Edebiyatımızdaki en ünlü tezkireler
Sözlükte "anmak, hatırlamak" manasındaki zikr kökünden türeyen tezkire, "hatırlamaya vesile olan şey" demektir. Terim olarak eski dönemlerde yazılan biyografik-antolojik eserleri ifade eder. İslam telif geleneğinde zamanla farklı özellikler kazanarak gelişen tezkireler, esas nitelikleri bakımından günümüzdeki biyografik/antolojik sözlüklere benzer özelliklere sahiptir. Yapılan çalışmalarda sık sık adı geçen ve faydalanılan tezkireler, edebiyat tarihimizde önemli bir rol üstlenir. Peki, edebiyatımızdaki en ünlü tezkireler ve bu tezkirelerin muhtevaları nelerdir? İşte araştırmalarda başucu kitabı yapılabilecek tezkireler...
Giriş Tarihi: 29.03.2020
09:20
Fatîn'in ismini günümüze getiren şairlikteki bir devirlik şöhreti değil Tezkire-i Hâtimetü'l-eş'âr adıyla ortaya koyduğu şairler tezkiresidir. 1853'te tamamlanan eseri onu daha basılmadan önce görenlerde büyük bir takdir uyandırmıştı.
Hakkında takriz yazanlardan Maârif-i Umûmiyye Nâzırı Kemal Efendi (Paşa), bir şairler hazinesi dediği tezkirenin geçmişin şairlerine yeniden hayat verdiğini söylerken Meclis-i Vâlâ âzası Subhi Bey (Paşa), edebiyat tarihi bakımından isabetli bir kavrayışla çok uzun zamandan beri lâyıkıyla şuarâ tezkiresi tertip edilmez olduğundan bu ihmal neticesinde son devir şairlerinden çoğunun kendileri gibi hayat hikâyelerinin de unutulmuşluğa gömüldüğüne, yazılarının şuraya buraya dağılıp gitmiş olduğuna dikkat çekerek Hâtimetü'l-eş'âr'ın bu bakımdan göreceği hizmet ve değeri belirtmek ister.
Ahmed Cevdet de (Paşa) onun Sâlim'i devam ettiren eserinin geçmişin ve günün şairlerini bir araya getirerek "eslâf" ile "ahlâf" arasında bir bağ kurmakla eskiler kadar yenilerin de teşekkürünü hak eden bir başarıya eriştiğini söyleyerek bütün şairler adına kendisini tebrik eder.
Hâtimetü'l-eş'âr, ortaya çıkışından itibaren XVIII. asır sonrası Türk edebiyatı tarihi için başlıca bir kaynak hizmeti görmüştür. Fatîn Efendi bu tezkiresinde Sâlim tezkiresinin bıraktığı 1134 (1721-22) yılından 1269'a (1853) uzanan zaman içinde Osmanlı ülkesinde gelmiş geçmiş şairleri tesbit edip bunlar hakkında bilgi verir.
Fatîn tezkiresinin şair çerçevesini çok geniş tutmuş, tek manzumesini, hatta bir beytini görebildiklerine dahi eserinde yer vermiştir. Sanatça değerleri yönünden bir seçim gözetip değersiz gördüklerini eserlerinin kadrosuna almayan bazı eski tezkire müelliflerinin tutumlarından tamamen farklı olarak şiir namına kalem oynatmış herkesi hiçbir elemeden geçirmeden, kabiliyetleri ve yazdıklarının miktarı ne olursa olsun kendilerinden haberdar olabildiği nisbette tezkiresinde göstermek istemiştir.