çamlıca'daki kadar romantik ne de Tepebaşı'ndaki kadar Batılı olacaktır… Yahya Kemal söz gelimi Çamlıca'dan yüz çevirmiştir…
🔍 Fikriyat'ın e-dergi platformundan kültür sanat dergilerine ulaşmak için tıklayın