Eğlenceden geleneğe dönüşen unutulmuş alışkanlık
Kış geceleri radyonun üzerindeki el emeği dantel kıvrılır, cızırtılar içerisinde kanal bulunurdu. Evin annesi elinde meyve sepetiyle gelir radyonun etrafında toplananlara meyveleri ikram ederdi. Gelen anons ile herkes, görüntüsü olmadan sadece sesini duyup hayal dünyasında oynattığı tiyatrolara dalıp giderdi. Günümüzde yitirmeye yüz tutan bir gelenek olan radyo tiyatrosunu bilenler o zamanları hasretle anmaya başladılar. Peki ya bilmeyenler? İşte sizler için radyo tiyatrosunun tarihini derledik.
Giriş Tarihi: 10.12.2018
18:41
Güncelleme Tarihi: 13.12.2018
14:45
DÜNYADAKİ İLK RADYO TİYATROSU OYUNU
İngiliz tarihçi Lord Asa Briggs, 16 Şubat 1923'de Shakespear'in klasiklerinden bazılarının BBC'de yayınlandığını söylese de, genellikle Richard Hugs'un "A Comedy of Danger " adlı 15 Ocak 1924'te yayınlanan oyununun ilk radyo oyunu olduğunu savunanlar da var. Ancak kaydı bulunan ilk radyo tiyatrosu ne İngiltere'de, ne Amerika'da, ilk kez Almanya'da, Berlin Radyosu tarafından "mikrofona kondu". Bu eser Schiller'in "Haydutlar"ıydı.
Daha önce ünlü ve başarılı tiyatro oyunlarının sahneye mikrofon konarak taş plaklara kaydedildiği ve radyoda dinleyiciye sunulduğu biliniyor. Ancak böylesi ürünler radyo tiyatrosu olarak değerlendirilmiyor. Radyo tiyatrosu, bir oyun, roman ya da öykünün ya da tümüyle radyo tiyatrosu olarak yazılmış özgün bir eserin stüdyoda, ses ve müzik efektleri eşliğinde yeniden üretilmesiyle ortaya çıkan radyo programlarına deniyor.
TÜRKİYE’DE RADYO TİYATROSU
Türkiye'de radyo tiyatrosu, TRT öncesi dönemlere uzanıyor. Özellikle İstanbul Radyosu 1950'li yıllarda ilk radyo tiyatrosu örneklerini vermeye başladı ve bunu gitgide sistemleştirdi.
Baki Süha Ediboğlu, Ekrem ve Cemal Reşit Rey kardeşler ilk mikrofona koyucular olarak ünlendiler. Bedia Muvahhit, Afife Ediboğlu, Hadi Hün, Perihan Tedü, Kemal Tözem, Sami Ayanoğlu, Şaziye Moralı, Vasfi Rıza Zobu, Ercüment Behzat Lav, Behzat Butak, Suavi Tedü ise ilk radyo tiyatrosu oyuncuları olarak tarihte yerlerini aldılar.
RADYO TİYATROSU KADROSUNDA KİMLER VAR?
Prodüktör : Bir oyunun bütün yönetim işlerini yüklenen ve sermeyesini sağlayan kimselerdir. Dramaturg : Yazılı bir metni anlamlı bir performans haline getiren kişidir. Öncelikli olarak seçilen metnin hedefini, ana fikrini, yan anlamlarını, yazarın yaptığı göndermeleri inceler ve çözümler. Günün seyircisine ne ilettiğini/iletebileceğini belirler. Oyunun sahnelenmeye uygun olup olmadığını saptar. Yönetmen ile benzer özellikler gösterse de yönetmene kıyasla oyunun detaylarına kapılmaz. Oyun ile seyirci arasındaki köprüdür. Efektör : Radyo tiyatrolarındaki ses efektlerini hazırlayan kişilerdir. Efektörlerin kulağın duyduğu her bir sesi oluşturabilmeleri kullandıkları stüdyolarda; kapı, zil panosu, merdiven, daktilo, ayak seslerini çıkarmaya yarayan yürüme platformu, tabaklar, bardaklar, çatal ve kaşıklar ile yaprak hışırtısı sesi çıkarmaya yarayan bant parçaları gibi efekt malzemeleri bulunuyor.
OYUNLARDA HANGİ KONULAR İŞLENİYOR?
Yayınlanan oyunlarda işlenen ana temalar; aşk, cinayet, evlilik, ekonomik sorunlar, kuşku, intikam, yabancılaşma, göç ve evden kaçmadır. Radyo oyunlarında yoğunlukla işlenen temalar 'yaşam'dan alınmakta ve kurulu düzenin korunmasına yönelik sonuçlar dinleyiciye mesaj olarak aktarılmaktaydı.
Bu yıllarda yayınlanan radyo oyunlarında, Türkiye'deki dinleyicilerin geleneksel yapısına uygun olarak ailenin korunması mesajı dikkat çekmekteydi. Radyo tiyatrolarında işlenen konulardaki sorunlar, genellikle orta ekonomik ve eğitim düzeyindeki dinleyicinin rahatsız olmayacağı, toplumdaki egemen değerlerle çatışmayan bir biçimde çözülürdü.
1946-1960 YILLARI ARASINDA RADYO TİYATROSU
1959 yılına kadar radyo tiyatrosu programlarının sorumluluğu Söz-Temsil Yayınları'ndaydı. Bu bölümde çalışanlar radyonun kadrolu (sürekli, maaşlı) çalışan elemanlarından oluşuyordu. Bu bölüm daha çok söz yayınlarının denetimini üstlenmişti. 1959 yılında yapılan değişiklikten sonra, radyofonik oyunlar Ankara'da Devlet Tiyatro ve Operası'na, İstanbul'da ise, Şehir Tiyatrosu sanatçılarına hazırlattırılmıştı ve onlar tarafından mikrofona koyulmuştu (rejisi yapılmıştı).
Radyo oyunları bu yıllarda da kültür-sanat yayınları içinde ağırlıklı bir yer tutuyordu. Bu tür yayınların yarısından fazlasını oluşturuyordu.