Arama

Eski İstanbul sokaklarında kimleri görürdük?

İmparatorluk başkentleri idare merkezi olmanın yanında aynı zamanda farklı coğrafyadan insanların bir arada yaşadığı yerleşim birimleriydi. Bir başka deyişle bir imparatorlukta hangi unsurların yaşadığını görmek için başkentlerine bakmak yeterliydi. Bu durumun en bariz örneği ise Eski İstanbul'du. Eski İstanbul, nüfus ve yerleşim alanı bakımından şimdiki durumuna göre çok az ve küçük olmakla beraber günümüzün aksine çok renkli bir toplum yapısına ve hayat tarzına sahipti. Peki, eski İstanbul sokaklarında kimler vardı?

  • 19
  • 23

Sütçüler, yoğurtçular, salepçiler, keten helvacılar, koz helvacılar, kâğıt helvacılar, seyyar muhallebiciler, Venedik sepetçiler, simitçiler, sokak kuklacıları, şarkıcılar, bin bir çeşit işportacılar...

  • 20
  • 23

Köprüden Aksaray'ı iki saatte tutan seriü's-seyr(!) atlı tramvaylar ve birer canlı iskelet tramvay atları; yalın ayak başıkabak beygir sürücüleri ve canlarından bıkmış sürücü beygirleri; eşekli molozcular ve dünyaya yalnız dayak yemek için gelmiş molozcu eşekleri...

  • 21
  • 23

Koyun, kuzu, keçi, sığır, manda, öküz, inek sürücüleri ve sürülerin kepenekli, kepenekleri benekli, kalın sopalı çobanları, iri yarı çoban köpekleri; yolların altını üstüne getiren ve geçtiği yerlerde dükkân kepenklerini, mağaza levhalarını, gezici esnaf tablalarını deviren gürültülü patırtılı yük arabaları, bu arabaların çilekeş hayvanları. Kupa, fayton, tenteli muhacir arabaları; öküz, manda, eşek arabaları. Odun, kömür arabaları ve oduncular, kömürcüler; hayvanlar tarafından çekilir iki tekerlekli, insanlar tarafından çekilir tek tekerlekli çöp arabaları...

  • 22
  • 23

Sürmeli gözleri süzgün, cepleri üzgün, fakat yüzlerinde düzgün, göğüslerinde kolalı önlük, burunlarında mavi gözlük, parmaklarında yüzük, dik yakalı, ağızları kalabalık, zampara azmanı yılışkan ve yapışkan, baston yutmuş gibi dimdik dolaşan şıklar...

  • 23
  • 23

Yaşamaklı , feraceli, çarşaflı, yeldirmeli, peçeli, hotozlu, başörtülü, yemenili, entarili, kostümlü, fistanlı, pelerinli, eteklikli, bluzlu, gömlekli, bornozlu, şallı, atkılı, mantolu, yamalı yeldirmeli, soluk başörtülü; beyaz, siyah, mavi, hasır, kumaş, örgü, yün, çiçek demeti ve zerzavat sepeti şapkalı; al, mor, yeşil, pembe, ipek, keten, sadakor, tül, kordela, bulut şemsiyeli; bağa, fildişi, sedef saplı, aynalı, şeffaf, çiçek yaprağı, köpük yelpazeli; şıkır şıkır altın bileziklerle, salkım salkım elmas küpeli; pırlanta, gül yüzüklü; katmer katmer inci gerdanlıklı; podösüet, ipek, örgü eldivenli; rugan, kunduz, yüksek ökçe iskarpinli; sedef düğme botlu; çedik pabuçlu, yırtık kunduralı, takunyalı, incili boncuklu, oyalı, kordelalı, sürmeli, pudralı düzgünlü; allıklı, rastıklı yapma benli cennet melekleri... (Derlenen kaynak: Ali Şükrü Çoruk, İstanbul Yazıları, sf. 1-6)

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN