Eski dönem edebiyatımızın şiir defterleri: Mecmualar
Altı asırlık bir geleneği, hem gerçek hem de mecaz sistemine göre vücut bulan Divan Edebiyatı, kendi dünyasında orijinal söyleyişini meydana getirdi. Bu söyleyişlerin asılar boyu devamı, geliştirilmesi ve korunup saklanması mecmualar sayesinde gelenek halini aldı. On dokuzuncu yüzyıl sonları veya yirminci yüzyıl başlarında, bir defterde toplanmış şiirlerin yani mecmuaların kütüphanelerde "şiir defteri" olarak kaydedildiği de görüldü. İşte, edebiyatımızda mecmuaların gelişimi ve ilk örnekleri…
Giriş Tarihi: 30.07.2019
13:34
Güncelleme Tarihi: 30.07.2019
14:39
EDEBİYAT TARİHİNDE YERİ YADSINAMAZ
Mecmuaların edebiyatımızdaki yerinden ilk bahseden isim Ali Canip Yöntem'di. Yöntem, mecmuaların araştırmacıları acele, şahsi, hükümler vermekten menettiğinin, mecmualarda bu eserin en eski metnine ulaşılabildiği için bu eserlerin önemli olduğunu belirtir. Ayrıca, tezkirelerde yer alan bir şair hakkındaki abartılı övgülerin bizi yanıltacağını, o şiir hakkında doğru fikir edinebilmek için onun devrinde kaleme alınmış mecmuaların incelenmesi gerektiğini söyler. O, bu kanaatiyle mecmuaların, yazıldıkları dönemin edebi beğenisinin ve şairlerin ve şiirlerinin popülaritesini yansıtma gibi bir işleve sahip olduğuna da dikkat çeker.
Türk şiir tarihi açısından değerli kaynaklar olan şiir mecmuaları sayesinde, edebiyat tarihlerindeki bir kısım bilgiyi netleştirmek ve zaman zaman da düzeltmek, yeni yeni bilgiler eklemek mümkün olabilir. Derleyeni ve yılı tam olarak bilinmese de bir mecmuanın derleniş tarihi, içindeki metinlerden yaklaşık olarak tespit edilebildiği için, döneminin şiir zevkini, beğenilen şairlerini ve hatta toplanan şiirlere göre de yazıldığı dönemin en beğenilen şiirlerini belirleme imkanı verir. Yine mecmualarda divan sahibi olmayan, hatta divanı bulunduğu halde şiiri divanında bulunmayan şahsiyetlere, bilinmeyen eserlere rastlanabilir. Kısaca, Türk şiirinin gelişimini, değişimini ve geçirdiği merhaleleri tespitte mecmualar, özellikle seçme şiir mecmuları ve nazire mecmualarının önemi küçümsenemez.
ORTAK METİNLERİ BİR ARAYA GETİRİR
Mecmuayı "farklı kişilere ait metinlerin / metin parçalarının bir araya getirildiği eserler bütünü" olarak tarif etmek mümkün. Mecmuada bir araya getirilen metinler arasında çoğunlukla benzer veya ortak olan taraflar var. Söz gelimi "mecmû'atü'r-resâ'il"leri (risaleler mecmuası), bir araya getirilmiş hacimce küçük eserler oluşturur. Bu eserler arasında çoğunlukla konu yakınlığı da bulunmakla birlikte esas müştereklik -kısmen- hacimsiz eserler derlemesi oluşudur. Bununla birlikte hacimli eserlerin toplanmasından oluşan mücessem mecmualar da yok değil.
Aynı konudaki metinlerin toplandığı mecmualar, içerikleriyle anılmakta. İçindeki bütün manzumelerin "ilâhî"lerden oluştuğu mecmualara "mecmû'a-i ilâhiyât", fetvaların toplanmasıyla meydana gelmiş mecmualara "mecmû'a-i fetâvâ", kasidelerin derlenmesiyle oluşturulan mecmualara "mecmû'a-i kasâ'id" denmesi gibi.
Mecmuaların içeriğinde birçok farklı türde ve biçimde eser bulunduğu gibi, tek bir tür ve şekle münhasır mecmualar da bulunuyor. Şiir mecmuaları, risale mecmuaları, hadis mecmuaları, fetva mecmuaları, dua mecmuaları, tarih manzumelerini içeren mecmualar, fevâid mecmuaları, hutbe mecmuaları, tıpla ilgili mecmualar, gizli ilimlerden bahseden mecmualar, letaif mecmuaları, zikir ve evrâd mecmuaları, hikâye mecmuaları, münşe'ât mecmuaları, müzikle ilgili mecmualar, mektup mecmuaları, müsvedde mecmuaları, ilâm mecmuaları, söz, deyiş mecmuaları, hadis ve tefsir benzeri kaynaklardan edinilen dinî bilgilerin yer aldığı mecmualar bunlardan bazılarıdır.