Edebiyatımızın kendine has bahçesi 'divan şiiri'ndeki 17 mefhum
Eski toplumumuzun düşünüş, yaşayış ve sanat sevgisini günümüze taşıyarak klasikleşen edebiyatımız, kültür hafızamızda önemli bir yer edindi. Öyle ki asırlar öncesinde yazılmasına rağmen günümüzde de her kesimden insanın ilgisini çeken ve "kendine mahsus" olan divan edebiyatını Abdülhak Şinasi Hisar, "edebiyatımızın bir has bahçesi" şeklinde tanımlar. Sizler için divan edebiyatında sıklıkla kullanılan 17 önemli mefhumu derledik.
Giriş Tarihi: 21.11.2019
09:16
Güncelleme Tarihi: 13.05.2022
10:02
🔶Gubar: Toz. Divan edebiyatında gubar sevilen kişinin yüceliğini ve büyüklüğünü anlatmada kullanılır. Sevilen kişinin yolunun toprağının tozu, ayağının tozu anlamlarında kullanılır. Aşık daima sevgilinin ayağının tozuna özlem duyar.
Okudum hattın lebinde kim gubar-ı müşg ile Çeşme-i can üzre yazmış sure-i Kevser güneş
Ahmed Paşa
🔶Guy u çevgan: Bir meydanda ata binerek, eldeki sopa ve topa vurma sureti ile oynanan bir oyundur. Bu oyuna çevgan denir. Guy genellikle sevgilinin yüzü güzelliği aşığın gönlü yerine kullanılır Çevgan ise sevgilinin saçı dır.
Çevgan zülfü ün nice canı topın urmasın Gülgun yanağım gibi meydan dutupdurur
Ahmed Paşa
🔶Hankah: Konak yeri, dergah . Tekkenin büyüğüne hankâh denirdi. Hem kuruluş hem de değeri bakımından tekkeden daha büyüktür. Çoğunlukla pir makamı olur. Örneğin Mevleviliğin hankahı Konya'dır.
Meşaleler yandı derun u birun Nur-ı tecelli olup ol hankah
Şeyh Galip
🔶Hüma: Devlet kuşu, talih kuşu. Kaf Dağı'nda yaşadığına inanılan efsanevi bir kuştur. Serçeden biraz büyük, yeşil kanatlı, sarı gagalı bir kuş olduğu düşünülür. Eskiden bir meydanda hüma uçurulur ve kimin başına konarsa o kişi padişah olurmuş. Bu bakımdan hüma, klasik edebiyatta devlet kuşu olarak anılır. Yine hüma gökte uçunca gölgesi kimin başına düşerse o kişi ileride padişah olurdu. Kudret refah ve mutluluk getirdiğine inanılır. Çoğu zaman anka ve simurg ile karıştırılır. Divan şiirinde sevgiliyi andırır. "Hüma-yı beyza-yı din" tamlaması Peygamber Efendimiz için kullanılan bir deyimdir.
Ol şeh-i hüsnün gözü üzre bakanlar kaşına Saye-i perr-i hüma düşmüş sanırlar başına
Baki
🔶Mikat: Mekke yolu üzerinde hacıların ihrama girdikleri yer. Peygamber Efendimiz tarafından tayin edilen milat yerleri Medine yoluyla gelenler için Zülhuleyfe, Suriye yolundan gelenler için Cuhfe, Irak yolundan Zatü'l Irak Necid yolundan Karen, Yemen yolundan Yelemlem'di.
🔶Ayrıca Kur'an-ı Kerim'de, Tur Dağı'nda Hz. Musa'nın Allah ile konuşması anlatılırken bu kelime kullanılmıştır.
"Mûsâ, tayin ettiğimiz vakitte (Tûr'a) gelip de rabbi onunla konuştuğunda o, "Rabbim! Bana görün; sana bakayım" dedi. Rabbi, "Sen beni asla göremezsin. Fakat şu dağa bak; eğer o yerinde durabilirse sen de beni görebilirsin" buyurdu. Rabbi o dağa tecelli edince onu paramparça etti; Mûsâ da bayılıp düştü. Kendine gelince dedi ki: "Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim, sana tövbe ettim; ben inananların ilkiyim. " (A'râf Suresi - 143 . ayet)
Tavrın oldu şeha çü Musavar Kalb Turundan eyledin mikat
Nesimi