Eski dönem edebiyatımızın şiir defterleri: Mecmualar
Altı asırlık bir geleneği, hem gerçek hem de mecaz sistemine göre vücut bulan Divan Edebiyatı, kendi dünyasında orijinal söyleyişini meydana getirdi. Bu söyleyişlerin asılar boyu devamı, geliştirilmesi ve korunup saklanması mecmualar sayesinde gelenek halini aldı. On dokuzuncu yüzyıl sonları veya yirminci yüzyıl başlarında, bir defterde toplanmış şiirlerin yani mecmuaların kütüphanelerde "şiir defteri" olarak kaydedildiği de görüldü. İşte, edebiyatımızda mecmuaların gelişimi ve ilk örnekleri…
Giriş Tarihi: 30.07.2019
13:34
Güncelleme Tarihi: 30.07.2019
14:39
Mevcut edebî ve akademik çalışmalar içerisinde şiir mecmualarının en yoğun olarak çalışıldığı alan tezlerdir. Yüksek Öğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi Elektronik Tez Arşivi Projesi sisteminden hareketle yapılan taramada 2011 yılı itibarıyla Türkiye üniversitelerinde şiir mecmuaları üzerine yapılan lisans üstü tezlerin sayısı 82 olarak görünüyor.
ZENGİN İÇERİKTE NEŞRİN YOKSUNLUĞU
Mecmuaların muhtevasına ilişkin çalışmaların ve mecmualardan istifadeyle yapılan değerlendirmelerin çokluğuna rağmen müstakil mecmua neşirlerinin sayısı sınırlı. Bunun sebepleri;
-Muhteva: Mecmualar ilim, edebiyat, tıp, botanik, halk kültürü gibi birçok alandaki muhtelif malzemeyi barındırdığı için muhteva zenginliğine/dağınıklığına sahip. Bu durum mecmuların müstakil neşrinden ziyade konu merkezli incelemelerin üretilmesi sonucunu veriyor.
-Hacim: Mecmuaların hacmi neşirlerini geciktiren bir başka husus… Kimi örnekleri bireysel çaba ve çalışmaları aşan mecmuaların neşri de zorlaşıyor.
-Özgünlük / Nitelik: Edebiyat tarihi açısından son derece önemli olan mecmualarla beraber muhtevalarının karmaşıklaştığı kimi mecmua örneklerine de rastlanıyor. Bu husus bazı mecmuaların niteliğini tartışılır hâle getirmekte ve müstakil neşrini zorlaştırıyor. Ayrıca mecmua mürettibinin özensizliği ve seçtiği şiir örnekleri de neşir açısından dikkate alınan/alınması gereken diğer ölçütler.
Nazire bir şairin takdir ettiği bir başka şairin şiirine vezin, kafiye ve konu itibarıyla benzeri olarak söylediği şiirlere denir. Nazire söylerken şairin kendi üslubunu ortaya koyma ve orijinal şiirden daha güzelini yazma amacı vardır. Şair nazire şiirinde kendi tarzını, şahsiyetini yansıttığı oranda şairlik gücünü ispatlamış olur.
Muhteva ve şeklin önceden belirli olduğu divan şiirinde şairler yeni muhteva arama ihtiyacı hissetmeden mevcut olanı değişik bir tarzda kendi üsluplarını katarak ifade etmeye çalışmışlar, bunun için nazire yönteminden faydalanmışlardı. Nazire geleneği Divan edebiyatının kuruluşundan, Cumhuriyet dönemine kadar devam etmiş bir gelenek. Bu gelenekle yazılmış olan şiirler meraklılarınca toplanarak eser haline getirilmesiyle nazire mecmuaları oluştu. Anadolu'da yazılmış, derleyicisi belli ve elde mevcut bilinen beş nazire mecmuası vardır.