Eski İstanbul sokaklarında kimleri görürdük?
İmparatorluk başkentleri idare merkezi olmanın yanında aynı zamanda farklı coğrafyadan insanların bir arada yaşadığı yerleşim birimleriydi. Bir başka deyişle bir imparatorlukta hangi unsurların yaşadığını görmek için başkentlerine bakmak yeterliydi. Bu durumun en bariz örneği ise Eski İstanbul'du. Eski İstanbul , nüfus ve yerleşim alanı bakımından şimdiki durumuna göre çok az ve küçük olmakla beraber günümüzün aksine çok renkli bir toplum yapısına ve hayat tarzına sahipti. Peki, eski İstanbul sokaklarında kimler vardı?
Giriş Tarihi: 04.03.2019
12:44
Güncelleme Tarihi: 04.03.2019
12:53
Ancak geçmişin üç kıtayı toplayan İstanbul'u yerine yeni bir İstanbul var. Artık İstanbul Asya, Afrika ve Avrupa değil, Erzurum, Edirne, Antalya, Sinop, Sivas, Diyarbakır, Trabzon, Giresun ve Rize, yani Anadolu. Epey uzakta kalan eski İstanbul'u kitaplardan, kartpostallardan ve görsel malzemelerden takip ediyoruz. Ali Şükrü Çoruk'un İstanbul Yazıları isimli eserinde yer verdiği, Sadri Sema Aydoğdu'nun Eski İstanbul Hatıraları adlı eserinden, İstanbul sokaklarında kimler vardı , öğreniyoruz.
ESKİ İSTANBUL SOKAKLARINDA KİMLERİ GÖRÜRDÜK?
"Keserleri, rendeleri, çekiçleri, testereleri, burguları, kerpetenleri zenbilde yapı ustaları; kazmaları, kürekleri, lobutları omuzda kaldırımcılar. Köpekleri peşinde, fişekleri belinde, çifteleri elinde avcılar; baltalı, saltalı odun yarıcılar; tabancalı, kamalı, saldırmalı, sustalı, muştalı bulanık ve bulaşık kabadayılar…
Tırmıklı, oraklı ot ve ekin biçiciler; küfeli satıcılar, semerli hamallar, sıfır numara kalıplı, siyah sivri fesli, kolları yırtmaç kıvırcık ceketli, paçaları çapraz düğme pantolonlu bıçkınlar. Beyaz şeritli, beyaz kayışlı, tahta kılıçlı sünepe belediye çavuşları; ellerinde iri tane otuz üçlü, bellerinde çakaralmaz, palto omuzda cakalı polisler.
Altı kaval üstü şişhane vinçisterler boyunlarında birer yamalı iple bağlı, lime lime urbalarının sarılı kırmızılı şeritleri dökülmüş, belleri bükülmüş zaptiyeler, beyaz, siyah yeşil, alaca takkeli Hindli mi, Çinli mi, Belücistanlı mı, Afganistanlı mı, Tataristanlı mı anlaşılması fala, kıyafetlerinin tarifi remile muhtaç bakır yüzlü adamlar. Şemsiyeli, bastonlu, gözlüklü, redingotlu, istanbulinli kalem kâtipleri, narçiçeği fesli ve kısık sesli saray hafiyeleri .
Vişneçürüğü fesli, renk renk kostümlü çeşit çeşit paltolu, pardösülü makfarlanlı, kolalı gömlekli, kolalı yakalıklı, kolalı kolluklu al, mor, turuncu, papatya, üvez, yanardöner, gülkurusu boyun bağlı şık beyler.