Eski dönem edebiyatımızın şiir defterleri: Mecmualar
Altı asırlık bir geleneği, hem gerçek hem de mecaz sistemine göre vücut bulan Divan Edebiyatı, kendi dünyasında orijinal söyleyişini meydana getirdi. Bu söyleyişlerin asılar boyu devamı, geliştirilmesi ve korunup saklanması mecmualar sayesinde gelenek halini aldı. On dokuzuncu yüzyıl sonları veya yirminci yüzyıl başlarında, bir defterde toplanmış şiirlerin yani mecmuaların kütüphanelerde "şiir defteri" olarak kaydedildiği de görüldü. İşte, edebiyatımızda mecmuaların gelişimi ve ilk örnekleri…
Giriş Tarihi: 30.07.2019
13:34
Güncelleme Tarihi: 30.07.2019
14:39
Muhteva ve şeklin önceden belirli olduğu divan şiirinde şairler yeni muhteva arama ihtiyacı hissetmeden mevcut olanı değişik bir tarzda kendi üsluplarını katarak ifade etmeye çalışmışlar, bunun için nazire yönteminden faydalanmışlardı. Nazire geleneği Divan edebiyatının kuruluşundan, Cumhuriyet dönemine kadar devam etmiş bir gelenek. Bu gelenekle yazılmış olan şiirler meraklılarınca toplanarak eser haline getirilmesiyle nazire mecmuaları oluştu. Anadolu'da yazılmış, derleyicisi belli ve elde mevcut bilinen beş nazire mecmuası vardır.
Mevcut bilgilerimize göre Türk edebiyatında yazılmış ilk nazire mecmuası Ömer b. Mezîd'in Mecmû'atü'n-nezâ'ir'idir. Orijinal nüshası Londra'da School of Oriental and African Studies Library, 27, 689'da bulunan eserin bu nüshadan istinsah edilmiş bir nüshası da Türk Dil Kurumu Kütüphanesi, Yazma A 101'de kayıtlı.
Aynı zamanda Latin harflerine çevrilerek yayımlanmış olan tek nazire mecmuası olan bu eser, 1436/37'de derlenmiş. Derleyici 6 bahre ayırdığı şiirleri, uyak düzenine göre ayrıca bir sıra içerisinde düzene koymuş. Yapıtta 84 şairden 397 şiir bulunuyor.
Kısa bir önsözden sonra başlayan nazireler bölümünde ilk şiirin sahibi olan şairi çığır açıcı sayarak o şiirlere "Ahmedî-râ-st, Şeyhî-râst..." başlıklarını koyan derleyici, nazire şiirlere de "Nazîre-i Ezherî, Nazîre-i Mukbil..." gibi başlıklar koymuş.
Bu mecmua, ihtiva ettiği şairler bakımından edebiyat tarihimizin aydınlanması için önemli bir rol oynuyor. Nesîmî, Ahmedî, Şeyhî gibi klâsik şiirimizin ilk ustaları olarak bilinen şairlerin nasıl bir şiir ikliminde yetiştikleri, etkilendikleri ve etkiledikleri şairler bakımından önemli izler taşıdığı gibi bulunduğu güne nazaran varlığından habersiz olunan birçok önemli şairin edebiyat tarihimize kazandırılması gibi önemli bir rol de oynar.
On altıncı yüzyılın ilk nazire mecmuası Eğridirli Hacı Kemal'in derlemiş olduğu Câmi'u'n-nezâ'ir'dir. Mevcut bilgilerimize göre iki nüshası olan eserin hacimli nüshası Beyazıt Kütüphanesi, Nu: 5781'de yer alıyor.
1512/13 derlenen 454 yapraklık bu mecmuada derleyicinin kendi ifadesine göre kendisiyle birlikte 266 şairin 3140 şiiri bulunuyor. Derleyicinin önsözde belirttiğine göre eserde 232 kaside, 34 murabba, 9 muhammes, 1 müseddes, 13 müstezat, 4 bahr-i tavil, 2 muaşşer, 13 münacat ve 2832 gazel var. Bu durumda mecmuada 3140 şiir bulunmakta.
Hâlbuki elimizdeki nüshanın birçok varağı eksik. Meselâ "sad", "dad" harfleri gibi hiç şiir olmayan harfler olduğu gibi kimi harflerle biten kafiyelerde de önemli eksikliklerin olduğu fark ediliyor. Derleyici, 266 şairin 3140 şiirinden bahsederken, bizim tespitlerimize göre eserdeki şiir sayısı 2824'dür. Gazel dışındaki nazım şekilleriyle kaleme alınan şiirlerin başlıklarında nazım şekli özellikle vurgulanmış. Dehhanî, Daî, Melihî, Cemalî, Habîbî gibi şiirleri diğer mecmûalarda hiç bulunmayan veya çok az bulunan şâirlerin eserlerini ihtiva etmesi, Câmiü'n-nezâir'in değerini arttırıyor.