Edebiyatımızın kendine has bahçesi 'divan şiiri'ndeki 17 mefhum
Eski toplumumuzun düşünüş, yaşayış ve sanat sevgisini günümüze taşıyarak klasikleşen edebiyatımız, kültür hafızamızda önemli bir yer edindi. Öyle ki asırlar öncesinde yazılmasına rağmen günümüzde de her kesimden insanın ilgisini çeken ve "kendine mahsus" olan divan edebiyatını Abdülhak Şinasi Hisar, "edebiyatımızın bir has bahçesi" şeklinde tanımlar. Sizler için divan edebiyatında sıklıkla kullanılan 17 önemli mefhumu derledik.
Giriş Tarihi: 21.11.2019
09:16
Güncelleme Tarihi: 13.05.2022
10:02
🔶Fuzûlî'nin Farsça Divan'ının ön sözünde edebiyata dair görüşlerini şöyle açıklar: " Öyle zamanlar olmuştur ki, gece sabahlara kadar uyanıklık zehrini tatmış ve bağrım kanaya kanaya bir mazmunu bulup yazmışım, sabah olunca diğer şairlerle tevârüde düştüğümü görüp yazdıklarımı çizmişimdir. Öyle zamanlar olmuştur ki, gündüz akşama kadar düşünüp düşünce deryasına dalarak şiir elması ile kimse tarafından söylenmemiş bir inci delmişim; bunu görenler, 'Bu mazmun anlaşılmıyor, bu lafız erbâbı arasında kullanılmaz ve hoş görülmez' der demez o mazmun gözümden düşmüş, hatta kalemi elime alıp onu kâğıda geçirmek bile istememişimdir. "
Ahmedî Dîvânı'na ulaşmak için tıklayın.
🔶Ahu: Ceylan . Güzel gözlü, güzel kokulu olduğu için sevgiliye benzetilen ceylan, edebiyatımızda birçok tesbih sanatına neden oldu. Ahunun en yaygın ve önemli kullanımı misk kokması iledir. Sevgilinin saçı misk kokar. Divan edebiyatında ahunun misk hasıl etmesinin sebebi bu kokuyu kıskanmasıdır. Bu tenasüp sanatına göre bunun sonucunda ahu içine kan oturmakta ve bu kanın sonucunda misk olmaktadır.
Bir Ahu esir-i damı olmuş Kan yaşı kara gözüne dolmuş
Fuzuli
🔶Carub: Süpürge . Divan edebiyatında saç çokluğu, karışıklığı ile bazen süpürgeye benzetilir. Aynı zamanda kirpiklerin deste deste oluşu da süpürgeyi andırır. Bir mübalağa unsuru olarak ele alınan carub aynı zamanda aşık sevgilinin eşiğinde süpürge olmaya razıdır.
Toprak yüzümü nice sürem şol harime kim Carubdur eşiğine Müjgan-ı hur-ı in
Ahmed Paşa
🔶Davud: Kuran'da adı 14 yerde geçen peygamberdir . Peygamberlik ile sultanlığı şahsında toplayan Hz. Davut, Kudüs'ü ilk defa baş şehir yapmıştı. Hz. Davut sesinin güzelliği ile meşhurdur. O kadar etkili okurdu ki dinleyen kendinden geçerdi. Bundan dolayı gür ve kalın sese Davudi ses denilirdi.
🔶Hz. Davut, eliyle demir plakalardan zırh yaparak geçimini sağlar, devlet hazinesinden yemezdi. 70 yaşındayken 40 yıllık sultan olarak vefat edince yerine yine sultan ve peygamber olan Hz Süleyman geçti.
Mucize bir gülşen-i pakizedir kim istese Andelib ol gülşene Davud-ı hoş-elhan olur
Fuzuli
🔶Fağfur: Çin hükümdarlarına verilen addır . Çin'de porselenden yapılan kaplara da bu ad verilir.
O sultan-ı muazzam şehriyar-ı heft kişver kim Anın fağfur u hakan bendeganından şümar oldu
Fıtnat
🔶Gubar: Toz. Divan edebiyatında gubar sevilen kişinin yüceliğini ve büyüklüğünü anlatmada kullanılır. Sevilen kişinin yolunun toprağının tozu, ayağının tozu anlamlarında kullanılır. Aşık daima sevgilinin ayağının tozuna özlem duyar.
Okudum hattın lebinde kim gubar-ı müşg ile Çeşme-i can üzre yazmış sure-i Kevser güneş
Ahmed Paşa